Hoşça Kal Rıza Hocam

Kayseri maçını izlerken odaklandığım ve gözüme batan başlıca isimdi Sakıb Aytaç. Diego’nun sarı kart yemesinde de, yenilen iki golde de sağ olsun etkisi büyüktü. nitekim maç sonrası bir taraftara çirkince, hadsizce verdiği cevaplarla ne kadar “Antalyasporlu olmadığını” gösterdi. Çok ayıpladım, çok utandım onun adına okurken. Sosyal medyadan gerekli cevabı aldığını ve “Sen kimsin bebe” sorusunun cevabını toplu olarak hepimizden öğrendiğini düşünüyorum. Biz, Antalyasporuz! Sakıb Aytaç, asıl sen kimsin?

Gelelim Kayserispor maçına… Rezalet ötesiydi. Kadro yanlış, oyuncular ruhsuz, isteksiz… Kaçan penaltı, Kayseri’nin sürekli topu durdurması, oyuncuların kendini yere atması, açıklanması zor oyuncu değişiklikleri… Maç sonrası olan olaylar, Rıza Hocanın maç sonu açıklaması… Hepsi, her şey tek kelimeyle felaketti.

Şahsım adına artık yavaş yavaş transfer sezonunu çok yanlış şekilde tamamladığımızdan emin olmaya başladım. Sırf prestij ve ses getirmek uğruna Eto’o gibi bir dünya starının üzerine gelen Nasri, onun entrikaları, sahadaki itici hal ve tavırları, doping dedikoduları, yine Nasri’nin gelişiyle bozulan takım içi denge oyunları… Maddi ve manevi tamamen negatif yönde etkilendiğimizi düşünüyorum bu transferden.

Öte yandan Menez… Geldi diye havalimanına gidip karşılama yaptığımız adam, Antalya’da tatilden başka bir şey yapmadı daha. Açıkçası sesi çok çıktı ama içi boş teneke. İnşallah bu yazdıklarıma pişman olurum. Fakat şu an gitgide daha karamsar düşünmeye başladım takımla alakalı.

Rıza hocaya çok tepki veriyoruz. Evet, yanlış kadro kurmakta ve yanlış adamı oynatmakta üstüne yok maalesef. Ama admaın elinde de güçler dengesi bozulmuş bir takım, içten içe oyuncular arası mali savaş, isteksiz ve azimsiz bir takım var. Biraz daha geniş düşününce asıl hatanın aslında başka taraflarda olduğunu keşfediyor insan. Fakat ne demişler, “Şeriatın kestiği parmak acımaz.” böyle giderse kabak birilerine patlayacak ve en kolay hedef herkes için şu durumda Rıza Hoca.

Yazımı tamamlamadan az önce Rıza Hocanın takımdan ayrıldığı haberi geldi. nitekim birkaç satır önce kurduğım cümleler gerçekleşmiş oldu.

Rıza hocam, unutulmaz sezonun unutulmaz hocası olarak kalacaksınç Sen benim tanıdığım en içten, en samimi adamlardansın. Çok üzgünüm. Hakkını helal et.

Bakalım şimdi n’olacak takımın akıbeti. Ben son cümlelerimi susarak noktalamak istiyorum.