Jose Manuel Ferreira de Morais

İlk imza attığı zaman “Kimdir, neyin nesidir, nereden gelmiştir, nasıl bir futbol oynatacak?” gibi bir çok sorunun akıllara gelmesine sebep oldu Jose Morais. Başkana sorulduğunda alınan cevap, altı yedi dil bildiği ve Jose Mourinho’nun yardımcılığını yaptığı yönündeydi. Aslına bakarsanız başkan da bilmiyordu futbol konusunda ne kadar bilgili olduğunu, önemli bir futbol adamının Antalyaspor’a kazandırıldığını. Sadece tavsiye üzerine ve Samuel Eto’o’nun iyi niyetine güvenerek eşorfmanları giyen, Eto’o’nun yükünü alacak bir isim olarak bakıldı kendisine.

Türkiye’ye gelen tüm yabancı antrenörler gibi zorluklar yaşadı. Türk futboluna alışmak, Türk futbolcusunu çalıştırmak öyle kolay değildir. Ülkemizde futbol, futbolcusundan yöneticisine profesyonel bir iş gibi görülmediği için duyguların ön planda olduğu koşullarda çoğu yabancı teknik adam gibi o da sorunlar yaşadı. Hatta iç sahada alınan bir mağlubiyetten sonra taraftarın tesisleri basmasına bile şahit oldu. Samuel Eto’o yardımıyla yumuşatıldı neyse ki olay. Güzel günlere doğru gidileceği, Antalyaspor’un kabus görmeyeceği aktarıldı taraftara ve tatlıya bağlandı. Bir Fenerbahçe maçından önceydi, rahatsızlandı. Yaklaşık bir ay hastanede kaldı. Çok şükür ki sağlığına kavuştu ve takımın başına döndü.

Morais’in takımın başına gerçek anlamda geri döndüğünü yeni yeni anlıyoruz. Teknik direktörlük bir yetidir. Eğer bir insan o yetiye sahip olmaz ise bu işte başarıya ulaşmak gerçekten zordur. Portekizli teknik adama bakıldığında takımına sahip çıkan, futbolcusuna sahip çıkan, taraftarına sahip çıkan, belirli bir futbol mantalitesi olan, futbolcuların sevgisini kazanan, sahada ne istediğini bilen ve fazla fanteziye kaçmadan futbolcuyu asıl mevkisinde oynatan, her futbolcudan alabildiğince fazla verim almaya çalışan, formsuz oyuncunun gözünün yaşına bakmadan yedek kulübesine çeken, futbolcu rotasyonunu iyi ayarlayan, bana göre tamı tamına bir futbol adamıyla karşı karşıyayız. Antalya’nın bana göre şansıdır Jose Morais.

Kayserispor maçına bakıldığında hak edene formanın verildiği, takımın sisteminin oturduğu, futbolcunun sahada ne yapması gerektiği, takımdaki herkesin formayı almak için çalışması gerektiği, takım dizilişi ve sistemsel olarak üst düzey bir takım oluşturma hedefinde olduğu net bir şekilde belli. Takımı ve futbolcularını artık tamamen tanıyor ve elindeki kadroyu en verimli bir şekilde aynı futbolcuda ısrar etmeden kullanıyor. Yenebilir, yenilebilir, bir iddiası da kalmayabilir ama Antalyaspor’un Morais’in ellerinde daha üst düzey bir futbol oynayacağı da bir gerçek. Gelecek sezon yeni takviyelerle, Türkiye Ligi tecrübesiyle daha üstlere oynayan bir Antalyaspor izleyeceğiz gibi geliyor.

Kalbinde biraz olsun Antalyaspor sevgisi olanlara…