Futbol Oynamayı Başaramadık
Renktaşlar orada yerlerini almak için tehlikeli seyahatler yapmış. İstanbul’un göbeğinde bomba patlamış. Yine de deplasman tribününde yerini almış …
Sanki futbol değil, nükleer fizik. Atom parçalanmayacak; sahada sadece pas yapıp ileriye oynayıp gol yolları açılacak. Gol yolları açmayı deneyecek. İyi ve kötü oyuncuların karakterleri belli oldu. Devre arası gelmesine rağmen takıma iyi derecede olumlu katkı sağlayabilen ve verim alınabilen oyuncular ile maça neden çıkılmaz anlamıyorum. Jose Morais’in aklında olan tamamen pas yapmaktı. Gol atmayı bırakın, takım şut çekmedi yahu. M’Billa bir pozisyon yapmaya çalışırken ayağı kafasına geldi kalecinin.
Bu maçta rakip kaleci çok şanslıydı. Hiç top gelmedi sayılır. Yarım yamalak iki pozisyon vardı sadece. Verilmeyen net penaltıya hiçbir şey yazamıyorum bile. Maçın hakemi Hüseyin Göçek sonuçta spor hayatına Beşiktaş Jimnastik Kulübünün bünyesinde başlamış bir kimse olduğu için bu tarz pozisyonlarda onun yorumlama yeteneği daha yüksektir bana göre sonuçta. Bu yüzden verilmeyen penaltıya bir şey yazamıyorum zaten. Hadi Sayın Hüseyin Göçek Beşiktaş altyapısında oynadı, daha sonra Galatasaray Basketbol Kulübünde yıldız ve genç takımlarında oynadı, peki yan hakeme neler oluyor? Diego’nun pozisyonuna yoktan ofsayt bayrağı nasıl kaldırıyor? Hem de açısı çok müsait olmasına rağmen, o bayrağı kaldırıyorsa yan hakem, ben o bayrağı o hakemin kasıtlı amaçlara hizmet etmek amacı ile kaldırdığını düşünürüm.
Geçen haftaki yazımda iç sahaya ilişkin bilgiler vermiştim. Bu hafta ise biraz daha dış saha ağırlık bilgilere yer vereceğim. Futbol akıl işi, mantık işi değil miydi yahu? Son 9 deplasman maçı sonuçlarını yazsam hayretler içinde kalırsınız. 27 puandan sizce bu takım kaç puan almıştır? Deplasmanda 8 puan aldık. Mersin 6, Sivaspor 5, Eskişehirspor 5 puan almıştır. Deplasmanda aldığımız puanlara göre ligde en sondan 4. sıradayız. Son rakip saha galibiyetimizi Bursaspor karşısında 2015 yılı Ekim ayı içerisinde aldığımızı düşünürsek durum çok kötü. Kötü değil rezalet. Rakip takımın son oynadığı Trabzonspor maçını izleyenler Necip’in o maçta nasıl kullanıldığı görmüştür. Bu maçta ise aynı şeyleri Eto’o’ya yapacağı açık olarak görülmeliydi. Buradan şu çıkarım yapılabilir, teknik direktörümüz rakip takımı iyi süzememiş, iyi yorumlamamıştır, yardımcıları pasif kalıyordur. Benim çıkardığım sonuçlar bu olurdu. Aynı zamanda UEFA mücadelesi vermeyen bir takımız, Türkiye Kupası mücadele vermeyen bir takımız buna rağmen Bursaspor’u 3-0 yenen bir takımı aynen Beşiktaş’ın karşısına çıkarmak ve sürekli yan pas yaparak 90 dakikayı bitirmeye çalışmak çok yanlıştı. Danilo ve Inkoom yok. Lazo yok. Kim var? Rıdvan var. Sürekli kendi hesabından pençe işareti yapan Motta var. Bu toplama takıma, oturmamış kadro ile geçen hafta aldığı 3-0 galibiyet Jose Morais’i aldatmaya yetmiş belli ki… Maalesef futbol oynamayı başaramadık.
Bugün oynadığımız rakip takım şampiyonluğa oynuyor ona üzülüyorum. Bizim potansiyelimiz kat ve kat üstün. Oyuncular neden oynamıyor? Eleştiri bol değil diye böyle rahat maça çıkıyorlar bizimkiler değil mi? Hayır, sorun eleştirinin az olması ise ben her hafta bol bol eleştiririm. “Yazıklar olsun!” diye yazarım. Belki hoşlarına gidiyordur kamçılanmak. Bu takımda kimse kendini şampiyon olarak görmüyor, kimse kendine başarıyı yakıştırmıyor. Herkes iyi bir araba alsın, gezsin, tozsun. Bu takım bunu mu önemsiyor? Hayır, bu oyunla gittiği yerde imza alacak kimsesi olmaz bunu da belirteyim. Öyle, öz çekim yapalım falan diyen de olmaz. Bizim toplumda başarısız, işini düzgün yapmayan insanlar sevilmez. Bunu herkes böyle bilsin. Puan veya kazanamamaktan bahsetmiyorum burada ben. Burada onurunla mücadeleden bahsediyorum. İyi oynayın, iyi! Aldığınız paranın hakkını verin. Bize de yazık, yeter!
Olan zaten taraftara oluyor hep. Ölümüne deplasman yapılmış. Renktaşlar orada yerlerini almak için tehlikeli seyahatler yapmış. İstanbul’un göbeğinde bomba patlamış. Yine de deplasman tribününde yerini almış. Bu insanların hakkını verin. Siz zaten hakkınızdan fazlasını alıyorsunuz.!
Teknik hatalar ve yan paslar ile dolu bir maçı geride bırakırken, İstanbul’daki patlamalarda yaralanan kişilere Allah’tan şifa diliyorum. Hakkın rahmetine kavuşanlara ise Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah bir daha bu tarz şeyler yaşanmaz demekle yetiniyorum. 5 gün sonra 24 Mart’ta oynanacak olan Türkiye-İsveç maçında Antalya halkı fazlasıyla tepkisini gösterecek ve teröre lanet okuyacaktır hiç şüphesiz ki…
Herkese hayırlı haftalar diliyorum.