Cesaret
TDK’ye göre cesaret, güç ve tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven olarak tanımlanır. Aynı zamanda cesaret, yiğitlik, kararlılık, ataklık, dayanıklılık özellikleri de içerir.
Milli maç arasından önce sahasında oynadığı Kayserispor maçında üç defansif orta saha ile takımı sahaya çıkaran ve alınan kötü sonuçla Milli maç arasına girilirken artık gönderilmesi ciddi anlamda düşünülen Yusuf Şimşek için ya herro ya merro maçıydı TT Arena’daki maç. Alınacak bir kötü farklı skor artık genç teknik adamın gönderilmesi demekti. Karşısındaki rakip, tabiri caizse “yaralı aslan” Milli takım arasında teknik direktörünü kaybetmiş olması, belirsizlik içerisinde bir döneme girmesi futbolcuların sahaya farklı bir psikoloji ile çıkmasına neden oldu. Aslına bakılırsa iki takım için de enteresan bir maç olacağı daha başlamadan belliydi…
Antalyaspor maça 4-2-3-1 dizilişiyle başladı. Rakibin ilk yarıdaki hırsı, azmi ve isteği, Guilerme’nin kötü formu ve Serdar Özkan’ın top ezmeleri sonucunda istediğini sahaya bir türlü yansıtamaması, Antalyaspor’un kalesinde golü erken görmesine neden oldu. Daha sonra kaos futbolu…. Fornezzi bütün geri paslarını ileriye gelişi güzel vurması, defanstan oyun kurulmaya korkulması ilk yarıda durumun Antalyaspor aleyhine sonuçlanmaması için bir sebep göstermiyordu. Fakat tek bir şey haricinde… Dakika 44’te Guilerme’nin çıkıp yerine Lazareviç’in girmesi ikinci yarıda Arena’da kopacak fırtınanın bir göstergesiydi.
Dedik ya Yusuf Şimşek’in son maçı olabilirdi diye… Genç teknik adamın, kaybedecek bir şeyi yok ve elinde de malzeme var. Akhisar maçında da denemişti aslında bazı şeyleri ama bu maç büyük maçtı fark da yiyebilir, belki antrenörlük kariyeri bitebilirdi. Tanımda da dendiği gibi güç cesaret gerektiren bir işti, tehlikeliydi ama hoca bu güveni kendinde gördü, cesaretli davrandı. Dakika 60’ta Serdar Özkan’ın çıkıp Mbilla’nın girmesi Hocanın dönüm noktasıydı. Ya herro ya merrosuydu…
Dakika 60’ta “yaralı aslan” önünde 1-0 yenik durumda… Dört forvete dönme cesaretini gösteren hoca takımın gösterdiği reaksiyonla Arena’da şova başladı. Top vermediği zamanlar oldu ev sahibine. Dayanıklılık üst düzeydeydi. Korkmadılar, yiğittiler gol yeseler de düşmediler. Kararlı bir şekilde gol aradılar. Atak oynadılar ve sonucunda da teknik adamdan futbolculara geçen bu cesaret sonucunda son dakika da olsa Arena’daki kavga kazanıldı ve Hocanın cesareti altın değerinde bir puanla ödüllendirildi.
Bundan sonra Yusuf Şimşek Hocadan kendi sahasında da böyle oynaması gerektiğini, korkunun defansif oyunun hiçbir katkısı olmayacağını ve futbolda cesaretin ne demek olduğunu, son saniyeye dek mücadelenin ne kadar önemli olduğunu, bir teknik direktörün saha dışında olsa dahi bir değişiklikle psikolojik olarak takıma olumlu etkisini bekliyorum açıkçası.
Bir Türk atasözü der ki: “Cesurun bakışı; korkağın kılıcından keskindir.”
Kalbinde biraz olsun Antalyaspor sevgisi olanlara…