Disiplin Zafiyeti

Ligin ilk yarısında kalan maçlarda 3 puan alabileceğimizi düşündüğüm tek maç, Ankaragücü maçıydı. Hani derler ya, iki takım için de 6 puanlık bir maçtı.

Maça iyi başladık, golü de bulduk. Sonrasında Amilton’un beceriksizliğiyle 2. golü bulamadık.

2. yarıda ender gelişen Ankaragücü atağında kalemizde defansımızın da zaafıyla golü gördük.

Aatıf’ın oyundan çıkması belki doğru karardı ama yerine giren oyuncu topu ileride tutabilecek bir isim olmalıydı. Doğukan tercihi yanlıştı.

Amilton ilk yarıda sahanın en kötüsü iken ve sarı kartı varken, 90 dakika sahada kaldı. Anlam veremedim.

Maçın son 10 dakikasında 2-1 öndeyken ve kapanıp maçı bitirme şansı varken, Tomas yine devreye girdi ve anlamsız şekilde Hakan Özmert’i oyundan çıkardı. Böylece orta sahamız ile defansımız arasında boşluk oluştu.

Gol yediğimiz pozisyonda ileride Gustavo Blanco, Mukairu ve Amilton olmak üzere üç isim vardı. Hakan Özmert yerine Gustavo veya Amilton oyundan çıksaydı, belki de şu anda aldığımız 3 puanla ilgili yazı yazıyor olacaktım.

Tomas tercihi bir kumardı ve maalesef bu kumar tutmadı.Hem oyuncu değişikliklerindeki hataları hem de sahadaki futbola herhangi bir pozitif katkı koyamaması, onunla ligin kalanında ligde kalma savaşında şansımızın düşük olduğunu gösteriyor maalesef.

Bir diğer problem de yedek kulübesi önündeki kargaşa. Maçı 90 dakika izlerken, Antalyaspor yedek kulübesinin önüne bakarsanız eğer en az 2-3 kişinin hatta yedek futbolcuların ayakta olduğunu, saha içindeki futbolculara taktik vermeye çalıştığını göreceksiniz.

Sahadaki futbolcuların vücut hareketleri, Tomas’ın futbolcuların üzerinde otoritesinin zayıf olduğunu gösteriyor.

Önümüzde 18 önemli maç var ve bu maçlar belki de Antalyaspor’un geleceğini belirleyecek. Bu mücadele öncesi bu seviyeyi daha önce defalarca oynamış kurt bir hocaya ihtiyacımız olduğu çok net. Umarım yönetim kurulu da bu problemi şimdiden görüyordur ve Antalyaspor’un başına tecrübeli bir hoca getirme çalışmalarına başlamıştır. Yoksa tünelin ucu şu anda maalesef görünmüyor.