İki Maç Altı Puan
“Futbol basit bir oyundur…” der Cruyff. Önemli olan da bu basit oyunu oynayabilmektir. Ne kadar bu görüşe saygı duysam da Türkiye’de özellikle Süper Lig klasmanında işler pek de öyle yürümüyor. Önce tut, sonra vur taktiğinin senelerce hakim olduğu Süper Lig bu sene de bütün takımların “bir puan iyidir” sloganlarıyla açıldı.
Geçen hafta Başakşehir deplasmanımdan alınan üç puanın ardından Yusuf Hoca bu “önce bir puanı al da sonra üçü düşünürsün” akımına kapılmış olacak ki sahasında konuk ettiği Gençlerbirliği karşısına çift ön libero, hatta Zeki’yi de hesaba katarsak 4 3 3 diziliminde çıktı. Orta sahanın üç oyuncusu da üretmede yaratıcı olmayınca hücumda etkisiz bir ilk yarı sergilendi. Bir de golü yiyince zaten yedi defansif oyuncunun pek de faydası olmadığını anladı Yusuf Hoca.
Dedik ya Türkiye’de “önce tut sonra vur” taktiği geçerli diye. Bir diğer taktik de “gol yiyince yüklen” taktiği. Kaybedecek bir şey olmayınca, sahanda oynayınca iş önce yetenekli oyunculara sonra biraz futbol şansına kalıyor. Yusuf Şimşek de önce Osman’ın yerine Emre Akbaba’yı, sonra Emrah yerine Serdar Özkan’ı, daha sonra da Lazareviç yerine Mbilla Etame’yi alıp en azından gol bulup berabere bitirmeyi düşündü. Olursa da çevirmeyi düşündü. Biraz sıcak, biraz da çıkanların yerine girenlerin kalitesiyle önce Lazareviç, sonra Mbilla, daha sonra da sahada varlığı bile stoperlere tehtit oluşturan yıldızımız Eto’o ile İlhan Cavcav’ın takımını evine eli boş yolladı.
Her zaman böyle olur mu? Tabii ki olmaz ama bazı kaliteli ayaklar, mesela Serdar Özkan’ın kalitesi aynı jenarasyondan takım arkadaşı Arda Turan düşünüldüğünde, hatta Arda’nın bazı demeçlerinde genç milli takımlarda Serdar Özkan’ın çoğu maçı tek başına çevirdiğini söyler. Böyle kalitede bir oyuncu daha fazlasını hak ediyordu belki de… Bunu Gençlerbirliği maçında net olarak gördük. Umarım devamlı olur ve yararlı olur Antalyaspor’a.
Sezon, iki maç 6 puanla başladı Antalyaspor için. Hem Yusuf Şimsek için hem Başkan Gencer için işler gayet tıkırında. Her zaman böyle mi olacak? Hayır tabii ki o zamanları da göreceğiz. Her zaman böyle maç çevrilmez. Yusuf Hoca da zamanında Mehmet Özdilek gibi pişecek, öğrenecek. Zaten bu maç da hoca için büyük bir ders olmuştur eminim.
Bu altı puan geleceğe umutla bakmamıza neden oldu. Antalyalı artık asansör takım istemiyor, kafaya oynayan takım istiyor. Antalyalı artık bunu hak ediyor.
Bu altı puan diğer Süper Lig takımlarının da Antalyaspor’dan çekinmesi anlamına geliyor. Eto’osuyla, Lazareviciyle, Mbillasıyla, Serdar Özkanıyla, Emrah Başsanıyla korkulan bir takım görüntüsünde. Bu da bizim lig boyunca epey işimize yarayacak gibi…
Gözlerinizden Antalya, kalbinizden Antalyaspor eksik olmasın.