Buna Hakkınız Yok

11 Şubat 2015 07:04

Cuma gecesi yine öteki tarafa gittik geldik. Hatta şöyle söylemeliyim ki “Bir bakıp çıktık.”. Enteresan bir takım olduğumuzu her daim söylerim. Bu sadece bu sezon değil… Antalyaspor takımı tarihi boyunca hep enteresan şeylere imza atmıştır. Yenilgisi de enteresan, galibiyeti de enteresan bir takım olmuştur. Her sezon 34 maç yapılır ligde. Tarihimize bakın, bu 34 maçtan en az 8-10 tanesi enteresan olaylar yaşanmış maçlardır.

Şanlıurfa zor deplasmandır. Takımları iyi. Az gol atmalarına rağmen az da gol yiyorlar. Biz bu takıma karşı iki dakikada iki gol bulabiliyoruz. Normal bir takım ne yapar bu gibi durumlarda?

Yahu futbol çok basit bir oyundur aslında. Belirli zamanlarda belirli kuralları vardır. Bunları yaparsanız sonuca gidersiniz. 2-0 öne geçmişiz. Ne yapmalıydık? Sağda Emrah, solda Gökhan, ortalarında Erman ve uçta da açık konuşayım hiç beğenmediğim Ahmet Aras var. Her şeyden önce bu dört oyuncunun en önemli özelliği ne? Süratli olmaları! 2-0 öndesin, ne yaparsın? Kontra ataklar ile rakibi vurursun. Rakip belli ki üzerine gelecek. Bugün Real Madrid Çemişgezekspor ile maç yapsa ve geriye yaslansa, Çemişgezekspor bile hücum yapar. Biz ne yapıyoruz? Geriye yaslanıyoruz, doğru hamle. Ama kontratak yapmıyoruz, yanlış hamle bu işte. Hoş Ahmet kaleciyi bile geçip topu boş kale yerine daha zor olan yere, auta gönderebiliyor. Bu olay maç 1-2 iken oldu. O aut atışının akabinde de 2-2 oldu!

Fornezzi büyük hatalar yapıyor. Yediğimiz iki gol de altı pasın içerisinden geldi. Yahu altı pasın içerisindeki topa müdahale etmeyeceksin de hangi topa müdahale edeceksin Fornezzi? İyi niyetinden asla şüphem yok. Ama tüm bu olanlar geriye yaslanıp kontra yapmamamızdan dolayı oldu işte.

Hami Hocam elimizdekilerden sahaya sürülebilecek en doğru, en maksimum verimi alabileceğimiz kadroyu sürdü sahaya. Ahmet Aras konusunda şüphelerim olsa da doğru kadro idi sahadaki. Ama Hami Hocam oyuncu değişikliklerinde tamamen sınıfta kalıyor. Bize en yararlı iki oyuncuyu saha dışına aldı. Önde olan takım topu ayağında tutmalı ve top rakipte iken önde basmalı, göbekte basmalı. Topu ayağında kim tutacak, öldürücü pasları kim atacak? Erman! Oyun dışında Erman. Topa önde kim basacak, rakibi kim ısıracak, göbeği kim kapayacak? Zeki! Oyun dışında Zeki. Sezer oyuna girdi. Fazla bir şey yazmayacağım Sezer için. Gönderin, sözleşmesini feshedin, yapın bir şeyler işte, o derece yani.

Geçen haftaki yazımda belirttiğim taktiksel hatamız devam etti. Kanatlar defanslarına yardım etmiyor. Sağ ve sol bekimiz bugün Türkiye’nin her takımında banko oynar. Biz bu iki oyuncudan ofansif anlamda müthiş verim alıyoruz lakin defansif anlamda bazen yetersiz kalıyorlar. Bu onların suçu değil, bu ofans arkadaşlarının yardımlarına gelmemelerinin bir sonucu. En büyük problemimiz bu.

Emrah Başsan hep böyle oyna be… Bu ne patlamadır… Son üç maçtır gerçek Emrah sahada işte. Biz hep seni böyle görmek istiyoruz Emrah.

Son dakikalarda Berk İsmail oyuna girdi ve ben yanımdakilere “Kendisini affettirecek” dedim. Allah razı olsun, yüzümü kara çıkarmadı. Herkes onu eleştirirken ben buradan onun iyi niyetli olduğunu, üzerine düşülmesi gerektiğini, pozisyonlara değil, maçın genelindeki performansına bakılması gerektiğini yazdım. Hep çok mücadele etti, hep parçaladı bu çocuk kendisini ama kaçırdığı Osmanlı maçındaki bir gol pozisyonu nedeni ile hep negatif yaklaşıldı bu çocuğa. Sen çok iyi yerlere geleceksin Berk ve bu umarım Antalyaspor forması ile olur.

Bu son dakika gollerine biz alışık değiliz beyler. Kalbimiz sıkıştı ve içimiz daraldı resmen. Bunu bize yaşatmaya hakkınız yok, yapmayın böyle ve bileti erkenden kesin bitirin bu işleri arkadaş.

Gelelim bize yani taraftara… Perşembe günü öğlen çok uzun bir yolculuğa çıktık. Sayımız az da değildi hani. Gerçekten çok uzun ve yıpratıcı bir yolculuktu. 20 saate yakın gidiş, 20 saate yakın dönüş yolculuğundan bahsediyoruz. Ama ilk maçta derneğimizde ağırladığımız Şanlıurfa taraftarı bunu unutmamış ve şehrin girişinden aldılar bizi. İnanılmaz bir ilgi ile karşılaştık ve müthiş şaşırdık. Bütün şehir resmen bizi bekliyormuş meğer. Bakın sadece taraftar olarak demiyorum, bütün halk bize müthiş ilgiliydi. Çok güzel bir şehirleri var. Gezdirdiler, harika ağırlandık. Biz bunu istiyoruz işte. Gittiğimiz yerlerde oraların kültürünü öğrenelim, yemeğini yiyelim, tarihi mekânlarında fotoğraflar çekinelim, dernekler arasında ağırlanmalar olsun istiyoruz. Biz bunu başarıyoruz Grup 1966 olarak. Aynı şekilde Antalya’ya gelenleri de bu dünyanın en güzel şehrini gezdirelim, ağırlayalım istiyoruz ve biz bunu da başarıyoruz.