Bursaspor Gibi Olmak
Antalyaspor taraftarı için Bursaspor maçları hep önemli olmuştur. Bursalılar bizi, biz de Bursasporluları pek sevmeyiz. Tabii bu spor müsabakaları kapsamında. Normalde de biraz negatifiz Bursalılara karşı da onu da çaktırmayın. Gerçi biz Antalyalılar kimseyi sevmeyiz. Doğulu sevmeyiz, Bursalı sevmeyiz, Sakaryalı sevmeyiz, Ankaralı sevmeyiz, Bizanslı sevmeyiz, Denizlili sevmeyiz… Hatta ve hatta bazen birbirimizi bile sevmediğimiz olur. Klasik Akdeniz insanı işte, olacak o kadar…
Dönelim Bursa’ya… Bursaspor ile 90’ların sonunda, 2000’lerin başında oluşan o tribünsel kavgaları, tartışmaların o zamanın verdiği deli dolulukla görmüş biri olarak mutluyum aslında. O zamanlardaki genç taraftarın Bursa maçlarına karşı tutumunu, hışmını, nefretini bire bir yaşamış biri olarak gerçekten güzel zamanlardı. Tabii yaralananlar, polis copları, hayatını kaybeden holiganlıkları savunmuyorum. Sadece o aşırı rekabetin güzelliği, hırsı, hem beni Antalyaspor’a daha da bağladı hem de ileride okuyucularıma ve çocuklarıma bırakacağım güzel anılar bıraktı. Takıma bağlılık özveri güven ve hırs daha ne olsun ki.
Bizler de her ne kadar Bursaspor maçlarına ilgi duysak da karşı taraf da eksildi. Bu tabii aşk, tek taraflı olmaz. Kavga da… 2003-2004 sezonunda biz o zaman alt ligde Kocaelispor ile birlikte aşağıda Sakaryaspor’la uğraşırken Bursaspor üst ligde küme düşme mücadelesi veriyordu. Son haftaya gelindiğinde kimsenin bilmeyeceği Anadolu’nun birbiriyle didişmesinin, tribün güzelliklerinin, şovların, hırsın, tribün örgütlenmesinin, taraftar atışmalarının yarı yarıya düşeceğini kimse bilemezdi. Beşiktaş deplasmanda Rize’ye yenildi. Bursaspor küme düştü ve Bursaspor Beşiktaş’a düşman oldu. Yani sınıf atladı, üç büyüğe kafa tutmak önce taraftar boyutunda oldu. Daha çok örgütlendiler, daha çok bağlandılar, daha çok istediler. Sonunda taraftar boyutu sahaya yansıdı ve altı sene sonra 5. büyük oldular, şampiyon oldular. Biz de izledik. Bir eksiğimiz olmamasına rağmen hep alt sınıfta kaldık.
Neyse onlar erdi muradına, biz gelelim bu haftaki maça… Yusuf Hoca, aldığı uzun soluklu ceza, kamuoyundan yükselen çatlak sesler sonucu biraz ürkmüş olacak ki güzel bir kadro çıkardı sahaya. İyi de oynadı takım. Bursasporlu oyuncunun ilk yarıda atılması daha da rahatlattı takımı. İleride Guilerme, Diarra, Emrah ve Eto’o zaten yazarken bile gol yiyecek gibi hissettirir karşı takımın hocasına ki öyle de oldu. Sakıb’ın çabası, Eto’o ve Emrah’ın şık golü ile 0-2… Harika bir galibiyet… Maçtan önce beklemiyordum aslında. Takım düşüşe geçmişti ama isteyince biraz da futbol şansı yanında olunca kadro kalitesi ve sonuç hem Yusuf Hoca rahatladı hem de yeni stadyum açılısı öncesi takıma ve şehre güzel moral geldi.
Şimdi yeni stadyumda büyük oynamak zamanı… Zamanında Bursaspor yaptı, büyük oynadı kazandı. Hırs, birliktelik ve başarı… Kulüp, taraftar, şehir, herkes istemesi lazım bazı şeylerin olması için. İmkânsız değil yeter ki isteyelim… Belki bu ne diyor diyeceksiniz. Bursaspor gibi olalım!..
Yeni stadyum, yeni hayaller… Haftaya Beşiktaş maçında Arenamıza kavuşuyoruz. Nereye gidersem gideyim her zaman stadyumlara karşı özel ilgili olmuşumdur. Bir rüya gibi olacak benim için. Herkesi haftaya stadyuma bekliyorum.
Antalyaspor sevgisi kalbinizden eksik olmasın…