Birliktelik

Fahrettin Kayan yazdı…

Birliktelik
2 Mart 2020 10:53

İçimiz acıyor, ciğerimiz yanıyor ama ateşin düştüğü yüreği, evi anlamak ya da anlatabilmek mümkün değil.

Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz ama her zamanki gibi milletimiz zor günlerde birbirine kenetlenmiş ve tek güç olmuş durumda. Şanlı tarihimizde kimler bu al bayrağı indirmeye çalıştıysa, gereken cevabı ve karşılığı hak ettiği şekilde almıştır. Bu dünya döndükçe bu millet bayrağına vatanına sahip çıkmaya devam edecek.

Böylesi zor ve yüreklerin yandığı bir hafta sonunda futbol konuşmak çok zor. O yüzden kısaca haftayı değerlendirmek gerekirse şunları söyleyebilirim:

Formda olan Antalyamız, formsuz Fenerbahçe karşısında ilk 10 dakika oyuna ortak olmada zorlansa da sonrasında pozisyon dahi vermedi. Böyle bir maçta berabere kalmak bizi kahretti.

Amilton yakaladığı pozisyonda zoru başararak kaçırdığı golü atabilseydi, kontra atak futbolunu üst seviyede oynayan Antalyamız adına maçın skoru çok daha farklı olabilirdi.

Özellikle ikinci yarıdaki oyun hakimiyetimiz fevkaladeydi ancak maçın uzatma anlarının sonunda yaşadığımız konsantrasyon kaybı, elimizdeki 3 puanı kaçırmamıza neden oldu.

Hakem Türkiye’de alışık olmadığımız işi yaptı ve uzatmanın uzatmasını oynattı. Kaleci Boffin zaman geçirirken kart göstermeden sürekli süreyi durduğunu göstermesi de maçı uzattıkça uzatacağının göstergesiydi. Evet, uzatmanın uzatması olur ama Türkiye’de senelerdir görmediğimiz iş, Antalyaspor’a mı denk geldi? İlerleyen haftalarda diğer takımların ya da şampiyonluğa oynayan takımların maçında da yapabilecek misiniz yoksa yine uygulama sadece bize mi denk geldi?

Takım olarak her geçen hafta daha da ümit veriyoruz. Devre arasından itibaren müthiş bir toparlanma ve reaksiyon gösteriyoruz. Ancak ilk yarılarda durgun ve kopuk, ikinci yarılarda hırçın ve istediğini alan bir takımız. Bunu iki devreye de yayabilirsek çok farklı bir takım olacağız.

Son bir söz de taraftara… Tribünler yine müthişti. Rakibin attığı golde verdikleri asker selamına alkış ise tüm Türkiye’ye örnek olsun. Ancak deplasmanlarda tek tribünde toplanan taraftar grupları nasıl alkış alıyorsa, evimizde farklı tribünlere ayrılan gruplar da kopukluklara sebep oluyor. Dolayısıyla rakibe baskı azalıyor. Bu hafta tek bir ağızdan yapılan tezahüratların etkisiyle 10 dakikada Fener’in sahadaki bocalamasını hepimiz gördük. Tamam gruplar yine ayrı olsun, inandıkları yolda gitsinler ama keşke hepsi tek tribünde birleşse. Antalya Stadyumu’nu rakiplere nasıl cehenneme dönüştürür, bir düşünsenize…