Can Simidi Kaluzinski
Hakan Aydın yazdı.
Karşılaşmaya, ilk haftaki takımı bozmadan ve ileriye Samudio’yu ekleyerek başlayan Alex de Souza, ilk düdükte 3-4-3 dizilişiyle başlasa da top rakipteyken beşli defans oynayacağı belliydi. Rakibin orta alandan çıkarken kaptırdığı topla karşılaşma adeta 1-0 Antalyaspor lehine başladı.
Antalyaspor’un üstünlük sayısından sonra oyunun kontrolü Beşiktaş’a geçti. Orta alandan Antalyaspor savunmasının arkasına attıkları toplarla Rafa Silva’yı ve Semih’i topla buluşturup skoru eşitlemeye çalıştılar. Yine çıkarken kaptırılan topta, defansın arkasına atılan bir pasla Emre’nin ofsaytı bozması, Antalyaspor kalesinde gole neden oldu. Bir başka defans hatasında Veysel ve Kenan Piric’in hatası ile skor Beşiktaş lehine döndü. Oyun, golden sonra tamamen Beşiktaş’ın üstünlüğü ile geçti.
Skorda üstünlüğü rakibine veren Antalyaspor, gol bulabilmek için açılınca, ilk 45 dakikayı fark açılmadan kapatabildi.
Karşılaşmanın ikinci yarısına Safuri-Van de Steek değişikliği ile başlayan Antalyaspor, Erdoğan’ın geçen seneleri hatırlatan ortaları ile ikinci yarının başında eşitliği sağladı.
Alex de Souza’nın kadroda düşünmediği Kaluzinski ve Safuri’yi oyunun 2. yarısında sahaya sürmesi, hocanın kendi içinde çelişkiler yaşadığını gösteriyor. Bu iki oyuncuyu adeta cankurtaran simidi gibi oyuna alması, Alex Hoca’nın kafa karışıklığını ortaya koyuyor. Antalyaspor bu dizilişle sahaya çıktıkça, özellikle defans bloğu ve orta alanda çok açıklar verir. Özellikle savunma oyuncularının yaş olarak ileri seviyede olması ve stoper tandeminin ağır olması nedeniyle Antalyaspor’un her maçta eksik kalması an meselesi. Bu taktikle oynamak için çok koşan bir orta alan ve kanatlara ihtiyaç var. Maalesef Antalyaspor’da birçok oyuncunun kondisyonu bu tempoya dayanmaz. Halbuki takımın geçen seneden bir oyun hafızası ve kemik kadrosu varken, düzeni bozup her şeyi sil baştan yapmaya çalışmak, adeta Amerika’yı yeniden keşfetmeye benziyor.
İlk yarı boyunca Antalyaspor rakip kaleye sadece üç şut çekebilmişken, rakip Beşiktaş’ın 9 şutu vardı. Rakip ceza sahasında topla buluşmada Antalyaspor 4 kez, Beşiktaş ise 15 kez topla buluşmuştu. Topla oynamada ise %59’a %41 gibi ezici bir üstünlükle topu rakibe vermişiz. Bu da şunu gösteriyor ki, bu oyun planı ile oynamak, tabiri caizse “ayağına sıkmak” demektir. Halbuki üçlü bir orta alanla maça başlasa, kanat beki olarak da Erdoğan ve Güray oynasa, önlerinde de kanat açıkları olsa, hem Güray oyundan atılmaz hem de rakibe bu kadar pozisyon vermezdik. Beşiktaş’ın en etkili olduğu alan, orta saha ve ileri ucuydu. Özellikle Rafa Silva gibi oyuna yön veren ve rakip atakları başlatan bir oyuncuya önlem almamak, böyle bir sonucu doğurdu.
Uzatma dakikalarında artık bütün riskleri alan Alex de Souza, elinde kim varsa sahaya sürdü. Bu şekilde uzatmada en azından bir gol atıp bir puan almayı planlarken, defans bloğunun orta sahaya kadar çıkması ve bir kişi eksik oynamamız nedeniyle dördüncü golü kalemizde gördük.
90 dakikanın geneline bakarsak, sırf geride bekleyerek rakibi karşılamaya çalıştık. Alex de Souza’nın oyun planı ne defansta ne de ofansta etkili olabildi. Yeni transferler Samudio, Thalisson ve Gaich takıma adapte olduklarında daha etkili bir Antalyaspor izleyeceğiz. Ancak bu, sahaya çıkan oyuncu grubunun dizilişinin değişmesiyle mümkün olur.
Son sözüm Alex de Souza’ya Tolstoy’dan gelsin:
“Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sonra da ‘sonunu’ oluşturur.”