Kazandık Ama…

27 Ağustos 2024 11:30

Evren İlkdoğan yazdı.

Maç öncesinde Alex’in sahaya sürdüğü kadroyu görünce, beraberlik ihtimali aklımdan silindi. Alex öyle iddialı bir kadro çıkardı ki ya “dahi” olarak övülecekti ya da eleştirilerin hedefi olacaktı. Ne yazık ki, ilk yarıda oyun planı sahaya yansımadı. Arka arkaya yapılan basit hatalar ve birbirinden kopuk, ne yaptığını bilemeyen bir Antalyaspor izledik.

Bu sezon, doğrudan rakiplerimizden biri karşısında iç sahada alınabilecek bir mağlubiyet gerçekten can sıkıcı olacaktı. İlk yarının sonlarına doğru kaçan penaltı ise işin tuzu biberi oldu. Devre arasında Alex, üç hamle yaparak takımı ayağa kaldırmaya çalıştı. Sezon başından beri şans vermediği ve göz ardı ettiği Kaluzinski, duran topta ortayı yapan kişiydi. Hatayspor’un kırmızı kart görmesinden sonra sahada oyunu domine eden ve rakibine nefes aldırmayan bir Antalyaspor vardı. 15-20 dakikalık baskının ardından maça denge geldi. Sonrasında karşılıklı ataklarla son dakikalara girdik. 90+’larda gelen gol, bize geçmiş yıllardaki Bursaspor ve Mersin İdman Yurdu maçlarını hatırlattı. Sahadaki takım yine Antalyaspor’du ama bu maçlarla arasındaki en büyük fark, kalabalık bir taraftar desteği önünde oynamalarıydı. 3-2’den sonra verilen penaltı kararı kısa süreli bir soğuk duş etkisi yarattı, ancak VAR’ın müdahalesi ile hatadan dönüldü ve Antalyaspor’u olası bir krizden çıkaran 3 puan alındı.

Kazanan her zaman haklıdır ve kritik bir galibiyet aldık, ancak sorunları sadece geçici olarak halının altına süpürdük. Hem saha içinde Alex’in tercihleri hem de saha dışında yönetimin yapmadıkları ve yapamadıkları ileride başımızı ağrıtabilir. Öncelikle Alex, inadından vazgeçip takımın temel taşlarıyla oynamamalı ve oyun sistemini değiştirmeli. Bu kısıtlı kadronun onun kafasındaki oyunu oynaması maalesef mümkün değil. Bunu dün de gördük.

Yönetim ise önce inadından vazgeçip anlamsız sosyal medya yasağını kaldırmalı ve kombinelerde kampanya başlatmalı. Boş tribünler önünde 3 milyonluk bir şehrin takımını oynatmak akıl alır gibi değil. Benim tahminim, yönetim Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarının geçmesini bekliyor kampanya için. Zira bu iki maçtan iç sahada büyük bir gelir elde etme planları olduğunu düşünüyorum. Peki binlerce lira değerindeki biletleri kime satacaklar? Antalyaspor taraftarının olmadığı 30 bin kişilik bir tribünün vebali kimin olur? Eğer akıllarında böyle bir şey varsa, iki kere düşünmeliler.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.