Anadolu’dan Geldik
Bir Anadolu takımı neden bir diğer Anadolu takımının düşmesine sevinir ki? Düşmesi gereken bir Anadolu takımı mı olmalı, yoksa üç büyük diye adlandırılan takımlardan biri mi …
Bir galibiyetsiz deplasmanı daha geride bıraktık.
Öncelikle şuna değinmek istiyorum. Bir Anadolu takımı neden bir diğer Anadolu takımının düşmesine sevinir ki? Düşmesi gereken bir Anadolu takımı mı olmalı, yoksa üç büyük diye adlandırılan takımlardan biri mi? Bizim kavgamız şehrimiz değil miydi? İstanbul takımlarıyla savaşmıyor muyduk bu konuda? Her şey onların üzerinden dönüyor, onlara göre ayarlanıyor diye sinirlenip kızmıyor muyduk? Tabii şunu da belirtmek isterim ki İstanbul takımlarına Bizans yakıştırması yapılmasını da kesinlikle tasvip etmiyorum. Nasıl Antalya bizimse İstanbul da bizim vatanımızın şehri. Bizans başka imparatorluğun ülkemize hakim olduğu dönemlerin söylemi olarak kalmalı.
Asıl sorun İstanbul takımları üzerine kurulmuş olan lig ritüeli! Anadolu takımı Anadolu takımını tutmazsa, İstanbul takımları kazanmaya devam eder. Yok küme düşmüşsünmüş, güle güle Es-Esmiş!.. İstanbul takımları tutanlar seviniyor bunlara gardaşlarım! Ayık olun, ayık! Bugün onlara, yarın bize…
Gelelim bizim takıma… Geçen hafta lider takıma 4 gol at, sonra gel düşme potasında olan takımdan 3 tane gol ye… Demek ne diyoruz, sorun karşı takımlarda değil bizimkilerin ta kendisinde. Oy-na-mı-yor-su-nuz millet! Duyan varsa beri gelsin tabii.. Oynayan takım dört atıyor lidere, oynamayan davul zurna az anam! Hayır bir de anlam vermediğim durum şu: futbolcular kendini sorgulamıyor mu? İnsan der kendine “geçen hafta ne yaptık bu hafta ne?” Şasıp kalıyorum yeminle!.. Duruyorlar, duruyorlar sabit golleri yiyiorlar, sonra bir hafta atak yapıp bir takımı yeniyorlar, oldu bitti, oğlan bizim kız bizim moduna giriyorlar hemen. Eee tepkili taraftarın ağzına bir parmak balı çalıyorlar ne de olsa ”idare ediven gari” diyorlar. İdare edebilen varsa buyursun…
Zeki Yıldırım’ın gol atma potasından dönmesi beni şaşırtan tek şeydi maçta sanırım. Zeki’den beklenmeyecek hareketler bunlar. Devamı gelse bari… Ya Sakıb’a ne diyeyim ben? Geçen hafta süper bir gole parmak bastı, bu hafta maçın en berbat hareketlerini sergiledi. Şu çocuğa artık biri oyun zekâsını aşılasa iyi eder. Bir öyle bir böyle adam… İstikrar istiyoruz Sakıb’tan. “Fornezzi, canım Fornezzi ne yaptın sen?” diye sormaya yeltenesim yok yani! Berbat bir kalecilik, ani çıkışlar, hata sonucu yenilen canım gol… Ne diyeyim? Biz diğer kalecileri neden aldık? Ozan da gayet gelecek vaad eden bir çocuk ama fırsat verilmiyor.
Bu şekilde gidecekse bu takım, Allah taraftara sabır versin! Taraftar yapması gerekeni her zamanki gibi yaptı. Hep destek, tam destek… İşin özü, taraftara zeval gelmesin… Diğerleri gelip geçici her şey hallolur ama üzülen, cefa çeken yine taraftar. Antalyaspor’u güzel yapan şey taraftarın ta kendisi! Üzmeyin bizi, oynayın çocuklar, çocuklar oynayın yeter!
Hayırlı haftalar dilerim tüm Antalyaspor severlere..