Antalyaspor Ağır Bastı

Geçen hafta Başakşehir karşısında alınan üç puan ve iki hafta üst üste iç sahada oynamayı kendisi için avantaja çevirmek adına yeşil zemine adım atmıştı Antalyaspor.

Karşılaşmanın başlama vuruşu ile birlikte, dört büyük olarak tabir edilen Beşiktaş sahaya birçok oyuncusundan yoksun olarak adımını atarken sadece adı büyüktü, bir Anadolu takımından farksızdı.

Antalyaspor sahaya kazanan takımı bozmadan, geçen haftadan farklı olarak sakatlığı devam eden Güray’ın yerine Erdoğan’la başlamak zorunda kalarak çıkmıştı. Oyunun ilk dakikalarından itibaren Antalyaspor oyunu kendi yarı alanında kabul edip hızlı kanat adamları Bytyqi ve Jehezkel’le rakip sahada tehlike yaratıp üstünlük kurmanın hesapları içindeydi.

Taktik olarak her zaman geride oyun kurarak ayağa paslarla rakip alan geçmeyi planlayan Nuri Şahin, Antalyaspor adına bu maç genelinde kapılan toplarla uzun top oynayarak orta alanı hızlı geçmek ve rakip defansın arkasına hızlı kanat adamları ile sarkarak üstünlük peşindeydi. Fakat başlama düdüğü ile birlikte Beşiktaş ön alan baskısı yaparak Antalyaspor’un rahat bir şekilde geçiş oyunu oynamasına müsaade etmedi. Bu da Antalyaspor’u ister istemez uzun top oynamaya yöneltti. Bunun akabinde Beşiktaş ise oyun planı olarak orta alanı fazla kullanmadan uzun toplarla Antalyaspor defansının arkasına hızlı koşular yaparak tehlike yaratmaya çalıştı. Böyle bir oyun planını iki teknik adam da benimseyince, şişirme ve doldur-boşalt diye tabir ettiğimiz bir oyun oynanmaya başladı.

İlk 45 dakika boyunca istatistiklere baktığımız zaman Antalyaspor’un pozisyonu yok denecek kadar azdı. Bunun en büyük sebebi, rakibin ön alanda baskı yapmasıydı. Orta saha oyuncularının üçünün de kesici özellikte olması ve ilk yarı boyunca oyunu kanatlara yayamamasından ötürü tehlikeli pozisyon üretemedi.

Antalyaspor, ilk yarının uzatma dakikalarında yine Antalyaspor defansının özellikle Erdoğan’ın kanadından gelen şaibeli bir golle soyunma odasına mağlup gitti.

Karşılaşmanın ikinci yarısında takımlar soyunma odasından yeşil çime çıkarken rakip Beşiktaş’ın namzet teknik adamı, ilk yarının en iyi ismi olan Eric Bailly’i oyundan alıp Rosier’i oyuna alınca ve domino taşı gibi oyuncuların yeri değişince, ilk düdükle birlikte Safouri’nin defansın arkasına attığı topla Antalyaspor’un olmazsa olmazlarından Jehezkel’in asistinde Saric’in usta işi vuruşu ile ikinci yarı adeta eşitlikle başladı. Daha kalesinde gördüğü golün şaşkınlığını atamayan Beşiktaşlı oyuncular, art arda kalesinde goller görerek nakavt olan boksör misali sahada varlık gösteremedi.

Ne zamanki Antalyaspor’un teknik adamı Nuri Şahin oyunu tutan, Beşiktaş defansının arkasına isabetli toplar atarak galibiyetin baş mimarlarından olan Safouri’yi oyundan alarak yerine daha çok top kendi ayağındayken oynayan, top rakipteyken pres yapmayan Van de Streek’i oyuna dahil edince, işler Antalyaspor aleyhine değişmeye başladı. Orta alanda top rakipteyken adeta bir kişi eksik oynayan Antalyaspor için 72. dakikadan itibaren korkulu dakikalar başladı. 79. dakikada orta alanda baskı görmeyen Cenk Tosun’un defansın arkasına attığı topla ikinci golü bulan rakip umutlandı. Oyundan düşen Antalyaspor orta sahasına müdahale etmeye çalışıp Safouri’nin oyundan alınmasıyla adeta surda gedik açan Nuri Şahin’in yaptığı değişiklikler de çare olmadı. Son dakikalar hem kenar yönetimi için hem de tribünden izleyenler için geçmek bilmedi. Neyse ki rakip Beşiktaş’ın ayakları son vuruşlarda beceriksizdi ve sonuç değişmedi. Böylece üç puana ulaşan Antalyaspor oldu.

Karşılaşma genelinde Antalyaspor adına göze batan ve Antalyaspor’un üç puana ulaşmasını sağlayan oyuncuları sayarsak; Safouri, Erdal ve Saric diyebiliriz. Veysel de neredeyse hatasız oynadı. İlk hamleleri rakipten önce yaptı ve rakibe pozisyon vermedi.

Bu sezon transfer olan Sagiv Jehezkel, Antalyaspor’un olmazsa olmazı, kilidi açan anahtar gibi en önemli oyuncusu oldu.

NBA’de çaylak oyuncu deyimi çok fazla geçer. Tabiri caizse her iki takımın da başında olan çaylak hocaların hatalarının sonucu belirlediği karşılaşmada az hata yapan Antalyaspor ağır bastı.

Son sözüm, Eugen Langen’den Nuri Şahin’e gelsin:

“En usta kimse, bir zamanlar en çok yanlışı yapan kimsedir.”