Özür Dilemiyorum
Takım kaybetmedikçe kendisine olan güveni geri geldi. 6 hafta önce eli ayağına dolanan aynı futbolcular şimdi resmen önüne geleni eziyor …
Geçen hafta bu köşede “Haftaya Fenerbahçe maçında hakem hataları ile kaybedeceğiz” yazmıştım. Maçı 1-0 kazandık. Özür filan da dilemiyorum. Hakem maçı düzgün yönetti diyebilmem gerekiyor ama öyle olmadı. Herkes Sow’un pozisyonunu tartışıyor. Bu hakemler değil mi o pozisyonun başlangıcındaki ofsaytı vermeyen? Mbilla’nın çekildiği pozisyon penaltıoğlu penaltı. O pozisyonu görmeyen yan hakem ve orta hakem değil mi? Yine Mbilla’nın ayağının kırılmasına ramak kalan pozisyonda Souza’nın kırmızı kartlık pozisyonunu görmeyen bu hakemler değil mi? Maçın sonuna 7 dakikalık uzatma ekleyen yine bu hakem değil mi? Ben neyine özür dileyeyim bu hakemlerden? Hakem hataları ile kaybedeceğiz demiştim ama hakem hatalarına rağmen kazandık diyorum.
Özellikle maçın ilk yarısında Fenerbahçe’ye karşı çok üstündük sahada. Futbolda kazanmak için ne gerekiyorsa hepsini de yaptık ama sadece golü bulamadık. Takım kaybetmedikçe kendisine olan güveni geri geldi. Bu futbolda çok önemli bir psikolojidir. 6 hafta önce eli ayağına dolanan aynı futbolcular şimdi resmen önüne geleni eziyor, darmadağın ediyorlar.
Yekta mükemmel bir vuruş ile takımı öne geçirdi. Topun kaleye gidişini Güney Kale Arkası Tribünü’nden benimle birlikte birçok renktaşım da izledi ve bu ana şahit olmak çok güzel bir duyguydu. Golden sonra herkes birbirine şahit olduğu olayı anlatıyordu.
Golü attıktan sonra Fenerbahçe teknik direktörü Aatıf ve Fernandao hamlesi yaptı. Rıza Hoca da yandan gerekli direktifleri verdi ve Fenerbahçe kurmaylarının yaptıkları müdahaleler boşa gitti. Bir kere Antalyaspor sahaya kazanmak için çıkmıştı. Bunu sahanın her tarafındaki ikili mücadelelerde ortaya koydular. Fenerbahçe çok silik kaldı diyorlar. Aslında yanlış söylüyorlar; Antalyaspor sildi Fenerbahçe’yi sahadan. Biz oynatmadık onları. Televizyon programlarında hep Fenerbahçe’den bahsediyorlar, kimse Antalyaspor’un güzel oyunundan bahsetmiyor. İşte taraflı İstanbul basını her daim bunu yapıyor ama gün gelecek bu düşünceleri de yıkacağız.
Gelelim camiayı geçen hafta boyunca oldukça fazla meşgul eden duruma…
Taraftar grupları biliyorsunuz bir protesto yaptılar. Kimse taraftar gruplarına suç bulmasın, sonuna kadar haklılar. Sekiz hafta tek bir galibiyet almamış, takımı düştüğü yerden tutup kaldıran taraftar gruplarıdır. Yıllarını Antalyaspor için feda etmiş iki adam bu tribün gruplarının başındadır. Bu insanlar yönetim ile görüşme talep etmişler ama kabul edilmemişlerdir. Adım gibi eminim ki 6 hafta önce bu insanlar görüşme talep etselerdi bu talep olumlu karşılanacaktı. Bu taraftar gruplarının kimseye bir gebeliği de yoktur. Onlarca otobüs ile her deplasmanda Antalya şehrini, Antalyaspor’u temsil etmişlerdir. Siz gidip bu insanları muhattap almayıp, kapalı kapılar ardında değişik işler karıştırıyorsanız kimse kusura bakmasın ama bu adamları küstürürsünüz. Bu adamlar dediğime bakmayın, Antalyaspor’un gerçek sahibi taraftar gruplarıdır. Neden, biliyor musunuz? Bugün takımda olan oyuncular, takımın başındaki başkan, yönetim kurulu vs. 10 yıl sonra burada olmayacak ama kale arkasındaki taraftar grupları yine orada olacak. Nasıl ki bundan 10 sene önce kale arkalarında olanlar şu an halen kale arkasındalarsa aynen öyle. Peki 10 yıl önceki futbolcu, yönetici vs. şimdi neredeler? Hiçbirisi yok. Takımın gerçek sahipleri yerinde duruyor, yani kale arkalarında. Bu yüzden kimse taraftar gruplarına suç atmasın. Takım Fenerbahçe’ye mağlup olsaydı kesinlikle bazı kesimler taraftar gruplarını suçlayacaktı. “Destek vermediler, o yüzden takım yenildi” gibi bir düşünce kesinlikle olacaktı. Bu önyargıyı direkt yıkarım ben. “İlk sekiz hafta içeride dışarıda desteğin kralını verdi bu tribünler, o zaman niye kazanamadı takım?” derler. Bu yüzden her kesim taraftar gruplarının haklı davasına karşı saygılı olsun. Gelinen konumda suçu olmayan tek taraftır taraftar grupları.
Ülkemiz maalesef Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrası yaşanan patlama ile sarsıldı. Onlarca vatan evladı maalesef şehit oldu. Antalyaspor-Fenerbahçe maçı öncesi de çok güzel görüntüler vardı. İki takım taraftarları birlikte yürüdüler, birlikte emniyet teşkilatına çiçekler verildi. Bu yazıyı yazdığım şu dakikada Türkiye’nin her tarafından taraftar grupları İstanbul’da Teröre tepki yürüyüşü yapıyorlar. Antalyaspor tribününü de temsilen Grup 1966 ve 07 Gençlik şu anda bu organizasyona katıldılar. Umarım güzel ülkemizde artık akan kar durur. Daha güneşli günler için teröre hayır.