Dolar 39,2423
Euro 44,7139
Altın 4.175,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Antalya 30°C
Az Bulutlu
Antalya
30°C
Az Bulutlu
Pts 31°C
Sal 28°C
Çar 30°C
Per 30°C

Anti Futbol

6 Mayıs 2015 08:01

Yusuf Şimşek birkaç hafta önce ” Kimse bizden iyi futbol beklemesin, biz sonuç için oynayacağız.” dedi. Antalyaspor’u iyi futbol oynarken izlemeyeli zaten aylar olmuştu. Maçlarını izlenebilir yapan şeylerden ilki bu takıma olan gönül bağımız, diğeri de maçın son dakikaya kadar nasıl biteceğinin belli olmamasıydı.

Özellikle Giresunspor maçıyla Yusuf Şimşek’in oyun anlayışını futbolcular benimsediler. Devamındaki üç maçta da Antalyaspor Yusuf Şimşek’in tam istediği şekilde sahadaydı. Maçı olabildiğince uzun süre 0-0’a bağlayıp kazara bir gol bulup kendi sahasına çekilip rakibe karşı katı bir savunma yapıp kontra ataklarla gol bulma amacı güden bu oyun anlayışı sonucunda Antalyaspor son dört haftada sadece iki gol atabildi. O golcü takımdan eser bile kalmadı. Bu oyun anlayaşında hocayı tebrik edeceğimiz tek konu yediğimiz gol sayısının ciddi şekilde azalmış olması. Ama gol atamadıktan sonra maalesef bu da bir anlam ifade etmiyor.
Yoğun maç programında  ilk önce Alanyaspor deplasmanında ilk iki hedefimiz için büyük yara aldık. Sonrasında hafta içi ölüm kalım maçında, karşımızda Boluspor gibi ligi tamamen bırakmış, maç bitse de gitsek havasındaki bir takımı bulmuşken hem de maçın başında 1-0 öne geçmişken, 2.-3. golü aramak yerine anlamsız şekilde tamamen defansa çekilince, defanstaki saçma sapan bir hatayla golü yedik. Sonrasında Antalyasporlu futbolcuların ve teknik heyetin aklı başına geldi, rakip kaleye yüklenmeye başladılar. 10 dakikalık kıpırdanmayla %100’lük iki gol pozisyonunu takımın en formsuz futbolcusu Diarra ile kaçırdık ve ilk iki hayallerini Kaf Dağının arkasına bıraktık.
Diarra’nın problemi nedir hiçbir bilgim yok ama sahada gördüğümüz Diarra bırakın Antalyaspor’a oynamayı, 2.lig Kırmızı Grupta bile forma şansı bulamaz. Bu kadar kaliteli bir ismin bu kadar düşüş yaşaması araştırılmalı. Problemin kaynağının tamamen duygusal mı, yoksa başka bir sebebten mi olduğunu bulup çözüm üretmek teknik kadro ve yöneticilere düşüyor.
Zira Ahmet Aras’ın yokluğunda bu Diarra’yla gol atmamız ilerleyen haftalarda da pek gerçekçi görünmüyor.
Bu hafta Kayserispor deplasmanında iyi mücadele edip golü hiç düşünmeyince sahadan bir puanla ayrılıp play off hesapları yapmaya başladık. Sahada oynanan rakibi oynatmamaya yönelik oyun anlayışından birçoğumuzun hoşlanmadığına eminim. Şahsen benim sahada izlediğim, benim hayal ettiğim, görmek istediğim Antalyaspor değil kesinlikle.
Alacağımız 4-5 puan play offlara katılmamıza yetecektir. Sonrasında ise yazımın başından beri eleştirdiğim Yusuf Hocanın oyun anlayışı en büyük avantajımız olacak gibi görünüyor. Zira Play offlarda bu tarz bir oyun anlayışı her zaman iş yapar.
Kalan üç haftayı da sabırla geçirip play offlarda ne yapacağımızın merakı içerisindeyim.
Yaşayalım ve görelim…