Halının Altı Doldu
Fahrettin Kayan yazdı…
Üzüntü, stres, gerginlik, öfke, kırgınlık… Duygularımızı hangisi daha iyi anlatır bilemiyorum.
Bu camia son yıllarda o kadar çok problem ve sıkıntılı işlerle uğraştı ki, psikolojik yorgunluk had safhaya çıktı. Senelerdir birçok hata yapıldı ama her seferinde hatalar giderilmek yerine günlük başarı ya da işlerle bu hataların üstü örtüldü veya görmezden gelindi. Geçiştirilen onca konu artık herkesin içinde öyle birikti ki… Artık bardak taştı, taşıyor.
Süper Kupa finali bütün problemlerin üstüne sağlam bir toprak atıp her şeyi tekrar rayına oturtabilecekti ama o da olmayınca ve organizasyona gidenler, gitmeyenler, organizasyondan başlayarak sahadaki oyun ve penaltılarla kaybedilen kupa tam tersi etki yaparak bütün psikolojileri alt üst etti.
Hata insanoğluna özgüdür. Herkes yapabilir ama son senelerde göz göre yapılan hatalar ya da transfer hataları, takımı sürekli geriye doğru itmeye başladı. Son yıllarda yaptığımız transferlerin hangisinden yüzde yüz verim alabildik? Neredeyse bir tane istikrarlı katkı verdiğini söyleyebileceğimiz oyuncu yok.
- Berat Pınar
- Deni Milosevic
- Andrea Poli
- Houssam Ghacha
- Güray Vural
- Sherel Floranus
- Ersin Zehir
- Diogo Sousa
- Doğukan Nelik
- Enzo Crivelli
- Haji Wright
- Erkan Eyibil
- Ataberk Dadakdeniz
Bu sezon başı yaptığımız transferler içinde Andrea Poli ve Güray Vural için söylenecek söz yok, fazlasıyla emek veriyorlar. Diğer transferlere baktığımız zaman alabildiğimiz katkı neredeyse sıfır!
Hatta adını sanını bir kere bile duymadığımız isimler daha da şaşkınlık yaratıyor. Evet, transferlerin bir çoğu bonservis bedeli ödenmeden yapılan transferler ama alabildiğimiz katkı yok. Son yıllarda ekonomik sıkıntılar çekerken, sürekli transfer tahtasıyla uğraşırken yaptığınız bunca transferden mutlaka az çok katkı almak zorundasınız.
Takımın kadro yapılanması o kadar kötü durumda ki… Orta saha eksikken Nuri Şahin’in kulübeye geçmesinden sonra iyice eksildi. Forvet deseniz eksik demek bile az kalır. Yabancı sınırın olduğu bir ligde yedek kalecimiz bile yabancı ama iki kaleciden de alabildiğimiz verim yok!
Bu kadro ve karmaşanın içinde Nuri Şahin ve ekibi sorumluluğu aldı. Aldıkları gibi müthiş bir etki gösterip takıma ivme kazandırmışlardı. Ancak son haftalarda teknik heyette de form düşüklüğü çok net şekilde belli oluyor.
Ama bu gerçekten teknik heyet problemi mi?
Oyuncular içinde bazı gruplaşmalar ya da huzursuzluklar mı var?
Finalde bazı futbolcular sorumluluk almayıp penaltıları atmak istemedi mi?
Para ile ilgili sıkıntı yaşayan oyuncular mı var?
Bütün bu soruların cevapları belki de bizi aydınlatabilecek ve doğru yola sokmayı başarabilecek cevapları verecek.
Nuri Şahin ve teknik heyetin formsuzluğuna ve sistem tercihlerine eleştiri gerekiyor ama ellerindeki bu oyuncu grubu ve kalitesine bakınca, kendi yapmadıkları bir kadro mühendisliği yüzünden sert eleştirileri hak ediyor mu çok emin değilim.
Artık bir karar vermenin zamanı geldi. Yine bolca transfer yapıp, problemlerin üstünü örterek devam etmeye mi çalışacağız yoksa problemleri kabul edip önce problemleri çözerek sonra da ile yeniden ayağımızı yere sağlam mı basacağız?
Barutumuz az, attığımızı vurmak zorundayız. Hareketli bir transfer dönemi yaşanacak, orası da kesin. Ama problemlerin temeline inmeden, sorunları çözmeden yaşanan sorunları halının altına süpürmeye devam edersek daha çok hata yaparız ve tökezleye tökezleye gideriz. Olan her zamanki gibi kaybedilen kupa sonrası, mücadelesiz kaybedilen maç sonrası uykusuz geceler çekenlere olur.