Röportaj: Gürhan Güneyli
SadeceAntalyaspor ailesi olarak, 07 Gençlik taraftar grubu lideri Gürhan Güneyli ile röportaj gerçekleştirdik …
SadeceAntalyaspor ailesi olarak, 07 Gençlik taraftar grubu lideri Gürhan Güneyli ile röportaj gerçekleştirdik. Röportaj için Gürhan Güneyli ve 07 Gençlik ailesine teşekkür ederiz.
Öncelikle 07 Gençlik grubunun ilk kuruluşu ve tribünlerde yeniden doğuşu ile başlayalım röportajımıza. “07 Gençlik” ne zaman kuruldu ve bu isim nasıl doğdu? Kuruluşundan bu yana geldiği nokta nedir?
07 Gençlik Grubu, resmen 1981 yılında kurulmuştur. Fakat kuruluş tarihi çok daha eskidir. O zaman gruplaşmalar yoktu ve dernek kurulması yasaktı. Grup, resmen 1981 yılında 07 Gençlik adı ile ortaya çıkmıştır. Asıl kuruluş yılları ise 1976-1977 yıllarıdır.
07 Gençlik, Türkiye’nin ilk resmi grubudur. Amacı, Antalyaspor’u desteklemektir. Grubun içerisinden bugüne dek avukat da, milletvekili de, başkan da çıkmıştır.
07 Gençlik, tamamen Antalyaspor destekçisidir. Antalyaspor’a her platformda destek vermektedir. Kulüp ekonomik olarak zor durumda olduğu doksanlı yıllarda yeri gelmiş kendi arasında para toplayıp futbolculara dağıtmıştır. Bizler, kulübümüze maddi manevi her türlü destekte bulunmakta ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmamaktayız.
Gürhan Güneyli kimdir? Antalyaspor ile tanışması nasıl olmuştur?
1978 Diyarbakır doğumluyum. Seksenli yılların başında Antalya’ya yerleştik. Antalyaspor’a tanışmam Antalya’ya yerleştikten sekiz dokuz sene sonra olmuştur.
Aile dostumuz olan rahmetli Selahattin Karatoprak, o zaman çevik kuvvet amiriydi. Kendisi bir dönem Yenikapı Karakolu’nda da çalışmıştır. O zamanlar maçlarda görev alıyordu, bizi de Antalyaspor maçlarına götürürdü. 07 Gençlik, o yıllarda Atatürk Stadyumu’nda kapalı tribünde üst taraftaydı. Grupla tanışıklığımız o ara yoktu, ufaktık ama o günden bugüne Antalyaspor destekçisiyiz.
07 Gençlik Grubuna dahil olmam ise Hakan Has ile olmuştur. Kendisi ile aynı mahalledeydik, o dönemlerde tanışmıştık. Sucu Mehmet lakaplı bir arkadaşımız vardı. Amcaları, ağabeyleri, dayıları Antalyaspor’un kuruluşundan bu yana destek veren insanlardı. Onların vesilesiyle 1992 yılında gruba dahil olduk. Yaşımız ufak olduğu için deplasmanlara çok nadir gidiyorduk ama grubun içerisindeydik.
Antalyaspor sevgisi, Gürhan Güneyli’de nasıl yer etmiştir?
Antalyaspor sevgisi, benim için çok farklıdır; kelimelerle anlatılamaz. Benim için bir yaşam tarzı olmuştur, ona bağlı yaşıyoruz. Deplasmanlara gidemediğimiz zaman kendimizi yiyoruz. Burada maç olduğunda da “Bugün Antalyaspor’un maçı var.” diye maç saatini heyecanla bekliyoruz. Bunlar, çok güzel şeyler.
07 Gençlik, Gürhan Güneyli için ne ifade etmektedir?
07 Gençlik benim için gerçekten çok önemlidir. Taraftar sayısının en üst seviyelerde olduğu dönem, bana denk gelmiştir. Ben, bazı sebeplerden ötürü beş sene kadar ara vermiştim. Bizler bıraktığımız için taraftar sayısında da ciddi bir düşüş yaşandı. 07 Gençlik dendiğinde de akla her zaman Gürhan Güneyli gelmektedir. Ben bu grup için elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım ve yapacağım da. 07 Gençlik’i elimden geldiğince büyüteceğim ki Antalyapor için maksimum katkıyı sağlayabilelim.
Gürhan Güneyli’nin 07 Gençlik tribün faaliyetlerine atılması nasıl olmuştur?
07 Gençlik taraftar grubuna girişim, dernek bazında ve resmi olarak 2004-2005 sezonunda olmuştur. Fakat daha önceki zamanlarda da resmi olmamak kaydıyla gençlerin ağabeyi, yöneticisi, lideri olarak 07 Gençlik idareciliği yapmıştım.
Antalyaspor tribünlerinin 07 Gençlik’e yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
07 Gençlik, mazisi çok eskilere dayanan bir gruptur. Antalyaspor tribünlerine gelen herkes, mutlaka bir şekilde 07 Gençlik içine girip çıkmıştır. Belki grup içerisinde her şey dört dörtlük değil ama biz bu isimleri elimizden geldiği kadarıyla ayıklamaya çalışıyoruz. Fakat bu gerçekten çok zor oluyor, taraftar grubu da kalabalık olduğu için en ufak bir olumsuzluk grubun adının önüne geçebiliyor.
Sizce Passolig uygulaması Antalyaspor tribünlerini ne kadar etkiledi? Passolig’in size göre eksileri ve artıları nelerdir?
Passolig sistemine sadece Antalyaspor bazında bakmayalım. Türkiye’de insanlar Passolig’e soğuk yaklaşıyor. İnsanlar bu sistemle resmen fişleniyor. Karaborsanın önüne geçtiği doğru ama bankalara ve Passolig’e yönelik bir rantın da olduğu ortamda insanlar bunun farkına varıyorlar. Her sene kart yenileme ücreti adı altında 15 TL para kesiliyor. Ayrıca kulüpler neredeyse Passolig tarafından yönetiliyor. Kulüp yöneticisiyle konuşuyorsun, dediği tek şey, “Passolig buna izin vermiyor.”
Bizler de Passolig’e karşıyız fakat aynı zamanda Antalyaspor destekçisiyiz. Sistemi istemesek de karşı da dursak kulübümüze gelir sağlıyorsa Passolig alıp takımımızı destekliyoruz. Yakın zamanda ise Passolig’in kalkacağını düşünmüyorum.
Yalnız atlanan bir konu daha var; kulübümüze Beşiktaş maçında kaçak seyirci sokmaktan ötürü TFF tarafından ceza verildi. Burada cezanın Passolig’e de kesilmesi gerekiyor. Yeni bir stadyum, turnikeler yeni, yeni bir Passolig sistemi kurulmuş. Kartlar okunmayınca devreye Passolig yetkilisi giriyor ve “Taraftarın kimliği ile Passolig’ini karşılaştırıp içeriye alabilirsiniz.” diye direktif veriyor. Kulüp de bunu uyguluyor fakat TFF tarafından ceza veriliyor. Bu ceza Passolig’e de verilmeli, bunu da tartışmalıyız.
Bizler her hafta sıkıntı çekiyoruz. Taraftar kombine almış, Passolig’i bir maç okuyor bir maç okumuyor. Okumadığı zaman da turnikeden Passolig gişesine yönlendiriliyor. Maçtan iki saat önce kapılar açılıyor. Bizim bulunduğumuz tribünden örnek verirsek, 5500 kişi içerisinde sürekli bir problem yaşanırsa bu taraftarlar maça nasıl yetişecek? İster istemez kulüp de zarara uğruyor, bizler için de taraftar sayısı bakımından zarara uğruyoruz. Biz şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Passolig yetkililerinin bu tür şeylere çok acil bir şekilde müdahale etmeleri şart.
Antalyaspor’un bu sezon başladığı ve önümüzdeki dönemlerde de devam ettirmeyi düşündüğü “yıldız oyuncu transferi” projesinin ilk ayağı Samuel Eto’o oldu. Sizce bu ve önümüzdeki dönem içerisinde yapılacak ya da yapılması planlanan projeler tutacak mı?
Takımımız, sportif anlamda eksik kalıyor ve birkaç takviye şart. Samuel Eto’o transferi Türkiye’ye damgasını vurdu ve aynı zamanda dünya da bu transferi konuştu. Eto’o, aynı zamanda çok iyi bir topçu ve karakteri de çok düzgün. Takım içinde hem ağabey hem kardeş gibi. İnşallah bu şekilde devam eder. Eto’o gibi birkaç ismi daha Antalyaspor’a getirebilirsek, Türkiye’nin ve Antalya’nın adını daha çok duyururuz.
Samuel Eto’o ve diğer gündemde olan yıldız isimler, futbol mentalitesi olarak da iyi bir adım teşkil ediyor. Bu tür futbolculardan Antalyaspor’a zarar gelmez. 11 haftada dokuz gol atarak gol krallığında lider durumda olan bir Eto’o örneği var önümüzde. Bir galibiyetin getirisi 1.2 Milyon TL. Her gelen futbolcu sezonda iki üç maç aldırsa dahi kendi maliyetinin çoğunu çıkartmış oluyor.
Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer’i nasıl değerlendirirsiniz?
Gültekin Gencer’in taraftar politikasına baktığımız zaman önceki Başkan Hasan Akıncıoğlu’na göre çok ciddi bir fark olduğunu görüyoruz. Gencer ile yaklaşık yirmi senelik bir hukukumuz, görüşmüşlüğümüz var. Kepez Genpaspor zamanında gidip takımı destekliyorduk. Gencer, bu yüzden taraftar gücünün farkında; bu yüzden taraftara biraz daha destek veriyor.
Ben, Hasan Akıncıoğlu döneminde de tribün liderliği yaptım. Akıncıoğlu’nın izlediği politika, tamamen yanlıştı. Onların istediği taraftar profili, Fenerbahçe taraftarı gibiydi. Onların istediği taraftar kombinesini alsın, gelsin, takımı desteklesin. Şimdi seyirci vardır, taraftar vardır. Onlar bunu iyi ayırt edemediler. Taraftarlar maça girer, takımı doksan dakika destekler, takımı ateşler ve sana maçı aldırır. Seyirci ise maça girer, oturur, maçını izler ve sonra çeker evine gider. Akıncıoğlu’nun Fenerbahçeli olmasının da bu politikada büyük etkisi vardır.
Bizler taraftar olarak Antalyaspor’a destek verme mücadelesi içerisine giriyoruz. Yeri geliyor, bazı konularda yönetime gidip taleplerde bulunuyoruz. Taraftarı benimseyenler de vardır, benimsemeyenler de vardır. Akıncıoğlu, taraftarı kendinden uzak tutma politikası izlemiştir.
İstanbul ile Antalya bir değil. Burası futbola biraz daha uzak bir şehir. Zaten az sayıda bir taraftar kitlemiz var, bunu da çekişmelerle kaybetmenin anlamı yok.
Gültekin Gencer, taraftarın gücünü bilen bir başkan. Bize destek vermesi de bizi memnun ediyor. Onlar bize destek vermedikçe bizler Antalyaspor’a yeterli katkıda bulunamayız.
Sağ olsun, bu sezon Tolga Cömertoğlu aracılığıyla 1500 adet kombine yükledik. Bizler böyle destekler gördükçe Antalyaspor’u daha iyi destekleyebilir ve takımı daha iyi yerlere getirebiliriz.
Yurtdışındaki takımlara göre baktığımızda Antalyaspor tribün ya da tribün gruplarının Antalyaspor camiasına sözü ne derece geçmektedir?
Bu konuya net bir cevap verebilmemiz için önce bizim de yurtdışına açılmamız, Avrupa’da mücadele etmemiz gerekir. Avrupa’ya gidince sesimizi daha fazla duyurabiliriz. Bir ara kardeş kulübümüz vardı, onların taraftar gruplarıyla ilgili çalışmalarımız vardı ama kötü sonuçların ardından küme düşmemizle bu projeler rafa kalktı. Ama inanıyorum ki Avrupa’da oynarsak gruplar olarak rahatlıkla söz sahibi olabiliriz.
Antalyaspor, yıllar sonra kendi stadyumuna kavuştu ve ilk mücadeleyi burada Beşiktaş’a karşı verdi. Sizce yeni stadyum, Antalyaspor’un çehresini nasıl değiştirdi?
Yeni stadyumun takımımıza çok büyük katkıları oldu ve daha da olacaktır. Açılış maçımız biraz sansasyonel oldu fakat biz skora takılmıyoruz. O maçta hakem hataları vardı ve bunlar maçın da önüne geçti. Sonuçta yenildik.
Antalyaspor’un yeni stadyumunda inanıyorum ki çok iyi şeyler başaracağız. Beş sene içinde dört stadyuma ev sahipliği yaptık. Mardan Stadyumu’nda biliyorsunuz ulaşım problemi vardı, gidiş ve dönüşlerde problem yaşanıyordu. Akdeniz Üniversitesi Stadyumu’nda ona keza problemler bitmedi. Kayserispor maçında maç cumartesi günü saat 14.00’de olmasına rağmen sekiz bin taraftar ortalamasıyla oynadık. Bu maç cumartesi günü akşam olsaydı ya da pazar günü olsaydı çok daha farklı olabilirdi. Yine de Süper Lig’de haftaya kıyasla seyirci sayısı bakımından Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ardından üçüncü sırada kendimize yer bulduk.
Yalnız bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Fikstür de çok yanlış. Maçlarımızın çoğu cumartesi günü. Benim gözümde futbol, cumartesi ve pazar günleri gündüz oynanmalı. Cuma ya da pazartesi maçlarına ya da akşam maçlarına karşıyım. Almanya Ligi’ne baktığımız zaman tüm maçlar cumartesi ve pazar günleri gündüz oluyor ve hiçbir olay da yaşanmıyor. Burada ise hep akşam maçları ve bir sürü olaylar yaşanıyor. Akşam maçından önce taraftarlar gidip alkol alıyor, farklı şeyler alıyor ve hep problem yaşanıyor. Burada alkolün getirdiği bir özgüvenden de söz edebiliriz. Oysa maçlar cumartesi pazar günleri 15-16 gibi olsa, herkes maçlara eşiyle ve çocuğuyla gelir. Böylece yıllar geçtikçe memleket bilinci de aşılanır ve daha iyi katılım sağlanır. Federasyonun da bu şekilde bir düzenlemeye gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
07 Gençlik olarak yeni stadyumda Kuzey Kale Arkası Tribününde bulundunuz ve ilk maçta güzel bir koreografiniz oldu. 07 Gençlik olarak Antalyaspor’a dair farklı projeleri de ilerleyen zamanlarda görebilecek miyiz? Bu projeler ne gibi projeler olacaktır?
Bizim projelerimiz, anlık olan şeylerdir. Bizler, sadece futbola yönelik değil; o an gündeme dair ne varsa o kareografi ya da şovları yapabilir, gündem yaratabiliriz. Büyük maçlarda yine bu tür kareografiler yapıp ismimizi daha iyi duyurmak ve takımımızı daha iyi desteklemek istiyoruz. Bu başarının nasıl geldiğini sorarsanız, 07 Gençlik Grubunun sayısının artışı biraz da benden kaynaklanmaktadır. İnsanların istediği şey, Gürhan Güneyli adı altında tek çatı altında toplanmak ve bir araya gelmekti. Bizler, geri döndüğümüzde gençler de ağabeylerinin yanında olmak istediler. Kısa zamanda iyi bir sayı yakaladık ama bu daha başlangıç. Sayımız daha da artış gösterecektir.
Kayserispor maçından sonra yerel medyaya düşen görüntülere göre Antalyasporlu bazı oyuncuların sigara ile pozu, Karşıyaka kulübüne başarılar diledikleri yazılar ve teknik direktör Yusuf Şimşek’in de bir mekânda alkollü fotoğrafı tepki çekti. Siz bu tür olayları futbolcular ve teknik direktör tarafından nasıl yorumluyorsunuz?
Aslında Yusuf Hoca hakkında çok fazla söze gerek yok. Bizler, kimseye karışmayız ama hocamızın da Beşiktaş maçında locada sigara içmesi hoş değildi.
Lokman Gör, Antalyaspor armasıyla sigara içerken yakalandı. Bu tür olaylara nokta koyulması gerek. Türkiye’yi bırakın, Samuel Eto’o sayesinde dünya basını Antalyaspor’u takip ediyor. Eto’o, her platformda Antalyaspor’un adını duyuruyor. O yüzden teknik direktör de oyuncular da Antalyaspor’u temsil ettiği için biraz daha kendilerine dikkat etmeliler. İnsanlar bu görüntüleri görünce ve bunları duyunca ister istemez tepki gösteriyor.
Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim.” demiş. Sen futbol oynuyorsun ama elinde sigara, sen hocalık yapıyorsun ama önünde rakı masası… Zekilikten, çevik olmaktan ve ahlâktan bahsedeceksin ama bu işler hoş değil.
Sezon öncesi “Depremden Doğan Kardeşlik”e yönelik Kocaelispor taraftarlarının Antalyaspor taraftar gruplarına yönelik bir tepkisi olmuştu. Bu tepkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
07 Gençlik Grubunun başında o zamanlar ben yoktum. Grubun başındaki arkadaşlar da o zamanlar çok aktif değildi. Kocaelispor ile bizim kardeşliğimizin ne olduğu, ne zaman doğduğu herkes tarafından biliniyor. Onlarla açılış maçı yapmamız en doğal haklarıydı, bizler de çok istiyorduk ama orada bir bilgi kirliliği yaşandı. Bu bilgi kirliliği Gültekin Gencer’den mi, Kocaeli Belediye Başkanından mı, Kocaelispor Kulüp Müdüründen mi kaynaklıydı bilemeyiz ama bu mücadelenin oynanmaması, Kocaelispor taraftarları arasında tepkiye yol açtı.
Taraftar nezdinde o zamanlar Grup 1966 daha aktifti. 07 Gençlik Grubu maalesef aktif sayılmazdı. Burada tek suçlu taraftardır. Taraftar, omurgalı davranmamıştır. Gidip yönetime hesap soramamış ve karşısında duramamıştır. Fazla da irdelemek istemiyorum ama Kocaeli bizim her zaman kardeşimizdir, öyle olmaya da devam edecektir.
Taraftar Grubu Başkanı Özgür ile de iyi ilişkilerimiz vardır ve görüşmeye de devam etmekteyiz. Bizler, 07 Gençlik olarak halen kırk birinci dakikada “Kocaeli kardeş Kocaeli” şeklinde bağırmaya devam ediyoruz. Özgür ile olay öncesinde de görüşüyorduk, olaydan sonra da görüşmeye devam ettik. Bizim 07 Gençlik olarak bir suçumuz yoktur. Organizasyonla ilgili 07 Gençlik ak demiyorum ama yönetime karşı hesap sorulabilmeliydi.
07 Gençlik olarak Antalyaspor’un diğer taraftar grupları olan Grup 1966 ve Red Soldiers ile aranız nasıl? Bu iki grup için sizden bir değerlendirme alabilir miyiz?
Stadyuma girdiğimiz zaman bizim için her şey bitmiştir. Onlar da Antalyaspor destekçisidir, bizler de Antalyaspor desteçisiyiz. Takımı en iyi şekilde motive etmek için birlikte koordine oluruz, koordinasyon sağlarız ama dışarıya çıktığımız zaman herkes kendi grubunun başındadır, herkes kendi grubunun sorumluluğunu taşır. Diğer taraftar gruplarının liderleriyle de görüşürüz ama içeriye girdiğimiz zaman bizim için tek grup vardır, o da Antalyaspor.
Takipçilerimizin en merak ettikleri konu ise sezon başında konuşulan fakat daha sonraları rafa kalkan grupların birleşmesi olayıydı. Bu konu neden rafa kalktı? İlerleyen dönemlerde tüm grupların tek çatı altında birleşmesi gibi bir ihtimali konuşabilir miyiz?
Ben tekrar tribünlere dönmem için gerek arkadaşlarım, gerek çevrem, gerek iş adamları, gerekse eski futbolculardan ciddi bir baskı gördüm. Bu baskıyı iyice hissettiğim zaman da tribünlerin başında olmam gerektiğini düşünüp geri döndüm. Eskisi gibi kırgınlıklar, dargınlıklar bitsin istedim. Herkes tek çatı altında toplansın istedim. Grup 1966 da Red Soldiers da derneklerini fesh etmesinler ama 07 Gençlik çatısı altında gene gruplarla devam edilecek şekilde toplanalım istedim. Fakat diğer taraftar gruplarının yöneticileri böyle bir şeye karşı çıktılar ve bizler de yolumuza eskisi gibi devam ettik. Görünen o ki çok iyi bir yoldayız ve yeni başladığımız halde taraftar sayımız Red Soldiers’tan da Grup 1966’dan da fazla.
İlerleyen dönemlerde belki yeniden birleşmeyi gözden geçirebiliriz, her zaman bu olabilir. Yeter ki tek menfaat Antalyaspor olsun, başka menfaatler işin içine girmesin. Bizim kapımız herkese açık.
Röportajımızın sonuna gelirken sizin için şu kelimeler ne ifade ediyor? Tek kelime ile açıklayabilir misiniz?
Antalyaspor : Yaşam tarzı
Taraftar : Kitle
Yeni Stadyum : Başarı
Deplasman : Vazgeçilmez
Bu keyifli röportaj için SadeceAntalyaspor.com Ailesi adına teşekkür ederiz. Son olarak, bizler aracılığıyla Antalyaspor taraftarlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Antalyaspor’a destek olup şehir bilincini alsınlar. Bu memlekette doğup büyüyüp ekmeğini yiyip şehirden gelir elde edip sadece İstanbul takımlarını tutmasınlar. İstanbul takımlarını tutuyor olabilirler ama ilk hedeflerini Antalyaspor yapsınlar, Antalyaspor’u sahipsiz bırakmasınlar.
RÖPORTAJ : Doğancan ATAŞ
FOTOĞRAF :
DÜZENLEME: Eda Genç
* Bu röportaj, 13 Kasım2015 tarihinde yapılmıştır.