Veda ve Hoş Geldin

7 Ekim 2021 09:00

M. Okan Okuş yazdı…

Aklımın ilk erdiği zamanlarda takımın teknik direktörü Romanyalı Valeriu Neagu idi. Pil Fabrikasının toprak sahalarına takımın geldiğini duyduğum zaman, ev yakın olduğundan koşa koşa giderdim. Takımın başında hayatımda ilk defa gördüğüm bir yabancı insan, üstüne üstlük sert ve bağıran birini kenardan hem korku hem heyecanla izlerdim. Hayatımın ilk futbol hatasını bir antrenmanda rahmetli kalecimiz Kaptan Mehmet Ali Öztürk’ün kale arkasında kaçan topları koşup getirirken kaleye çekilen bir şutta pil fabrikasının delik filelerinden gelen topu kurtarmaya çalışırken canımın yanması ile yaşadım. Artık nasıl bağırdıysam hoca yanıma gelip başımı okşarken, beni teselli etmişti. Allah’tan hem kırık falan olmadan atlatmış hem de hocaya karsı bütün korkularım bitmişti. Bildiğim kadarı ile 90 yaşın üzerinde ve hayatta şu an, Allah uzun ömür versin.

İlk dönemi çocukluğumuza, ikinci dönemi gençliğimize denk gelen Adnan Dinçer geldi geçti. Türk futbolunun asla kıymetini bilemediği bir teknik adamdı. Antalyaspor’umuza yaşattığı şampiyonluklar olmasına rağmen maalesef kulübe kırgınlığı var. Radyospor’da bir programda bu üzüntüsünü dile getirdiğinde canlı yayına mesaj atmıştım. Yönetimlerde vefasızlık olsa da Antalyaspor taraftarının kendisine her zaman büyük sevgisi olduğunu belirtmiştim. Sağ olsun, sunucu mesajımızı okuduğunda o da çok mutlu olmuştu.

Bu takımdan çok değerli hocalar geldi geçti. Rahmetli Metin Türel, Ümit Kayıhan’dan Yılmaz Vural, Jarabinsky, Mehmet Özdilek, Bülent Korkmaz’a varana dek… Elbette takım 3. Lig’e düşmek üzereyken göreve gelen ve takımı ligde tutan Orhan Gülmez ile Metin Ünal’ı da unutmak olmaz.

Ersun Yanal ismi, Antalyaspor’da görev yapan gelip geçen onlarca isimden farklıydı. Türkiye Ligi şampiyonluğunu daha nisan ayında kazanmış, Milli Takımı çalıştırmış, hücum futbolu denen ve her taraftarın çok sevdiği oyun anlayışını en iyi uygulayan isimdi. Kendisinden beklentiler çok yükseldi, hayaller bambaşka yere gitti. Ama bir akşam üstü Ali Şafak Öztürk  yönetiminin görevi bırakması, transfer yasağı derken son gün takımın santraforu Adis Jahovic’in takımdan ayrılması ile santrforsuz, takviyesiz bir şekilde ligin ikinci yarısına başladık. Hocanın burada hakkını ödemek istiyorum, başkası olsa “Hadi bana da eyvallah” der ve giderdi. Ama bu süreçte 6-0 Hatayspor mağlubiyeti yaşanmasına rağmen, kısıtlı kadro ile takımı ligde tutarken 20 yılın üstüne Antalya’ya Türkiye Kupası finali heyecanı yaşattı.

Bu sezon başlarken hocanın talepleri doğrultusunda yapılacak transferlerle hocanın efsanevi sezon başı antrenmanları yapılacak, takım lige fırtına gibi girip en azından ligin ilk yarısında çok iyi şekilde götürmesini bekliyorduk. 8 hazırlık ve 8 lig maçı olmak üzere yeni kadro ile 16 maça çıkan hoca, maalesef bu süreçte takım kadrosunu ve oyun anlayışını oturtamadı. Takım içinde artan küskün oyuncu sayısına  tribünlerin tepkisi de eklenince artık yol yürümek imkansız hale geldi. Her şeye rağmen geçen seneki performansı, şehirde yaşattığı Türkiye Kupası finali heyecanı için hocaya teşekkür ederim. Bundan sonraki yaşamında mutluluklar dilerim.

Hoca arayışı başlayınca çok isim gündeme geldi. Kuşkusuz hangi Türk hoca gelse, bizleri tatmin etmeyecekti. Taraftarın sevgilisi Jose Morais’ten yüksek maliyet nedeniyle vazgeçildi. Yönetim ise büyük bir risk alarak Nuri Şahin isminde karar verdi.

Nuri Şahin çok farklı bir karakter ve oyuncu. Hayatında geleceğine çok önceden karar veren, futbol dışı ama mesleğine destek olacak şekilde Harvard gibi bir dünya markasında eğitim alan Nuri kendini demek ki o kadar hazır hissediyor ki, bu teklife evet cevabı vermiş.

Futbolculuk hayatını Avrupa’nın üst düzey takımlarında geçiren Ersun Yanal dahil hep üst düzey hocalarla çalışan, 7 dil bilen, dünyaya açık, ne yapmak istediğini bilen bir Nuri Şahin’in hem bizde başarılı olacağına hem de gelecekte çok iyi noktalara geleceğine inancım tam. Taraftar olarak bize düşen; hocaya güvenmek, inanmak ve destek olmaktır.

Tekrar hoş geldin ve başarılar Nuri Şahin hocam!