Akdeniz’in Rüzgârı Sert Esiyor
Akdeniz Üniversitesi’nde oynadığımız son maçımızı kazandık. Eto’o’muz da gol krallığına geçmiş oldu.
Kral oraya çok yakıştı. Tahminimce çok da sevecek ve çok canlar yakacak. Kolay kolay da bırakmaz orayı takımın ağabeyi…
Evet Eto’o takımın ağabeyi. Baraj kurulurken kalecinin yanına gidip barajı ayarlıyor, takım arkadaşlarını yönlendiriyor, tecrübelerini bizim asi çocuklara aktarıyor, arkadaşlarıyla eğleniyor, taraftar takımı çağırdığı zaman tüm futbolcuları toparlayıp geliyor, Can Arat’tan öğrendiği üçlü ile bizlere üçlü çektiriyor takımın ağabeyi oldu. Kısacası Eto’o çoktan Antalyalı oldu. En başta tereddütlerim vardı. “Eto’o gibi yıldız futbolcu takım arkadaşları ile anlaşabilir mi? Yusuf Hocayı dinler mi? Taraftar çağırdığında tribüne gider mi?” gibi bir sürü tereddütlerim vardı ve Eskişehir maçı ile tüm bu kaygılardan eser kalmadı. Eto’o ilk golümüzü attığı zaman Yusuf Hocaya koşmasıyla tamam dedim Eto’o olmuş. Eto’o iyice bizden biri olmuş. Üçlü çektirdikten sonra “Eto’o, Eto’o” diye öne geriye gidip tezahürat eden taraftara Eto’o’nun da aynı şekilde tribünlere karşılık vermesi ile Eto’o Antalyaspor taraftarlarının gönüllerinde kurduğu tahta iyice oturuyor. Yıllar sonra bile Eto’o’dan bahsediyor oluruz.
Eskişehir Eto’o için özel taktik geliştiriyor diyorlardı. Sanırım taktikleri tutmamış yahutta bizim Eto’o’yu hafife almışlar. İkinci yarı çok daha istekli bir Antalyaspor vardı ve istediğini de aldı. İlk golümüzü ceza sahası dışından vurduğu sert vuruşla skoru 1-0 yaptık Eto’o ile. 90+2’de Serdar Özkan’ın yere düşürülmesi sonucunda kazanılan penaltıyı kullanan Eto’o affetmedi ve ikinci golü de atmış oldu. Böylelikle dört maçta toplam beş gole ulaştı.
Bir yandan da çok korkuyorum. Bir rüya gibi. Yıllardır hayal edilenler gerçek olacak gibi duruyor. Nazar boncuğu takmamız lazım. Göz değmesin, tek bir mağlubiyetle yola devam ediyoruz. Bu takım böyle giderse liderlik koltuğuna oturur. Liderlik koltuğunu kovalarken kalp krizinden gitmesek bari.
Bir konu daha var. Bu maçta Maraton dolu olduğu için deplasman tribünün yan tarafına oturduk. Önümüzde arkamızda aileler, ufak çocuklar var. Devre arasında deplasman tribününden gelen bir şişe önümdeki ufak çocuğa gelecekti nerdeyse. Eğer o su çocuğun başına gelseydi o çocuk bir daha maça gelmek ister miydi? Belki de babası da getirmekten vazgeçecikti oğlunu ve eşini. Biraz daha sağduyulu olmakta fayda var. “Teröre Karşı Birlikteyiz” deyip de maçta aileleri göre göre su atmak yakışmıyor.
Akdeniz’in rüzgârı Güney’den eser ve sert eser…
Geçtiğimiz haftalarda şehit olan askerlerimiz ve polislerimizin mekânları uçmağ olsun. Acılı ailelerine sabır diliyorum.