Yok Yok Yok
Fahrettin Kayan yazdı…
Haftalardır bildiğimiz, düşündüğümüz ne varsa söylüyoruz. Ciddiye alan ya da dikkate alan YOK.
Kulüpte otorite boşluğu var, umursayan ya da takıma sahip çıkan YOK.
Başkan ortalarda YOK.
Geçen sezonlarda, parasız pulsuz takımda sorumluluk alan, yüreğini koyan futbolcular YOK.
Yapılan transferlerden hiçbir fayda YOK.
Takım sahada taktiksiz, amaçsız debeleniyor. Çözüm bulan teknik heyet YOK.
YOK… YOK… YOK…
Bu kadar yokları oynarken çözüm bulabilmek ya da doğruya gidebilmek adına yapılan onlarca hatalardan ders çıkarmak hiç YOK.
İnsanoğlu şaşar beşer ancak hayatta yaptığın hatalardan ders çıkarıp, ileride aynı hataları yapmamaya çalışmak en büyük becerimiz. Yaptığın hatalardan ders çıkarmak yerine başkalarını suçlamak ya da hataları geçiştirip önemsememek hatalar zincirinin halka halka eklenerek büyümesine neden oluyor.
Gerçi insan hayatında hatalarından ders çıkarabilmesi için, hayat dersini iyi almış olması gerekiyor. Bizim takımın kahramanlarının böyle bir hayat dersi aldığı şüpheli.
Türkiye’de teknik adam değişikliği takımlara motivasyon sağlar. En azından iki hafta takımda toparlanma gözükür ancak yardımcı antrenörlükten teknik direktörlüğe terfi ettirdiğiniz hocanın böyle bir tecrübesi olmayınca sonuç iki haftadır kabak gibi sahada.
Son yıllarda çalıştığımız teknik direktörlerde, oyuncu hakimiyeti sıfır, teknik taktik çalışma sıfır. Bu takımın son yıllarda organize bir atak çalışmasını ne zaman izlediniz? Hatırlayanlar hepimize hatırlatsın.!
Avrupa’ya gitme şansımızı yakaladığımız sezon bile söylüyorduk. Organize bir takım değiliz. Atak varyasyonlarımız yok. Bireysel çözümlerle başarıya gidebiliyorduk. Bize bu bireysel katkıyı veren oyuncuları da takımda tutamayınca sonuç 13 haftada 12 puan.
Tomas’ın Bülent Hocadan tek farkı, kenarda maç boyu iyi-kötü her şeyi alkışlayan bir teknik direktör olması. Hoca, bu alkış işini zamanında Leonardo yapıyordu. Alkıştan başka bir atraksiyon sağlayamayınca sonu yolculuk oldu.
Saha içinde ve sahaya yansıyan karakterde hiçbir farklılık yok. O zaman bu değişiklik neden yapıldı? Geçen haftada söylediğim gibi tek problem hoca değildi. Takımdaki diğer problemlere el atılmadığı sürece takımın toparlanması çok ama çok zor.
Saha dışı farklılıklarda ise geçen sezon Bülent Hocanın Galatasaray maçı öncesi söylediği “Şampiyonluk için onların bizden daha çok puana ihtiyacı var” söylemi, yeni gelen Tomas ile beraber “Başakşehir’in şampiyon olmasını istiyorum” açıklamasına bıraktı.
Giden ve gelen hocalarımızdan artık duymaya alıştığımız klişemiz DOGRU YOLDAYIZ açıklamasını Tomas’tan da duyduk. Allah aşkına bu nasıl bir doğru yol! Bu gidişatla bu yol nereye çıkıyor, birisi çıkıp açıklayabilse keşke.
Önümüzdeki 4 hafta fikstürde bu oyunla ve bu gidişatla kaç puan alabileceğiz? Biraz gerçekçi olun ve şapkayı önünüze koyup biraz düşünün.
Eğer masanın başındakiler masaya yumruğu vurup, radikal hamleler yapmazlarsa ilk yarı puan hedefimizin çok altında kalacağız. Eğer hamle yapmak için devre arası bekleniyorsa da en azından biraz toparlanma adına hareketlilik sağlayın. Yoksa bu taraftara, bu takıma maddi manevi emek harcayanlara yazık oluyor. En azından İstanbul deplasmanında Başakşehir’in dondurucu soğuğunda takımı yalnız bırakmayanlar için kendinize gelin!
Bu işin sorumluları keşke dondurucu soğukta deplasman tuvaletinin el kurutucusunda ısınmaya çalışan, çoraplarını ısıtan gençleri görebilseydi. Belki o zaman harekete geçmek ve kendinizi hatırlamak için biraz utancınız olurdu.