Yönetmen
Hakan Aydın yazdı…
Süper Lig’in 12. haftasında deplasmanda Ankaragücü ile perdeyi açacak olan Antalyaspor camiası için karşılaşma da 10 Kasım tarihine denk gelince adeta bir heyecan fırtınası yaratmıştı. Çünkü Ata’sına bağlı, her karşılaşmada ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz‘ diye haykıran taraftarların Ata’sıyla buluşması ve maç olunca iki en sevdiğinin yanında olma heyecanı kaplamıştı taraftarı.
Antalyaspor, karşılaşmanın ilk düdüğü ile beraber Ankaragücü’ne şok pres yaparak rakibini sahasından çıkartmayacağını göstermişti. Ankaragücü’nün orta alandan oyun kurmasına engel olarak, takım halinde rakibe baskı yapıp kapılan toplarla orta alandan hızlı çıkıp topu kanatlara yayarak, özellikle ilk 15 dakika Ankaragücü’ne top göstermedi. Adeta piranha balıkları gibi takım halinde rakibi ısırdı ve saldırdı. Bunun meyvelerini henüz 8. dakikada Larsson’un rakip savunmayı ipe dizer gibi geçip uzak köşeye topu bırakması ile alan ve üstünlüğü ele geçiren Antalyaspor skor avantajını ele geçirmesine rağmen tempoyu hiç düşürmedi. İlk yarım saatte iki farklı üstünlük kuran Antalyaspor, ilk yarı boyunca oynadığı futbolla sanki sahada Barcelona, Real Madrid varmışçasına rakibini boğdu. Özellikle ilk yarı boyunca oyun boyunu kısa tutarak takım halinde stoperleri ve kanat bekleri ile beraber orta alana kadar gelip rakibi sahasından çıkarmadı.
Bu karşılaşma özelinde teknik adam Nuri Şahin, top Antalyaspor’a geçince Safuri’yi 10 numara pozisyonunda Buksa’nın yanında oynatması, Antalyaspor’un birçok pozisyona girmesini sağladı. Bu oyun şablonunda top rakibe geçtiği anda Safuri tekrar üçlü orta alana dönerek rakibin oyun kurmasını engelledi. Özellikle Erdal adeta bir film yönetmeni gibi Ankaragücü’nü orta alanda karşılayıp rakip atakları keserek Antalyaspor’u hızlıca atağa çıkarttı ve oyunun iki yönünü de mükemmel oynadı Böylece hem Antalyaspor’un kalesine ilk yarı boyunca şut bile çekilememesini sağladı hem de takımı hızlı ve isabetli paslarla atağa kaldırıp ilk yarıda neredeyse gollerle beraber net 6-7 tane %100’lük pozisyon yarattı. Bütün atak başlangıçlarında Erdal Rakip vardı. Antalyaspor’un Safuri, Saric ve Erdal’dan oluşan orta alan üçlüsü, rakipler için adeta Bermuda Şeytan Üçgeni gibiydi.
İlk 45 dakikada takım halinde kusursuz oynayan Antalyaspor vardı. Savunma hattında Veysel ve Ömer’in rakipten önce topa müdahaleleriyle adeta Büyükşehir Belediyesi’nin temizlik görevlileri gibi rakip ataklarını süpürdüler. Taraftarın sık sık eleştirdiği Bünyamin ise gerek kanat bindirmeleri gerekse top rakipteyken sağ kanattan yaptığı müdahalelerle rakibi getirtmedi. Bünyamin’in içine Roberto Carlos kaçmış gibi oynuyordu. İki haftadır zorunluluktan ötürü sol bekte oynayan Erdoğan da haddini bilerek, özellikle fazla çıkmayarak rakibi karşıladı. Karşısındaki Rodriguez’e adım attırmadı. Adam Buksa rakip markajdan kurtulmak için sık sık orta alana geldi ve onun boşluğunu Jehezkel doldurup ileri uca geçerek rakibi şaşırttı.
Karşılaşmanın ikinci yarısına istediği skoru alarak başlayan Antalyaspor, oyuna kontrollü başlayarak rakip Ankaragücü ve taraftarının kuracağı baskıyı kırarak skoru değiştirmek adına bütün takım halinde öne çıkan Ankaragücü’nü önde yakalayıp skoru artırmanın hesaplarını yapmıştı. Nuri Şahin’in beklediği gibi taraftarı da arkasına alan Ankaragücü, özellikle ikinci yarıda 45-60. dakikalar arasında baskıyı kurdu. Fakat gol pozisyonlarına izin vermeyip ilk müdahaleyi yapan bir orta saha ve savunma dörtlüsü, tehlikeleri büyümeden bitirdi.
70. dakikada savunmadan çıkamaya Erdoğan neredeyse ilk defa hücuma çıkarak sol kanattan kestiği ortada topu adeta Buksa’nın kafasına yapıştırdı ve skoru 3-0’a taşıyan Antalyaspor, Ankaragücü’nün ve tribünlerinin gardını düşürerek 70. dakikadan sonra kalan dakikaların formalite maçı haline gelmesini sağladı. Kalan dakikalarda Ankaragücü şuursuzca yüklenmeye çalışınca geldiğinden beri adeta ‘Balon’ transfer lakabı taktığımız Assombalonga ile bir gol daha bularak sezonun en farklı galibiyetini hem de deplasmanda alarak kusursuz bir oyunla üç puanla ayrıldı.
Birçok kez eleştirsek de özellikle bu maçta adeta Avrupa takımı gibi bir oyun oynatan, rakibi iyi analiz edip ilk dakikalardan itibaren şok presle rakibi bozup farkı artıran Nuri Şahin’i ve teknik ekibi de kutlamak lazım.
Bir alkış da Erdal’ı, Saric’i, Safuri’yi, Jehezkel’i izleyerek ve izleterek yönetime sunan scout ekibinin başı efsane oyuncumuz Adnan Gülek’i ve ekibini tebrik ederiz. Transferi doğru isimler izler ve yaparsa, sonuç da bu şekilde güzel olur.
Son sözüm, Mustafa Kemal Atatürk’ten Nuri Şahin’e gelsin:
“Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.”