Seri Sonlandırıcı Antalyaspor

Ne demişti Ali Şafak Öztürk; “Öyle yanağından makas alınacak bir kulüp değiliz.”

Tam da bu maçın üzerine tekrar hatırlatılacak bir söz bu!

Eğer yenilseydik, ligdeki herkes “başkanın eskiden desteklediği takımına tabi ki yatacaklardı” diye bir sürü söz uyduracaktı. Ama bilmiyorlar ki #BİZANTALYASPORUZ. Yanağımızdan da makas alamıyorsunuz zaten. Dik duruşumuz her zaman devam edecektir. İstanbul saltanatı yıkılacak elbet, Anadolu’nun vakti de gelecek. İşte o zaman futbolun tadına varacağız. Futbolu objektif şekilde yönetebilecek insanlar geldiği zaman Anadolu şahlanacaktır. Hani hep deriz ya “Elbet bir gün Antalya” diye, işte “Elbet bir gün Anadolu” 

Antalyamız zamanında bozduğumuz serileri tekrar hatırladı, Fenerbahçe’nin bir serisini daha sonlandırdı. Ufuk Akyol ise gene çok güzel bir gol atarak resmen ben Antalya’da golleri yazmaya geldim dedi. Hakan’ın kaçırdığı golde ise resmen tüm taraftarlarımız resmen yağ kaybına uğradı. Allah’tan Fenerbahçe çok etkili değildi de gol atamadılar. O kaçırdığımız pozisyonları da aratmadılar.

Bülent Korkmaz’ın öğrencileri kendilerine gelmiş gibiydiler. Tabi biz taraftar olarak dışarıdan gözlemlediğimiz için, kulüp içerisinde neler yaşandığını çok bilemeyiz ama umarım kulüp içi huzurludur. Çünkü huzur yoksa ne istenilen aile ortamı ne alınan galibiyetlerin anlamı kalır. Huzursuz bir çalışma ortamı herkesi etkiler. Biz taraftarlar kızarız, bağırırız ama gene de sevdamız gittiği yerlerde yalnız kalmasın diye onun peşinden kilometrelerce yol teper, onları destekleriz. Geçen hafta galibiyetten sonra soyunma odasına gidip sonra tekrar sahaya çıkan takımımıza İstanbul’da cuma akşamı olan maçta taraftarların olduğunu hatırlatın lütfen. Yani geçen hafta da dediğim gibi, taraftara küsülmez.

Bülent Hocamızı istifaya davet edenler ve istifa etmesini istemeyenler olarak ikiye ayrılmış durumda şu anda taraftarlarımız. Ben ise bu adam giderse kim gelecek diye düşünüyorum. İstifaya davet edilmesini de erken buluyorum. Geçen sene kesin düşecek gözüyle bakılan takımımız, futbolcularımızın ve hocamızın hırsı ve inancıyla neredeyse Avrupa’ya gidiyordu. Parasızlık, borçlar derken bu takımı yarı yolda bırakmayanlara karşı insafsız davranma taraftarı değilim. Eldeki imkanlarla yapılan transferle hocamızın elinden gelenin en iyisini yapacağına da inanıyorum. İnançsızlık yapmak istemiyorum ve soyadımız gibi “KORKMAZ” bir futbol oynatmasını bekliyorum.

Haftaya milli maç arası olması da harika denk geldi. Gustavo ve Charles’in sakatlığı bizi zorluyor. Onların da toparlanması için zamanlama çok iyi oldu. Kendi evimizde Gençlerbirliği ile oynayacağımız maçı kazanıp, üçte üç yapıp üç puanı da alırız umarım.

Sevdamız yüreğinizden, bestelerimiz dilinizden düşmesin. Kırmızı-beyaz aşkla kalınız Büyük Antalyaspor taraftarı.

Gençlerbirliği maçından sonra görüşmek üzere…