Düşe Kalka
Elazığspor maçını da başlıkta belirttiğimiz üzere düşe kalka kazandık. Boş takım değil Elazığspor. Bilica, Mehmet Çakır, İvesa, Cangele gibi usta oyuncuları var. Hele Cangele her an her şeyi yapabilecek, skor tabelasını ne zaman değiştireceği belli olmayan bir oyuncu.
Maça yeni transferlerimizin 11’de oynadığı bir kadro ile çıktık. En hazırı Can Arat gibi göründü bana. Tecrübesi ile gerçekten takıma katkı koyacağa benziyor. Defans kurgumuz değişti hâli ile. Sakıb yedek kulübesine çekildi, yerine Lokman kaydırıldı. Aslında evet Lokman son haftalarda takımın en fazla çalışan ismi ama Sakıb da bırakın bu ligi Süper Ligde bile her takımın sol bek mevkiinde oynayıp sırıtmayacak bir oyuncu. Yani performansı bu şekilde.
Bakın ne güzel, oyuncularımızın performansları bazen o kadar iyi ki hangisini oynatmasak ”yazık olacak” diyoruz.
Erman Kılıç bu takıma çok şeyler katacak. Aslında hazır değil gibi göründü, Hami Hocam da erkenden aldı oyundan ama ben gayet de hazır gördüm kendisini. Hatta oyundan çıkarılmasına da üzüldüm ben. Zevk aldım onu izlerken. Nedeni ise çok basit, ülkemizde futbolcuların performanslarının iyi olup olmadığına maalesef top ayağına geldiğinde yaptıkları ve yapamadıklarına bakarak karar veriliyor. Mesela Osmanlı deplasmanında Berk İsmail’in düştüğü durum gibi. Bütün maç takımın en fazla çalışan ismi ol ama iki pozisyon senin yeni başlayan kariyerini Cumhuriyet Meydanı’nda sallandırsın.
Erman aldığı topları olumlu kullanmasının yanında, süratliydi. Hele bana göre gördüğüm en büyük artısı, boş koşularıydı. Boş koşuları gerçekten harikaydı ve bize sezon boyunca en fazla lazım olan şey bu. Böyle öldürücü ve ürkütücü ofans hattı olan bir takımın en büyük ihtiyaçlarından birisi, alan boşaltmak ve boş koşular.
Ahmet Aras ise bana en hazırlıksız görünen oyuncumuz oldu. Takıma alışık olmayabilir ama elinin ayağına dolandığı ve kaçırdığı bir pozisyon var ki hazır olup olmamak ile alakası yok. Topa vurursunuz gol olur veya olmaz. Bunu yapmıyor veya yapamıyorsanız mental bir sorun var demektir.
Lokman Gör Diarra’ya bir gol attırdı. İzlerken müthiş zevk aldım. Bugün Avrupa’nın en baba liglerinde bile az bulunuyor böyle goller. Lokman’ın Diarra’yı görmesi, Diarra’nın araya kaçması, asistin zamanı ve Diarra’nın usta işi vuruşu. Videoyu açıp açıp izliyorum.
Emrah’ın olayı sanırım çözüldü artık. Yedekten girince iyi işler yapıyor Emrah. Attığı gol kaç defans oyuncusunun arasından geçti öyle… Emrah’ın böyle işlerini öyle özlemişiz ki çıkan ”Gol” sesine dikkat edin, ne demek istediğimi anlarsınız.
Grup 1966 olarak yine stadı sürklase eden gruptuk. Sayımız ortalama bir sayıydı, zaten dediğimiz gibi bundan da düşük olmaz artık sayımız. Karşıyaka maçı çok önemli. Biz de takımımız da çok çok çalışmalıyız bu maç için. Hem yeni transferlerimizin de uyum sorununu biraz daha aşacağını düşünüyorum.
Her şey güzel olacak beyler, haydi…