İki Çay Biri Açık Olsun
Takımda taşlar yerine oturmaya başladı. Mbilla ve Eto’o’nun yokluğunda güzel bir maç oldu …
Maç başında taraftarların yine hazırlığı vardı. 12 gün önce geçirdiği beyin kanaması nedeniyle maç öncesi Jose Morais maskeleri takıldı ve Jose Morais lehine tezahüratlar yapıldı. Taraftarların basında bu hareketi pek fazla yer almasa da bazı televizyon programlarında çok beğenildiği ve “Futbol bu hareketler ile güzeldir.” şeklindeki kelimelerle ve olumlu açıklamalarla Türk futbolundaki güzelliklere dikkat çekildi. Taraftar yine güzeldi. Yine övüldü. Cefakar Antalyaspor taraftarına yine teşekkürler.
Hakemin başlama düdüğü ile maç başladı ve ilk golü kalemizde gördük maalesef. M’bolhi kalede biraz yetersiz de kalsa, ilk golde bana göre hatası da olsa kalemizde fazla pozisyon görmememiz maçı aldırdı. M’Bolhi’nin yer tutmasını ve yan toplarda hazır olarak beklemesini yakıştırırdım ama bu yediği golü yakıştıramadım açıkçası.
Sahanın yıldızların birisi Inkoom’du bu maç. Çok güzel bir pas trafiği vardı takımın ve bu pas trafiğinde zaman zaman Inkoom’un büyük katkısı olduğu inancındayım.
Bu pasların lideri Yekta Kurtuluş’a ise kocaman bir alkış… Yekta ve Diego iyi götürdü maçı cidden. Danilo ise muhteşemdi. Penaltıyı yaptırması, ters köşeye vurması, gole çevirmesi ve golden sonra reklam panolarının üstüne çıkıp taraftarı selamlaması inanılmazdı. Aynı zamanda Diego ve Yekta da güzeldi. Formanın hakkını verdi maçta bu kadro.
Galibiyetle sonuçlanan bir maçta çok fazla olumsuz eleştiri yapmak istemiyorum ancak Serdar Özkan’ın öldürdüğü toplar yol olurdu. Evet, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığı belliydi belki ama Serdar Özkan’ın artık biraz daha çabuk hareket etmesi ve ayağında çok top bekletmemesi lazım. Pas ver Serdar Özkan, pas ver! Topu köşeye çekip ayağında bekletme artık.
Konu Serdar Özkan’a gelmişken, bir pozisyona dikkat çekmek istiyorum. Serdar’ın rakip ceza sahasında topuğu adeta ezilircesine yere düştüğü bir pozisyon vardı ve hakemde tekrar penaltı verecek özgüven yoktu. Ama o pozisyon kesinlikle penaltıydı. Sonuç yine değişmedi, yine hakkımızı yediler. Asıl garip olan ise hakemin bir tane sarı kartı Rizespor’un kalecisine göstermemek için direnmesi çok garip gelmişti bana cidden. O kadar oyunu geç başlatan bir kaleci nasıl olur da sadece bir uyarıyla maç bitiriyor?
Verilmeyen birkaç tane daha faul ve sarı kart sayabilirim böyle ama gerek kalmadı. Bizim sahadaki akrepler işi bitirdi. Ömer Şişmanoğlu geri döndü. Gerçekten Antalyaspor’da oynamak istiyor. Kendisini belli ediyor sahada. Ama kondisyon olarak eksiği var ki maçı zar zor tamamladı. Rakip oyuncunun da kendisini sürekli tutması fazlasıyla yordu Ömer’i neredeyse maç boyunca.
Takımda taşlar yerine oturmaya başladı. Mbilla ve Eto’o’nun yokluğunda güzel bir maç oldu. Markaja almalarına rağmen Ömer’in gol atması olağanüstüydü. Bu arada asisti Serdar Özkan yaptı. Ayağında top bekletmediği zaman güzel sonuçlar geliyor o kanattan.
İkinci yarı Lazo’yu çok etkili kullanamadık, kullandırmadılar. Onun yerine Emrah Başsan girdi. Çok katkısı yoktu bana göre ama oyun düzenini bozmamak da bir katkı tabii ki. 400 pas yapılan ve oyun Antalyaspor tarafından domine edildiği sürece her ne kadar galibiyetli skorlar iyi olsa da; bu istek ve arzu ile oynadığımız sürece benim için skor önemli değil. Yine de bu maça orta şekerli diyorum. Zaten takım bu istekle oynarsa kolay kolay maç kaybetmeyiz.
Bu maçtaki hatalarımızı biraz daha törpüleyerek gidersek Sivasspor maçı kesinlikle bizim. Sivasspor maçını kazanacağımız inancındayım. Şimdiden tüm futbolculara galibiyet sevinci yaşattıkları için teşekkür eder, önümüzdeki maç için başarılar dilerim.
Cefakar Antalyaspor taraftarlarımıza da, futbolcularımıza da şimdiden hayırlı yolculuklar diliyorum. Allah kaza bela vermeden gidip gelmeyi nasip etsin.