Ersun Kazandı Yanal Kaybetti

20 Eylül 2021 08:29

M. Okan Okuş yazdı…

Şampiyonlar Ligi dönüşünde eksik bir kadro ile sahaya çıkan rakip karşısında ilk yarıda sahaya iyi yayılan, orta alanda pas trafiğini iyi yapan bir takıma sahiptik. 

Eksik ve mecburi oyuncu değişiklikleri ile oyun tutturmaya çalışan rakibe karşı, Haji Wright’ın son vuruşu ve yan topta Veysel’in kafa vuruşu ile 2-0’ı bulduk. İlk yarının son dakikasında Wright karşı karşıya kaçırmasa, maçın kaderi bambaşka olacaktı. 

Ersun Yanal, karşılaşmanın ikinci yarısına anlamsız Gökdeniz-Doğukan değişikliği ile başladı. Öncelikle maçın skorunu elinde tutup sonrasında skora yönelik oynamak varken bu oyuncu değişikliği tamamen ayağına sıkmak oldu. Doğukan, maalesef bir türlü üzerine koyamayan, kişisel oyununu geliştiremeyen bir isim. Sahada olduğu her maçta anlamsızca kaptırdığı toplar rakibe ekstra pozisyon yaratıyor. Beşiktaş’ın ilk golündeki pozisyon hatasını ise U13 forması giyen çocuk yapmaz.

Beşiktaş’ın skor farkını kapamak adına ikinci yarıda yükleneceğini bilmek için futbol dehası olmaya gerek yok. İkinci yarıda kenarda ısınan Fedor’u sol beke alıp Güray’ı sağ beke atsa, rakibin kanatlarını da tıkamış olacaktı. Maalesef yapılan anlamsız oyuncu değişikliği, rakibi saha içinde artı duruma getirdi. 

Paul Mukairu için geçen hafta da yazdım. Artık kredi kartını kullanmayı bitirdi, ek hesaptan yemeye başladı. Hücumda Güray’a atmadığı top ve 3. gol öncesinde geriye oynadığı pas maçın skorunu etkileyen hatalardı. Maçın 55. dakikasından itibaren bir dakika sahada kalmayı hak etmedi. Ersun Yanal bu dakikalarda Amilton’u oyuna sürse, Doğukan ile kaybettiği kanadı kurtarabilirdi. 

Sakatlığı ve hastalığı olmayan, oyun içinde ihtiyacın olabilecek Ghacha’nın maç kadrosunda olmaması, hocanın maç kadrosu planlama hatasıydı. Takımın en sevilen isimlerinden olan Fredy’nin sözleşmesini 3 yıllığına uzattıktan sonra gerek Çaykur Rizespor maçındaki penaltısı gerekse bu geceki geri pası kendisine yakışmıyor. 

Maçın özeti, maalesef ilk yarı nasıl maç alınır ve ikinci yarı nasıl maç verilir oldu. Amilton’u ısrarla oyuna almayan, Milosevic varken bu sezon daha forma yüzü görmeyen ve ne katkı vereceği muallak olan Ufuk’u oyuna almak, hocanın ikinci yarıya sığdırmayı başardığı onlarca hatadan biriydi. Ersun Yanal, Çaykur Rizespor ve Gaziantep maçları ile bu maçın ilk yarısında çok iyiye gittiğini söylediğimiz takımı adeta Çubuk Beli’nden aşağı yuvarladı. 

Maçın hakemine gelirsek, Allah için bu tür hakemlere maç verilmesin. Bizlerde daha fazla günaha girmeyelim. Bir ara düdüğün birini rakip takımın hocasına verdi sandım. Kararları önce Sergen Yalçın verdi, daha sonra hakem düdük çaldı. 

Her zaman sezonun üç maçında karşılaştığımız bir mevzu var. Dışarıdan gelenler ayrı bir mevzu ancak kimliğinde, kütüğünde Antalya yazıp, maçlar seyircili oynanırken deplasman tribününe geçip şehrinin takımına küfreden karakteri eksikler var. Bir de bu şehre başka yerden gelip takımı iç sahada dış sahada yalnız bırakmayan, desteğini maddi manevi esirgemeyen insanlar var. Utanma duygunuz varsa, onlardan utanın.

Sadece şehrinin takımına sahip çıkanlara sağlıklı günler dilerim.