İlk Elin Günahı Olmaz

12 Ağustos 2024 09:00

Evren İlkdoğan yazdı…

Antalyaspor, yaz aylarındaki sezonun ilk maçlarında, iç sahada “sıcak” avantajını bir türlü kullanamayan bir takım olarak bilinir. Dün, eksik ve forvetsiz bir kadroyla sahaya çıktılar; bu durum da transferlerin zamanında yapılamamasından kaynaklandı. Kazansalar da kaybetseler de, bu durum yazacağım yazı açısından büyük bir fark yaratmayacaktı. Zira ligin ilk maçında alınacak bir galibiyet ya da mağlubiyet, sezon sonunda ne bizi şampiyon yapar ne de küme düşürür.

Alex de Souza, sahaya ilginç bir 11’le çıktı. Yetersiz gördüğümüz bazı oyuncular sahadayken, takımın önemli isimleri ise yedeklerdeydi. Göztepe karşısında gol yemeden sahadan ayrılmak önemliydi. Belki forvet transferi bu maça yetişmiş olsaydı, 2 puan kaybı bile yaşamayabilirdik. Ama olmadı ve takımlar birer puanı paylaştılar.

Hafta içi, forvet transferinin mutlaka yapılacağını ve Beşiktaş maçında yeni forvetle sahada olacağımızı düşünüyorum. Ancak endişe verici nokta, tribünlerin neredeyse tamamen boş olmasıydı. Stadın açıldığı tarihten beri lig maçlarında görülen en az kalabalık bu maçtaydı. Bunun temel sebepleri, biletlerin gereksiz pahalı olması ve yönetimin taraftarı tribüne çekmek için en ufak bir çaba göstermemesiydi.

Taraftar olmadan bu işin eksik kalacağı ve önümüzdeki haftalarda büyük sıkıntılar yaşanacağı çok açık. Sahada gelebilecek kötü sonuçların telafisi ve takımın eksiklerinin kapatılması konusunda tribünlerde yaratılacak atmosfer çok önemli. 10-15 bin kişinin olduğu maçlarda tribünde nasıl bir atmosfer oluştuğunu geçmiş maçlarda gördük. Bu, zor bir şey değil ama bunun için önce niyet olması gerekli. Bakalım yönetimin bu konuda bir niyeti var mı, yok mu?

Maç esnasında locada televizyondan izlenen Fenerbahçe maçı ve taraftarın buna gösterdiği tepki, sonrasında ise fiziki müdahaleye kadar giden olaylar silsilesinde Antalyaspor yöneticisinin başrolde olması, camia adına maalesef oldukça trajikti. Bu yöneticinin bu camiaya ait olmadığı ve camianın dinamiklerine karşı bilgi sahibi olmadığı aşikar. Sinan Boztepe’nin verdiği sözü tutup bu konuyu çözmesi, şu dönemde oldukça önemli. Bu konu büyüdükçe, kendisine verilen destek zaten azdı, tamamen bitecektir.

Umarım herkesin memnun olacağı şekilde bu sorunu çözer ve bir daha yaşanmaması adına gerekli tedbirleri alabilir.