Kaliteli Futbolcu = Kaliteli Futbol
Gecenin en güzel anlarından birisi de 3-0’dan sonra tüm tribünlerden bir anda yükselen İzmir Marşı’ydı …
Rıza Çalımbay’ın gidişinden sonra Antalyaspor’un sahaya nasıl bir on birle çıkacağı soru işaretiydi. Takımın başında altyapı antrenörü David Badia vardı. Maçtan önce de dediğim gibi bu maç antrenörsüz de olsa kazanılması gereken maçlardan biriydi.
İlk on birde Nasri-Vainqueur-Maicon gibi isimler olunca ilk kez birlikte sahaya çıkmalarına rağmen performanslarıyla göz doldurdular. Son on beş dakika oyuna giren Menez de görevini fazlasıyla yerine getirdi. Onun ve Sandro’nun ilk on bire girişiyle beraber önümüzdeki haftalarda takımın birbirine daha da alışmasıyla ortaya konacak futbolu merakla bekliyorum. Şu bir gerçek ki bu sene içeride ve dışarıda son derece zevkli ve gollü maçlara imza atacak bir takım izleyeceğiz. Dün oynanan hızlı oyun, Leonardo’nun da gelişiyle daha da gelişecektir.
Üst sıralardaki takımların puan kaybettiği haftada yeniden üst sıralar için verilen yarışa ortak olmak önemliydi. Önümüzdeki beş haftada maksimum puanı toplayabilirsek kendimizi bu periyotun sonunda ilk altıda, ilk yedide bulabiliriz.
Tribünlere gelince 13-14 bin civarı bir kalabalık vardı ama bu takımın hakkı 20 bin üzeri ortalamaya oynamak olmalıdır. Umarım kombine sahipleri ilerleyen maçlarda daha büyük ilgi gösterirler.
Gecenin en güzel anlarından birisi de 3-0’dan sonra tüm tribünlerden bir anda yükselen İzmir Marşı’ydı.
Yine dünle ilgili yazabileceğim tek eksi, maça girişteki yapılan eziyet içindir. Yedi girişi olan stadyum arama noktasının sadece ikisinin çalışmasına mı yoksa turnike girişlerinde ayakkabıların çıkartılmasına mı isyan edelim, bilemedim. Deplasmanda değil iç sahada olduğumuzu ve böyle bir muameleyi hak etmediğimizi yetkililerin anlaması, gerekli düzenlemelerin de yapılması gerekiyor ilk iç saha maçından itibaren.
Antalya gibi bir şehre bu yakışmıyor.