İlk Yarının Ardından

İyisiyle kötüsüyle ligin ilk yarısını bitirdik. Puan olarak bence ligin yeni ekibi olmamıza rağmen fena değildik. Kadro kalitesiyle doğru orantılı bir konumda olduğumuzu düşünüyorum. Zira kadro planlamasını yapanlar hücum hattını Mercedes, defansı Anadol şeklinde oluşturunca ortaya bu tablo çıktı. Devre arasındaki transferlerin takıma katkısı ne kadar olur, ben çok emin değilim. Taraftarımıza kalsa kadroyu baştan aşağıya değiştirecekler menajerlik oynar gibi ama bu işler gerçek hayatta maalesef bu kadar kolay olmuyor.

Sözleşme iptallerine ödenen paralar, yeni transferler için ödenen paralar takımı ciddi bir borç yükünün altına sokabilir. Burada akıllıca davranıp olabildiğince takas formülünü öne çıkarmak ve kadroda faydalanmadığımız futbolcuları PTT 1.lig kulüplerine iyi şekilde pazarlamamız gerekmektedir.

Yapılacak transferler için genç futbolcuların ağırlıkta olması en büyük temennim. Altınordu’dan yaptığımız transferler tarzında hamlelerin gelmesi en büyük dileğim.

Ligin ikinci yarısı resmen cadı kazanı olacak. Fikstüre hızlıca bir göz attığımızda içeride oynayacağımız maçların hemen hemen hepsi üst sıralardaki takımlarla olacakken, deplasmanda ligin alt sıralarındaki takımlarla oynayacağız. Kimine göre bu avantaj, kimine göre dezavantaj olarak gözükebilir. Ama içeride zorlandığımızı ve deplasmanda kazanamadığımızı düşünürsek 17 maçta umarım 19 puan daha toplayabiliriz diye umut etmekten fazlası gelmiyor elimden.

Transferler sonrası daha net yorum yapacağız elbet. Düştüğümüz senenin 4 puan fazlasını topladık ligin ilk yarısında bu sene.

Alt sıralarda iki takım hemen hemen havlu atmak üzereler. Bu, bu senenin artıları.

Tabii stadyum faktörünü de unutmamak gerekir. Son Antep maçındaki gibi tribünler dolarsa içeride bileği zor bükülen bir takım olacağız gibi gözüküyor.

Herkese sevgi dolu, sağlıklı bir sene temenni ediyorum.

Kırmızı beyaz günler sizinle olsun.