Bence Kötü Sonuç
Galatasaray ile deplasmanda 3-3 berabere kaldık. Skoru herkes biliyor lakin ben yine de üç gol attığımızın üstüne basa basa yazmak istedim. Galatasaray gibi bir takıma karşı deplasmanda üç gol atıyoruz ve beraberliği son saniyede kurtarıyoruz!
Sahaya çıkan takıma baktığımda yine tedirgin oldum. Bakın bazı oyuncular antrenman oyuncusudur. Böyle bir tabir vardır, hepimiz biliriz. Yusuf Hocayı eleştirmeyi bırakıyorum artık. Yani yıllarca futbol oynamış bir insan kendisi. Bazı şeyleri artık görmesi gerekiyor. Elimizde Lazo gibi bir oyuncu var. Her zaman diyorum, rakip sağ beklerin korkulu rüyası bu ligde Lazo. Cumartesi akşamı oyuna girdi ve sadece Galatasaray seyircisi değil, tüm Türkiye gördü nasıl bir oyuncu olduğunu. Galatasaray savunmasının başı döndü resmen. Bu oyuncu gerçekten 11 başlamalı. Lazo’nun yedek başlaması gibi bir lüksümüz yok bizim.
Bence yapılan diğer bir yanlış da Diarra’dan sağ açık yaratma çabaları. Olmaz Diarra’dan sağ açık, yani olmaz hocam. Bakın MBilla’dan olur ama Diarra’dan olmaz. MBilla gibi bir oyuncumuz varken onu yedek başlatmak da lüks bizim için. Cumartesi günü girdi oyuna ve attığımız üç golde de katkısı vardı MBilla’nın.
Sahaya çıkan 11 bence oldukça yanlıştı. 18’de bulunan üç oyuncu değişikliği gayet de olması gerekenlerdi ve maçın ikinci yarısı sahada Barcelona değil Antalyaspor’u izledik. Resmen hallaç pamuğu gibi attık Galatasaray savunmasını. Ama hastalık nüksetti, savunma! O kadar saçma sapan goller yiyoruz ki anlatamam…
Bir kere açık ara ligin ofansta ve defansta hava hakimiyeti en kötü takımı biziz. Adam paylaşımı yok. Diarra’dan sağ açık niye olmaz, yediğimiz ilk gole bakın anlayacaksınız. Diarra’nın defansif özelliği sıfır. Defansa yardımı sıfır. Hem elimizdeki golcüden oluyoruz hem de o bölgede çok faydalı olabilecek bir oyuncuyu kullanamıyoruz. Böylece sağ kanadımız hem savunma hem de hücum konusunda sıkıntı yaşıyor, dolayısıyla takım sıkıntı yaşıyor.
Ben şahsen alınan beraberliğe sevinmedim. Bu maçtan üç puan almalıydık. Hakem iyiye yakın maç yönetti. Maçın henüz 1. dakikasında Podolski topu eli ile kesti. Hakem sadece elle oynama verdi. Açıkcası o an korkmadım değil, zira top ele çarpmadı, eli ile topu kesti Podolski. Henüz maçın başı diye bir şey de olmaz. El ile top kesildiyse sarı kartı verirsiniz ama daha sonra dengeledi hakem.
Elimizde gerçekten çok potansiyelli bir takım var. Yani mutfakta malzemeler çok güzel ama bunu çok güzel bir yemeğe dönüştürecek aşçımız maalesef yok.
Bilet fiyatlarının pahalı olmasına rağmen gerçekten hatırı sayılı bir sayı ile tribünde yerini aldı kırmızı beyaz yürekler. Ara ara öyle bir ses çıkardılar ki rakip takım taraftarları binlerce kişi olmasına rağmen sadece ıslıklamak ile yetindiler. Hepsinin yüreğine sağlık. Zaten takım da biraz tribüne uysa bu takımda gerçekten ilk üç sırada bulunacak potansiyel mevcut.