Aşure

1 Ekim 2024 10:30

Hakan Aydın yazdı.

Süper Lig’in yedinci haftasında ligin üç büyük denilen İstanbul takımlarından sezon öncesi gerek hoca gerekse futbolcu grubu adeta altın karma gibi olan Fenerbahçe ile karşılaşacak olan şehrimizin rakımı Antalyaspor’a ilgi ve heyecan oldukça azdı. Bunun başlıca nedenlerinden biri de oynana futbol ile taktik ve teknik olarak zayıf bir teknik adamın yanı sıra bilet fiyatlarının yüksek olması nedeniyle uzun zamandır böylesine bir maça ilgi azdı.

Karşılaşma öncesi on birler açıklandığı zaman Antalyaspor, orta alanı Erdal, Petrusenko ile rakibin en etkili alanlar rakibin en etkili alanlarından biri olan orta alanda presli oynayıp 10 numaraya da Kaluzinski’yi koyarak rakipten kapılan toplarla ani ataklar geliştirerek sonuca gitmek niyetindeydi Antalyaspor kenar yönetimi. Buna karşılık rakip Fenerbahçe ise orta alanı bir geminin makine dairesi olarak kabul edersek, en önemli dişlilerden birisi olan Fred’i kenarda tutmuştu. Alex’e Fenerbahçe kadrosunu sen kur deseler onun da kenarda tutacağı ilk isim Fred olurdu.

Karşılaşmanın ilk düdüğüyle beraber karşılaşma sanki bir hazırlık karşılaşması havasında başladı. İki takım da adeta birbirini tartarcasına, gayet sakin, temposuz bir ilk 20 dakika ortaya koydu. Antalyaspor ilk yarı boyunca savunmadan oyun kurarak topu ileriye taşımaya çalıştı birinci bölgeden. 2. bölgeye Fenerbahçe, Antalyaspor’a ön alanda hiç baskı yapmayınca Antalyaspor çok rahat şekilde topu ikinci bölgeye taşıyabildi. Ne var ki nasıl Fenerbahçe’nin beyni Fred ise, Antalyaspor için de beyin Kaluzinski’ydi. Bu karşılaşma özelinde topu ayağında çok fazla tutunca top kayıpları yaşayarak rakibe tehlike yaratabilecek pozisyonları bulamadan bitirdi. Bir de üstüne son haftalarda düşüş yaşayan Djenepo’nun aldığı her topu ezmesi eklenince, Djenepo’nun sol kanattan sıfır tabir edilen rakip ceza alanına inip tehlikeli orta ve şutlarla sonuca etki etmesini beklemek beyhude bir dua gibi idi.

İlk yarı boyunca Antalyaspor için en olumlu işler sağ kanattan yapıldı. Sağ kanatta Townsend ve Mert, rakibin en hızlı ve tehlikeli kanat adamı Maximin’e alan bırakmadılar ve kapılan toplarla ileri çıkmaya çalıştılar.

Fenerbahçe ise alıştığımız aksine uzun toplarla hızlı kanat adamlarını buluşturup Antalyaspor’u önde yakalayıp skor üstünlüğünü ele geçirmeyi hedeflemişti. Yalnız rakibin uzun oynamasında ilk yarı boyunca Antalyaspor’un da etkisi vardı. Top Fenerbahçe’ye geçtiğinde, Antalyaspor topla çıkarken ön alanda baskı yapınca, Fenerbahçe bu sezon neredeyse ilk defa uzun topla çıkmak zorunda kaldı. Antalyaspor, geçen haftanın aksine karşılaşmanın ilk yarısında daha derli toplu, sahaya diziliş ve yayılış olarak rakibine kendini kabul ettirdi. İlk yarı boyunca Antalyaspor hücumda 3. bölgede etkili olabilse, ilk yarı 2-3 farklı öne geçebilirdi. Çünkü Fenerbahçe’yi ilk defa bu kadar etkisiz, isteksiz ve yavaş gördüm. Antalyaspor’un temposuz oyununa rakibi de ayak uydurunca ilk yarı başladığı gibi bitti.

Karşılaşmanın ikinci yarısına Fenerbahçe, kendi orta alanının en etkili silahı olan Fred’i oyunca alınca karşılaşmanın kaderi bir anda değişti. Bir de Mourinho, Fred’le birlikte Kostic’i oyuna alıp stoperden Djiku’yu çıkarıp Oosterwolde’yi stopere çekince, Maximin daha fazla içeri doğru kaçmaya başladı ve top Fenerbahçe’de daha fazla kalarak Antalyaspor kalesinde tehlikeler yaratmaya başladı. Antalyaspor ise ısrarla oyunu geriden kurup kısa paslarla rakip alana geçmeye çalışıyordu. Ne var ki ilk yarıda Fenerbahçe, Antalyaspor’un bu şekilde oynamasına izin verse de ikini yarıda yapılan değişikliklerle ön alan baskısı yaparak Antalyaspor’u hataya zorladı ve dakika 63’ü gösterirken Kaluzinski’nin çıkarken kaptırdığı topu affetmedi ve üstünlüğü ele aldı.

Skor Fenerbahçe lehine değişince, Antalyaspor kenar yönetimi panikle birden üç oyuncu değişikliği yaptı. Gaich’i ileri uca atıp sağ kanata Van de Streek’i çekip bu kez Samudio’yu on numara pozisyonuna çekince, sahadaki dizilişimiz İslam dünyasının kutsal yiyeceği aşureye döndü. Alex bu değişikliklerle her yerden ve her şeyden biraz karıştırmıştı.

Veysel’in de sakatlanmasından sonra zorunlu olarak oyuna giren Gerxhaliu, sağ stoperde ağır kalınca arkasına bol bol toplar atıldı ve bunun sonucunda rakip farkı ikiye çıkararak skor avantajını eline geçirerek skoru tuttu.

90 dakikanın sonunda en az bir puan alacak olan Antalyaspor, kenar yönetimin hatalı değişiklikleri ile maçı rakibine hediye etti. 90 dakika boyunca ayağına gelen topları ezen, her kaptırdığı topta rakibin tehlikeli atağa çıkmasına neden olan Djenepo’ya 90 dakika dayandı. Kadronun dar olması bahane olarak gösterilebilir ama elinde Erdoğan gibi bir jokerin var. Her iki kanatta da hem ofansif hem defansif oynayabilecek bir oyuncuyu kullanmıyorsun.

Teknik adam Alex de Souza, geçen haftalarda yayıncı kuruluşa verdiği röportajdaMourinho’nun maçlarını izliyorum, onu destekliyorum. Sadece Mourinho değil Galatasaray’da Okan Buruk, Beşiktaş’ta Giovanni van Bronckhorst ve Başakşehir’de Çağdaş Atan’dan bir şeyler öğrenmeye gayret ediyorum. Ben yeni başlayan bir hocayım, hepsini izleyerek kendimi geliştirmeye çalışıyorum” demişti. Bu açıklamalar, Alex de Souza’nın ağzından adeta bir itiraf niteliğindeydi. Stajyer hoca diye boşa denmiyor kendisine. Hala diyorum ve bu düşüncemi savunuyorum, Alex ile yollar bir an önce ayrılmalıdır.

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.