Birlik Zamanı
Yazımı hazırlamak için bilgisayarın başına geçtiğim an, ilk aklıma gelen başlığı attım. Belki “niye bu başlık” diye sorgulamam gerekir ama dediğim gibi ilk aklıma geleni kullandım. Normalde Alanyaspor camiasının birlikteliğinde bir sorun yok. Her maç vefalı seyircimiz maçlara geliyor, taraftar grupları ellerinden geleni yapıyor, Alanya basını haberleri ve yorumlarıyla takımın arkasında duruyor. Bu başlığın altını o zaman şöyle dolduralım. Arka arkaya alınan kötü saha sonuçlarından sonra bu hafta birey olarak daha fazla destek olalım. Passolig alan beş bine yakın insanı tribüne gelmeleri için uyaralım. Bu takımın galibiyete ihtiyacı olduğunu herkese anlatalım. Özellikle taraftar grupları bu hafta her zamankinden fazla çalışırsa ve bunu futbolculara hissettirirse hafta sonu bizim için daha iyi olabilir. Taraftar grupları idmana giderek, futbolculara yanlarında olduğunu hissettirirse futbolcuların özgüveni geri gelir. Şu bir gerçek ki futbol maçı sahadan önce beyinde oynanır ve orada kazanılır. Bu aşamada taraftara çok iş düşüyor. Bolu maçında Şimşekler Grubu, maç öncesi futbolcuları çağırarak motive etmeye çalıştı. Bu hafta Adana maçında tüm gruplar maça erken gelerek futbolcuları maça hazırlamalı. Tribüncülük bir bütündür ve tüm ayrıntılar hesaplanmalıdır.
Kayseri maçına değineceğim ama önce futbolcu kardeşlerime buradan seslenmek istiyorum. Sizler profesyonel bir iş yapıyorsunuz. Her ne kadar bizler “amatör ruhla oynayın” desek de genelde futbolcular bunu bir iş olarak görüyor ve ona göre futbollarını oynuyorlar. Futbolcularımızın büyük çoğunluğu kariyerli ve kendilerini ispat etmiş kişiler. Bizim onlara akıl vermemiz gibi bir şey olmaz. Ama son zamanlarda bir şeyler eksik gibi gözüküyor. Ne kadar yan etkiler de olsa bu düzeydeki, sezonun başında göze hoş gelen ve mücadele veren bu kardeşlerimiz ayağa tekrar kalkmalı. Futbol basit bir oyun gibi gözükse de alınan sonuçlar, özellikle şehir takımları için çok şey ifade eder. İnsanlar şehrin vitrinindeki objeyi dikkatle takip ederler ve temsil gücünün üst seviyede olmasını isterler. Takımın alacağı her sonuç ailelere kadar ineceği için bunun sorumluluğu iyi idrak edilmeli. Şehrin tek isteği özgüvenlerini kazanmış futbolcular ve görmeye alışık olduğumuz tabloların tekrarlanmasıdır. İnanın futbolcu kardeşlerimiz, bu şehir sizde bu ışığı görmese yorum dahi yapmaz.
Kayseri maçı belki saha sonucu olarak kötü ama oyun olarak kötü değildik. Mehmet Hocanın takım yapmadaki zorluklarını da göz ardı etmemek gerekir. Maçı televizyondan, arkadaşlarımla, 90 dakika hop oturup hop kalkarak izledik. Genelde “hakemi de yenmeyi de bilmeliyiz” diyorum ama bu maçta hakem direncimizi cidden kırdı. Hakem kötü niyetli değildi ama ismi büyük takımlardan etkilendiğini hep birlikte gördük. Bolu maçında bu takım gol atamaz derken, Kayseri maçında gol atabiliriz umudunu yaşıyorsam hep bahsettiğim bu “futbolcular isterse bunu başarır” sözünün altındaki sırlardır.
Veysel Okşar