Kritik Haftalar
Sevgili Antalyasporlular,
Alanyaspor hezimetinden sonra, camia üzerindeki olumsuz havanın dağılması için kırılma maçıydı Boluspor deplasmanı. Bu maçtan alınabilecek olumsuz bir sonuç hem ilk iki yarışına darbe vuracak hem de Hami Hocanın yeterliliğini sorgulatacaktı camia içinde.
Maça temkinli başladık, gol atanın kazanacağı bir maç havasındaydı. Rakibin hücum hattının etkisiz olması ve geçmiş maçlara nazaran daha derli toplu oynayan Antalyaspor savunmasına ileride kaliteli isimlerin iyi oynamasalar da skora katkı yapmalarıyla önemli bir galibiyet elde ettik.
İlk önce Hami Hocanın artılarıyla başlayalım. Yukarıda da bahsettiğim gibi takım savunması konusunda gözle görülür bir iyileşme vardı bu deplasmanda. Rakibe yok denecek kadar az pozisyon vermemiz en büyük artımızdı.
Genç oyuncuları korkusuzca sahaya sürüp onlara güvendiğini göstermesi geleceğimiz adına büyük önem taşıyor. Ama bu konuda yazımın ileriki satırlarında eleştirilerim de olacak.
Basın açıklamalarında her defasında takıma olan inancını ve şampiyonluk kelimesini telaffuz etmesini de olumlu buluyorum.
Gelelim kazanmamıza rağmen gördüğümüz eksikliklere… En başta takım hâlâ istenen oyunu oynamıyor ve maç sonunda Hami Hoca takım sanki çok iyi bir oyun oynamış gibi yorumlarda bulunuyor. Belki futbolcularını motive etmek istiyor ama kötü olunduğunda da biz kötüyüz demesini becerebilmeli.
Diğer bir konu, maç 0-1’ken ve daha skoru garanti altına almamışken, oyundan takımın dinamosu Janda’yı çıkarıp yerine ilk kez forma giyen, deneyimsiz ve fiziken daha gelişmesi gereken bir oyuncu sokup maçı tehlikeye atması, kalan sürenin bizim sahamızda geçmesine vesile olmasını söyleyebilirim.
Hâlâ Hami Hoca oyunu okumada ve oyuncu değişikliklerinde yanlışlar yapıyor. Bu maçta kazanılan üç puan bu yanlışları örtmemeli, zira her takımın hücum hattı Boluspor’un ki gibi kötü olmayabilir.
Berk İsmail Ünsal’a inancı tam ama onu alıştığı pozisyon olan forvet arkasında değil de skoru korumak amacıyla boy avantajından yararlanmak için defansın önünde kullanıyor olması, bana pek alışagelmiş bir karar olarak gelmiyor. Ayrıca oyuna soktuğu üç oyuncunun da kiralık olması ve sene sonunda bu takımın formasını giymeyecek olmaları nedeniyle sanki genç oyuncu tercihlerinde alt yapımızdan çıkan veya mevcut kadroda bulunan Seddar, Emre Torun, Hüseyin Atalay gibi futbolculara şans vermesi ilerisi için daha yararlı olacaklardır.
Hata yapılacaksa bunu kendi bünyemizdeki futbolcuların yaptığını görmek içimizi daha az acıtır gibime geliyor.
Bu hafta rakibimiz Kayserispor. İlla kazanmalıyız, olmazsa olmaz gibi bir hava içerisinde değilim şahsen. Hatta bir puana üzülmeyeceğimi söyleyebilirim. En önemlisi bu maçta sahadan mağlup olmadan ayrılabilmek. Umarım Hami Hoca bu maçta kendini daha da geliştirir ve bizim endişelerimizi boşa çıkartacak doğru hamleler yapabilir. Çünkü bu işin artık şakası yok.
Sevgiyle kalın…