Antalyaspor Sonsuza Dek Yaşar

Galibiyeti gölgelemek istemiyorum ama durum kötü. Orta halden biraz daha iyi futbol sergilediğimiz bu maçta daha iyi oynanabilirdi. Bunda etken havaların ısınması da olabilir. Ciddi manada ikinci yarı hava sıcaklığı hissediliyordu akşam olmasına rağmen. Pozisyonlara, verilmeyen kartlara girip geçmişi de yazmak istemiyorum. Önümüzü görmek istiyorum ama bir, iki, üç maçlık değil; ömürlük görmek istiyorum.

Galip geldik, mutluyum. Katkıda emeği geçen herkese teşekkürler. Zaten rakip belli, yeni mabedimizde ne kutlu mutlu zaferler gördük biz. Böyle ortalama geçmişini baz aldığımızda, rakipten fazlasıyla üstün olduğumuzu biz biliyoruz; onlar da biliyordu zaten. Takım otobüsü karşılaması, dışarıda meşale şovlar, rakip takım otobüsünün içinde herkesin birbirine dışarıdaki Antalyaspor taraftarını parmakla göstererek kendi aralarında yorum yapması bizim kim olduğumuzu yeterince gösteriyor. Antalyaspor tam bir ev sahibi takım yolunda emin adımlarla ilerliyor. Muhteşem kareografiler, görsel gösteriler başladı. Maçlara gelemeyenler eminin üzülmüştür görüntüleri ekran karşısında izledikten sonra. Bir üzücü haber daha ekran karşısında izleyenler için; görmek ayrı, yaşayıp hissetmek daha bir ayrı… Stat eminim ki seneye oturacaktır.

Kale arkaları aktif rol oynadı bu maç. Maraton da çok hareketliydi. “Forza Antalyaspor” koreografisi yeni bir şeylerin başlangıcı sanırım. O koreografiyi gördükten sonra seneye açılış maçında ne olur düşünemiyorum bile. Maddi manevi katkısı olan herkesin eline, yüreğine sağlık. Çok güzel olmuş. Ama benim görüşüm ne zaman Rixos Tribünlerinde de tezahürat, alkış, takıma destek anlamında oynanan maçlarda mücadeleye katılmaya başlar, o zaman bu takım da şehir de kazanır. Bir veya iki maçlık galibiyetten bahsetmiyorum ben, lig liderliği için gerekli olan galibiyetlerden bahsediyorum. Orada şehri bütünüyle temsil ediyorsak bunların olabileceğine inanıyorum. Çünkü statta genel anlamda bütünlük oradaki belli bir kesim yüzünden sağlanamıyor bence. Stat bütünlüğüne olumlu katkı yapmalarını bekliyorum son maçtan itibaren. Sonuçta oraya maddi manevi takıma destek olunmak için geliniyorsa artık yavaştan bir futbol seyircisi profilinden çıkılıp Antalyaspor seyircisi profiline bürünülmeli. İstisnasız yönetim geleceğe yatırım yapmak istiyorsa o bölgeye her maç atkı dağıtımı yapmalı. Oradaki profil ve kitlenin çoğunluğunu tahmin edebiliyorum. Yönetim daha iyi analiz yapmıştır zaten o bölge için.

Bu sezon Eto’o ile gol attığımız maçlarda toplasak 2-3 maç kaybetmişizdir zaten. 39 puanda ve 45 gol atmış bir takımız. Bu gollerin yirmisi dün de gol atarak prim kazanan Kamerunlu oyuncumuz Samuel Eto’o’ya ait. Ayağın sağ olsun Eto’o. İyi işler çıkardın bu sene, takımımız sayesinde çıkış yakalama şansına da sahip oldun. Biz de sayende seni tanıma fırsatı bulmuş olduk. Doğru tercih iki taraf içinde. Yeniden doğdun akrep ile birlikte. Aldığın parayı hak ettin. Benim hakkım varsa o parada “Helal olsun.”

“İki dakika düşün.” diye bir şey çıkardılar. Neden? Çünkü kendileri yıllarca 90 dakika düşünmediler, sonra tüm yükü Anadolu kulüplerine yıkıp işin içinden çıkacaklarını düşünüyorlar. Anadolu kulüpleri en üst ligde 15 takımdan oluşmasına rağmen hala kendi aralarında birlik beraberlik sağlayamıyor buna üzülüyorum. Artık İstanbul takımlarına karşı alınan galibiyetler eskiden olduğu gibi hayretle karşılanmıyor ligimizde. Sonuç itibariyle Türkiye futbol sisteminde yeni kanunlar ve Passolig gibi düzenlemeler ile çok şey değişti. Taraftar istenmiyor ama parası isteniyor. Bunların hepsini çok net görebiliyorum. Buna da bir isim bulmuşlar “Endüstriyel futbol” diye, olayın bütünü bu isimle anılıyor. Yalnız kulüplerin unuttuğu bir şey var, endüstriyel futbolda sportif başarı şartı aranır. Anadolu kulüpleri olarak daha birleşemiyorken sportif başarı söz konusu bile olamaz.

Antalyasporumuz en kötü ihtimalle bu kadroyla bize Türkiye Kupası’nda bir final yaşatmalıydı bu sene. Gereğini yapamadılar. Bu şehir Türkiye Kupası’nı istesin en fazla iki sezon veriyorum. İki sezon içinde Türkiye Kupası gelir bu şehre. Yeter ki inanılsın ve o baskıyı yönetime, kulübe, takıma hissettirelim. Biz görevimizi yapalım, gerisini onlar düşünsün.

Haftaya Mersin maçında Jose Morais deplasman takımı gibi oynatmayıp normal oynatırsa maçı alırız diye düşünüyorum. Zaten ondan sonraki hafta sezonun ev sahibi olarak son maçımız olan Trabzonspor maçı var. Evimizde son maçı kaybetmeyeceğimizi düşündüğüm için onu da kazanıp ligi olabildiğince üst sıralarda bitirmeye çalışırsak çok mutlu olurum. Sonuç itibariyle, “Herkes kendi kaderini yaşar, Antalyaspor sonsuza dek yaşar.”.

Herkese iyi haftalar.