Kuddisi Müftüoğlu’na Açık Mektup
Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Komitesi Başkanı Sayın Kuddisi Müftüoğlu, amacım fırsattan istifade edip size sataşmak değil. Amacım ‘Gün bugündür’ deyip sizi karalamak, sizin üzerinizden prim yapmak hiç değil. Ben sadece adalet istiyorum! Ben sadece taraftarı olduğum takımıma adil davranılmasını istiyorum. Pazar gecesi yaşananları hep birlikte izledik. Fair-Play olgusunun nasıl hiçe sayıldığına şahit olduk. Kazanmak için her şeyi mubah görenlerin Türk futboluna nasıl zarar verdiğini gördük.
Türkiye’deki birkaç profesyonel hakemden birisi olan Bülent Yıldırım, sahada Türk hakemliğinin geleceği adına çok kötü bir sınav verdi. Maçtan sonra yorumları izlerken yanılmıyorsam Mustafa Denizli’nin yorumuydu ki yanılıyorsam peşinen özür dilerim, “İstanbul’da oynuyorsan, son saniyelerse, bu tarz pozisyonlarda düdük çalınıyor.” dedi. Mustafa Denizli, olması gerekeni değil, yaşananları özetledi.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, yukarıdaki yorumun ne anlama geldiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz. Düzenin bu şekilde devam etmesinin Türk futboluna hiçbir katkı sağlamadığını net olarak görüyoruz. Milli takımımız ortalıkta yok. Avrupa kupalarına giden İstanbul takımlarının başarısı yok. Türkiye’de faulle alakası olmayan her pozisyona faul alan, olmadık pozisyonlarda penaltı kazanan bazı takım oyuncuları, Avrupa arenasında alışık oldukları düdükler çalınmayınca sudan çıkmış balığa dönüyor. Kazanmayı bir yana bırakın pozisyona giremiyor. Ama faulle, penaltıyla alakası olmayan pozisyonlarda istediklerini alanlar, skor avantajı ile yine yeniden Avrupa’nın yolunu tutuyor.
Bir Anadolu takımı için bırakın üç puanı, bir puan bile hayati önem taşıyor. Alınan bir puanla bazen ligde kalınıyor, bazen o şehrin seyircisini takıma bağlayacak yerlerde lig bitiriliyor. En önemlisi ise kazanılan üç puanda bir milyon lira, bir puanda ise yarım milyon lira gelir elde ediliyor. O paralar ile de Anadolu takımının bir sonraki sezonlara dair döngüsü sağlanıyor.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, bu mektup bitmez. Uzar da uzar… Günlerce, haftalarca yazabilirim. Ama yazmaya gerek yok. Siz bu gerçekleri zaten biliyorsunuz.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, biz yandık, başkaları yanmasın. Aldatmak, Türk futbolunun kaderi olmasın. Aldatmacalarda da aldatanlara istedikleri verilmesin. Sıfatının başında “profesyonel” olan isimler profesyonelliğin hakkını versin. Profesyonelliğin hakkını veremeyenler, hatalı kararlar verenler, olmadık pozisyonlara düdük çalanlar, yaptıklarının bedelini ödesin.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, sizden bir ricam var. Pazar gecesi adaletin dışına çıkanlar, profesyonelliğinin gereğini yerine getiremeyenler yaptıklarının cezasını çeksin. Cezalarını çeksinler ki bir daha bu tarz hareketler yapmaya cesaret edemesinler.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, eğer sistem bu şekilde devam ederse Türk futbolu adına bir arpa boyu yol alamayacağımız ortada. Kaldı ki alamadık.
Sayın Kuddisi Müftüoğlu, son sözüm, yukarıda Allah var…