Keyfini Çıkaralım
Evren İlkdoğan yazdı…
Yağmurlu bir Antalya akşamı, iç karışıklıklarıyla uğraşan, şampiyonluk yarışından uzaklaşmış, kadrosunun yarısı sakat bir rakip…
Şampiyonluk yarışından uzaklaşınca taraftarı da yalnız bırakmış. Antalyaspor’un kemik taraftarı ise her zamanki yerinde.
Maç başlıyor ve hiçbir şey anlamadan 45. dakikaya geliyoruz. Koca 45 dakika biz ne izledik diye birbirimize bakarken 45+2. dakikada bir anlık dalgınlıkla yediğimiz gol ve devreye girişimiz… Devre arasında çevremdeki herkesin ortak görüşü; Beşiktaş’a şansımız tutmadığı yönünde.
Bytyqi ve Erdoğan’ın vasat performansı ve devre arası Nuri Şahin’in bu mevkilerde değişiklikler yapılması gerektiği de en çok konuşulan konulardan biri.
Beşiktaş’ta saha dışı karışıklığı yetmiyor demek ki, bir de devre arasında futbolcuların birbiriyle kavgası ve Burak Yılmaz’ın Beşiktaş’ta sahanın en iyi ismi olan Bailly’i oyundan çıkarmasıyla oyunun rengi birden değişiyor ve 10 dakikada atılan 3 golle bir anda iki farkla öne geçiyoruz.
Çevremdeki herkes keyifli herkes şaşkın. Sonrasında kaçan pozisyonlar… Nuri Şahin’in yorulan orta sahaya doğru hamleleri ve takımı defansa çekmemesiyle beraber son 10 dakikaya giriyoruz.
Beşiktaş’a şansımız tutmadığı için son 10 dakikada hala gerginiz. Bu dakikalarda gol yemezsek bu iş bitti derken yediğimiz gol ve sonrasında her dakikası bir saat gibi geçen uzatmalarla beraber 17-18 dakika…
Maç bitmeden girilen lanetli ”Koyduk Mu?” bestesiyle beraber endişelerin maçın bitmesine birkaç dakika kala daha da tavan yapması ama hakemin son düdüğüyle tuttuğumuz nefesi bırakmamız ve endişenin yerini sevince bırakışı…
07 Gençlik tribünlerinden yükselen ”Naldo ! Naldo !” sesleri ve hepimizin gözlerinin yaşla dolması… Naldo gerçekten büyük bir karakter. Tarifi olmayan bir acının üstünden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen profesyonel şekilde sahaya çıkışı ve dik duruşu için söylenebilecek bir kelime yok.
Her Antalyaspor taraftarı eve dönünce lig sıralamasını açıp önümüzdeki fikstüre bakıp puan hesaplarına başlamış ve hayallere dalmıştır. Gerçekleşir mi bilinmez ama hayali bile güzel sonuçta.
Bu yaşıma kadar gerçekleştiği anlar belki bir veya ikidir ama biz zaten bu kulübü, bu renkleri doğduğumuz topraklara ait olduğu için sevmiyor muyuz?
Biz bu güzel haftaların keyfini çıkarmaya devam edelim, sonunun nereye varacağını hafta hafta yaşar görürüz.
Ankara’da, Anıtkabir’de görüşmek üzere!