Mantar Tabancası
Hakan Aydın yazdı…
Sabri Gülel’in başkanlık koltuğunu bırakması, kulüp ile anonim şirketin sürtüşmesinden ötürü oluşan yönetim boşluğu ve Ortadoğu’da patlak veren İsrail’in Gazze’ye yaptığı insanlık adına günleri ve soykırımıyla beraber Antalyaspor forması giyen iki İsrailli oyuncunun oluşan sıcak gündemden ötürü sahaya çıkmak istememesi ile Erkan ve Güray’ın sakatlıklarından ötürü Nuri Şahin’in eli kolu bağlanmış, adeta şapkadan tavşan çıkartmaya çalışıyordu.
Sol ve sağ kanat eksikliğinden ötürü karşılaşmaya üçlü defans gibi başlasa da top rakipteyken beşli defansa dönüp 5-4-1 gibi bir taktikle rakibe geniş alan bırakmadan, hiç olmazsa deplasmandan bir puanla dönmenin hesaplarını yapmıştı kenar yönetimi. Yalnız bu oyun anlayışı ile oyuna başlamak, Buksa’nın rakibe karşı bir tehdit oluşturmasının önüne geçmiş oldu.
Antalyaspor, karşılaşmanın ilk düdüğü ile birlikte oyun planı gereği geride bekleyip rakibi karşılayan Gaziantep’in hızlı ve etkili ileri ucu olan Maxim, Draguş ve Markovic’e geniş alan bırakmadan sürpriz çıkışlarla sonucu kendi lehine değiştirmeye çalışsa da karşılaşmanın ilk 30 dakikasında rakibin orta alandan topu ileri taşımasına ve Draguş’la buluşturmasına engel olamadı. Draguş, Antalyaspor’un defans hattını en zorlayan ve defansın dengesini bozan oyuncu idi.
Bu sistemde üç ağır stoperle oyuna başlamak ve geriden oyun kurmaya çalışmak, Antalyaspor’un bloklar arasındaki geçişleri yapamamasına neden oldu. Özellikle üçlü tandemde bu sezon ikinci defa ilk 11’de sahaya çıkan Bahadır’ın maç eksikliği, ilk yarı boyunca hissedildi. İlk yarı boyunca taktik gereği bekleyen, tempoyu düşüren ve oyunu soğutan bir Antalyaspor vardı sahada. Bu oyun planı ile oynayınca, ileri ucu ve orta alanı etkili olan Antalyaspor’da ilk 45 dakikada Buksa, Saric, Larsson ve Van de Streek adeta matematikteki etkisiz eleman gibi “sıfır” oldular. İlk 45 dakika, Ersun Yanal’ın dizilişi ve 18’in önüne otobüs çekmiş, 1-0 olsun bizim olsun taktiği idi.
Elinizde özellikle Buksa gibi bir silah varsa, teşbihte hata olmaz, kalaşnikof gibi bir silahla ilk yarı boyunca böyle oynamak, adeta Buksa’yı kuru sıkı silaha, mantar tabancasına dönüştürmektir. Ses var, icraat yok.
Nuri Şahin’in Gaziantep’i durdurmak adına bu sezon ilk defa üçlü defansla maça çıkıp ilk yarının sonunda bu oyun şablonundan vazgeçmesi, yanlışını kabul etmesidir. Takımın bir oyun aklı oluşmuşken bunu silip sil baştan bir oyun anlayışı ile başlamak, oyuncu grubunu da şaşırttı.
Nuri Şahin, karşılaşmanın ikinci yarısında Bahadır’ı oyundan alıp dörtlü defansa dönünce takımın hafızası geri geldi. Hele ki 61. dakikada kenar yönetim cesur bir kararla üç oyuncu değişikliği birden yapınca sahada Bytyqi, Milosevic ve Kaluzinski ile topa daha fazla sahip olan, oyunu 2. bölgeden 3. bölgeye taşıyan bir Antalyaspor belirdi. Rakip ise bu değişikliklere karşı geride bekleyen, kontratak futboluna döndü. Șumudica, Max Gradel’i oyuna alarak niyetini belli etti.
Gradel-Erdoğan eşleşmesinde Gradel’e gelen ilk top Antalyaspor kalesinde tehlike oldu. Sonucunda yine bir duran topta top, Antalyaspor ağlarına gitti ve üstünlük Gaziantep’e geçmiş oldu.
Antalyaspor kalesinde gördüğü golden sonra sonucu değiştirmek için gereken çabayı göstermedi. Milli arada takıma 15 gün boyunca ya fazla yükleme yapılmış ya da son gelişmelerden takım ve kenar yönetimi çok etkilenmişti.
Sahadan bir puanla ayrılmak için ilk yarıdaki plan tuttu. Ne var ki üstünlük sağlamak adına rakibin üstüne gidince, eldeki bir puandan da oldu Antalyaspor. Halbuki Gaziantep, Antalyaspor’un üç puan gerisinde ve kendi sahasında çıkış arayan, üç puana ihtiyacı olan bir takımdı. İlk yarıda istediğini alan Antalyaspor, ava giderken avlandı.
Nuri Şahin’in Erdoğan ısrarı nedir, anlamak mümkün değil. Alt yaş gruplarından Erdoğan ve Assombalonga’dan daha yetenekli, genç, dinamik oyuncular var. Nuri Şahin’e tavsiyem, Hasan Subaşı Tesisleri’ne giderek U17 ve U19 takımının maçlarını izlemesidir. Geçen sene U17 maçlarında izleme fırsatı bulduğum Osman Özmert var. Koy takıma, direkt oynasın. Hiç sırıtmaz.
Nuri Şahin, futbola ilk başladığı zamanlardaki kulübü olan Borussia Dortmund’da hoca olsaymış, 17 yaşındaki Nuri Şahin’e forma şansı vermezmiş.
İlk yarının ortasına geldiğimiz zamandayız. Artık kendi evinde üst üste oynayacağı iki karşılaşmadan en az 4 puan çıkararak rahat bir nefes almalı Antalyaspor.
Son sözüm, Nuri Şahin’e gelsin:
“Kararsızlık ve gecikme, başarısızlığın iki önemli sebebidir.“