Böyle Devam
Maçı alacağımızı, hatta çok daha fazla gol atacağımızı düşünüyordum maçtan önce. Aslına bakarsanız maç 2-0 bitmesine rağmen benim düşündüğüm gibi oldu sonuç. Evet fazla fark olmadı ama verilmeyen bir net penaltı, verilmeyen sarı kartlar -ki belki çift sarıdan kırmızı kartlar- ve oyunun büyük bölümünde sahada oyunu rakip sahaya yıkan bizdik. Yani aslında mental anlamda sahada bizim dediğimiz oynandı. Biz bloklar arasını kısa tuttuk, oyunu rakip atağa çıkarken çok kısa alanda oynamaya zorladık. Eskişehirspor bunu kıramadı. Gol ilk yarı gelmedi ama statta herkes oldukça rahattı sonuçta. Rakip Eskişehirspor’da da hiç ışık yoktu. Eğer böyle oynarlarsa gerçekten işleri oldukça zor bu sezon.
Golün ne zaman geleceği belli değildi ama dediğim gibi statta herkes oldukça rahattı. Sanki 2-0 öndeydik maç 0-0 iken. Çünkü taraftar Antalyaspor’daki ışığı, alevi görmüştü. Maç 0-0 bitse de biz o ışığı gördükten sonra sıkıntı yoktu sonuçta ve ta ki kral ortalığa çıkıp ”Ben buradayım” diyene kadar sürdü bu. Gerçekten yıldız oyuncu neymiş, nasıl olurmuş, bir takım kaptanı nasıl olurmuş, her şeyi gösteriyor bize Eto’o.
Maç öncesi takımı saha kenarında topluyor Eto’o. Herkes birbirinin omuzuna girmiş omuzu ile. Ortada Eto’o ve kenardaki malzemeci, sağlıkçı, futbolculardan ayrı bir kişi dikkati çekiyor: Yusuf Hoca!
Bakın bu çok önemli! Yusuf Hoca kenarda oyuncular ile omuz omuza vermiş, ortada konuşma yapan Eto’o’yu dinliyor. Bu kelimeler ile ifade edilemeyecek bir şey. Bu ”Biz takım olduk.” değil ”Biz aileyiz.” demek.
Taraftar açısından benim bir şey dememe gerek yok. Samuel Eto’o bir sosyal medyadaki 7 milyon takipçisi olan sayfasından söyledi zaten söyleyeceğini:
”Bu maçta bizi kusursuzca destekleyen taraftarımıza çok teşekkür ediyoruz.”