Antrenör – Futbolcu
Dünya futboluna bakıldığında başarılı bir kariyer geçiren yıldız oyuncuların kariyerlerinin sonuna geldiğinde bazen antrenör- futbolcu olarak görev yaptığı görülür. Bunların başında eski Fenerbahçeli Aykut Kocaman’ın İstanbulspor’da, Gianluca Vialli’nin Chelsea’de, hatta ve hatta Antalyaspor’un eski teknik direktörü Yusuf Şimşek’in de Turgutluspor’da futbolculuğun son döneminde antrenör-futbolcu olarak görev aldığını görmüştük.
Bu bahsettiğimiz antenör-futbolcular, genelde göreve geldiği ilk zamanlarda başarılı oldukları görülür. Çünkü gerektiği zaman saha içerisine, gerektiği zaman da kulübeden takımlarına destek sağlamaları; kısaca hem içeriden hem dışarıdan oyuna müdahale şansı, çoğunlukla özellikle de başlangıçta başarılı sonuçlara gebedir. Bu olayın fazla uzun sürmediği de bir gerçek.
Bizim olay aslında biraz doğaçlama oldu. Samuel Eto’o aslında kulübede Yusuf Şimsek varken de saha içerisinde patrondu. Saha içerisinde oyunculara desteği ve yönlendirmesi takdire şayandı.
Yusuf Şimşek’in Süper Lig’i becerememesi sonucu gönderilmesi ve teknik direktör arayışlarının da olumsuz sonuçlanmasıyla en mantıklı iş, saha içi patronunun saha dışında da patron olmasını sağlamaktı belki de. Hafta içinde Eto’o antreman yaptırdı, Eto’o takımı maça hazırladı. Eto’o’nun takımın başında biraz doğaçlama da olsa olacağı aşikardı Mersin İY maçına çıkarken.
Maç başladı, Mersin İY karşısında Eto’o’dan bambaşka bir taktik, bambaşka oyuncu tercihleri, enteresan diziliş ve otuzuncu dakikada 2-0 mağlup bir Antalyaspor… Sonrası mı? Hepiniz gördünüz. Direniş, istek, arzu, heyecan ve goller… Harika bir geri dönüş, harika bir 3-2’lik galibiyet…
Eto’o, Antalya Arena’da ilk golü attı, ilk galibiyeti aldı. Neredeyse bu sezon bütün ilkleri Eto’o ile yaşadık. Mersin İY maçındaki geri dönüş belki de uzun süredir Türk futbolunda görmediğimiz bir reaksiyondu.
Kalbinizden Antalyaspor sevgisi hiç eksik olmasın.