Bir Deplasman Klasiği
Son dört maçta neler yapar bilinmez ama bu haftaki Morais’in seneye devam edip etmemesi konusunda tereddütteyim …
Bir deplasman maçını daha geride bıraktık. Antalyaspor istikrarını koruyarak bir deplasmanda daha bizleri yanıltmadı ve sahadan boynu bükük ayrıldı. Futbolda kazanmanın, puan almanın yolu gol atmaktır. Kayserispor maçı gibi ekstra durumlar haricinde gol atmadan bunları beceremezsin.
Antalyaspor, sahaya gol yememek üzerine kurulmuş bir kadroyla çıktı. Rıdvan Şimşek gibi hücum gücü sıfır olan bir ismi sağ açık pozisyonunda oynatmanın mantığını ben çözemedim. Kendisi sakatlandı çıktı ve yerine orada asıl oynaması gereken Danilo girdi.
Geldiğinden beri kaleciliğini beğenmediğim M’bolhi’nin ikramlarıyla ağır bir mağlubiyet aldık. Hala M’bolhi ısrarını anlayabilmiş değilim. Ozan’ın eldivenleri eline geçirmesi için ne yapması gerek bilmiyorum.
Devamlı adaletli şekilde forma dağıttığını söylediğimiz Morais, bu hafta ilk on biriyle, oyuncu tercihleriyle sınıfta kaldı. Son dört maçta neler yapar bilinmez ama bu haftaki Morais’in seneye devam edip etmemesi konusunda tereddütteyim şahsen. İçeride aslan kesilip dışarıda hiçbir şey yapmayan bir takımın eksiklerini bulup bunları geliştirmek teknik kadronun işidir ama haftalardır bu konuda en ufak bir olumlu adımın atılamıyor olması cidden düşündürücü.
Mucize olmazsa eğer bu sene ligde kaldık. Birkaç puan daha alırsak matematiksel olarak da bu işi garantiliyoruz. İç sahadaki Konyaspor maçı hem prestij için hem de Süper Lig’de kalışı garantilemek için çok önemli. Takımın iç sahadaki performansını da düşününce puan veya puanlar alacağımızı tahmin ediyorum.
Pazar günü 19.00’da iç sahada yeni bir zaferde görüşmek dileğiyle.