Köprüyü Geçinceye Kadar
Kendimi bildim bileli taraftardan futbolun siyasetten uzak tutulması gerektiğini duyarım. Ama hiç uygulayanı da görmedim. Belki de taraftar bunun en masum tarafında. Yönetimin her fırsatta siyasi görüşünü ortaya koyması ve Antalyaspor’u siyasete alet etmesi kabul edilebilir bir şey değil.
Türk futbolunda da bu böyle… Kayseri’nin seyircisiz oynama cezasının ertelenmesi siyasetin kirli ellerinin futbolun üzerinde olduğunun en bariz göstergesi. Bizim de boşuna Süper Lig sevdasına düşmememiz gerektiğinin sinyali. Taraftarı bu denli kahrolmaya itmenin bir anlamı olmadığını ve konunun muhataplarının acil sorgulanması gönlümden geçen. Bir de aklımdan geçenler var ki bizim yönetimimiz de zamanında forslu formayla şov yapmamış mıydı? Bu denli siyasete alet edilmiş Türk futbolu bizi anca geriye götürür.
Bir de bu zor günleri atlatamazken neden hâlâ birlik beraberlik içinde hareket etmiyoruz onu da anlamış değilim. Saçma bir kavga içinde insanlar kendi menfaatlerini güder olmuşlar. Hiç kimsenin takımı ve takımın menfaatlerini düşündüğünü zannetmiyorum. Takımın bu zor zamanlarında bile bizler bir olamayacaksak amatör kümede mi birlik beraberlik içinde olacağız diye düşünmeden edemiyor insan.
Taraftardan tek istediğim en azından şu önümüzdeki süreçte geriye bakmayalım. Bir olalım birlik olalım ve geçmişi düşünmeyelim. Düşünmeyelim ki emeklerimiz işe yarasın. Diğer türlü ne yaparsak yapalım bu sevdaya faydalı olamayacağız. En azından köprüyü geçinceye kadar birbirimize yakın olalım, sonrasında sevmediğimiz herkesin Anamur’a kadar yolu var.