Alper Ulusoy Asist Vida Gol
Hakan Aydın yazdı…
Karşılaşmanın ilk on birleri açıklandığı zaman, aklıma sol önde Amilton, arkasında Kudriashov, orta alanda Nuri, Fredy ve Eren, ileri uçta da Gökdeniz ile gol yollarında pozisyon arayacağımız gelmişti. Ben dahil herkesi ters köşe yaptı Ersun hoca. Sol kanatta eren, orta alanda Bünyamin, sağ kanatta Amilton, arkasında Imeri ile adeta hani derler ya, sol kulağını sağ eliyle tutmuştu. Özellikle Amilton’un sağ kanatta oyuna başlaması, bana göre Amilton’un etkinliğini azaltmıştı. O bildiğimiz hızlı bindirmelerini yapamadı.
Yalnız ters köşe olan yalnızca Antalyaspor’a gönül verenler değil, rakip takım hocası Sergen Yalçın ve oyuncuları oldu. Çünkü alışılagelmiş orta alan ve kanatlar, beklenenden farklı olunca adam paylaşımını bir türlü yapamadı Beşiktaş. Bence rakip Beşiktaş, kanatları çok etkili kullanan bir takım. Sağ ve sol kanattan yapılan ortalarla bolca pozisyon bulup, bu pozisyonları gole çevirebiliyor. Ersun Hocanın sol kanattaki Kudriashov ve Eren tercihinde, rakip atak yaparken, Kudriashov 3. bir stoper gibi savunmanın arasına girip Eren’in de savunmaya gelip yardım etmesiyle Beşiktaş’ın ilk yarıdaki kanat akınlarını kesmeye çalıştı. Bunda da başarılı oldu sayılır ilk yarı boyunca.
İkinci yarıya yine Antalyaspor klasiği olarak geride topu rakibe verip rakip atağa kalkarken kapılan topla araya bir gol daha sıkıştırıp, Beşiktaş’ın gardını düşürüp 3 puanı garantiye almaya çalıştık. Galatasaray maçı ile başlayıp Göztepe, Trabzonspor, Konyaspor ve Gençlerbirliği maçları ile takımı 45 ila 80. dakikalar arası yaslayıp, 80. dakikadan sonra hızlı kanat adamları ile ileri çıkıp rakibi bitirici darbeyi vuran bir taktik anlayışı ile bu maçı kazanmayı hedefledik.
Ne var ki maçı rölantiye alıp adeta rakibi uyutup 3 puanı cebine koymayı hedefleyen Antalyaspor kenar yönetiminin karşısına gecenin kara gömlekli adamı Alper Ulusoy çıktı. Baktı ki siyah-beyaz formalı takım maçı kaybediyor, sahneye çıkarak bütün takdir haklarını forma rengi siyah-beyaz olan takımdan yana kullandı. Baktı çare olmuyor, fırsat kolladı. Veysel’in sırtı dönük bir pozisyonda ceza sahası çizgisine yakın bir yerde olmayan bir faulü çaldı ve Veysel’e çift sarıdan kırmızı gösterince benim için karşılaşma orada bitti. Alper Ulusoy asist yaptı, Vida golü attı.
Artık kelimelerin bittiği yere geldik. Maçın ikinci devresinde doğru düzgün uzatma olmamışken 7 dakika uzatmak, kural kitabında dirseğin sivri ucu ile vurursan direkt kırmızı kart yazmasına rağmen Hakan Özmert’e yapılan faulü bile çalmayan bir hakem ve VAR kadrosu ile bir tiyatro oynanıyordu. Bir puan bile Antalyaspor için başarı sayılırdı. Hele ki maç sonunda rakip teknik direktör Sergen Yalçın’ın “Yarım pozisyona girmeyen takımdan gol yedik, futbol bu değil. Bu oyun böyle oynanmıyor. Sürekli yerde yatıyorlar. Bir puan aldın ne oldu” şeklindeki demeçleri, akla ziyandı. Oldu beyefendi, siz nasıl istersiniz? Olmazsa Antalyaspor’un nasıl oynaması gerektiğini, taktiğini de maçtan önce siz yazarsanız seviniriz. Sergen Hoca, bu futbol senin yaptığın altılı kuponuna benzemez. Senin beğenmediğin bir puanla takımlar ligde kalıyor ya da ligden düşüyor.
Son sözlerim Romen Diyojen ve bir atasözü olsun:
O kendini biliyor; “Gölge etme başka ihsan istemem.”
Alper Ulusoy’a; “Minareyi çalan kılıfını hazırlar.“