Yakışmıyor
Fahrettin Kayan yazdı…
Haftalar ilerleyip ortam gerginleştikçe, yaşanan bütün sıkıntılar saha içine de yansımaya başlamış gibi. Maç sırasında futbolcular stresli ve gergin durumdaydı. Zaten kazanma ihtiyacının vermiş olduğu psikolojik baskının yanında baskının her geçen gün artması da gerginliği en üst düzeye çıkarmış durumda. Oyuncu gergin, teknik heyet gergin, yönetim gergin, taraftar gergin… Rakiplerin kazanması ve takımın umut vermemesinin yanı sıra transferlerin gecikmesi gerginlik seviyesini de yükseltiyor.
Öncelikle teknik heyetin ardından yönetimin takımın üstündeki bu baskıyı azaltması gerekiyor. Futbol Sorumlusu Nuri Şahin kariyerinin en başında belki de en önemli sınavını veriyor. Çalışıp çıkar yol bulmaya çalışıyorlar ancak işin teknik taktik kısmından ziyade psikolojik toparlanma da gerekiyor. Bir galibiyet baskıyı kırar ama bu galibiyeti bulmak içinde hali hazırda mevcut psikolojinin düzeltilmesi gerekiyor.
Yeni transferlerden Fernando Martins ilk maçında fiziksel hazır olmasa da takımın oyun kalitesine çok katkı yapacak gibi duruyor. Ama Poli ile benzer yapıda oyuncular ikisinin bir arada oynaması orta sahanın hücum kurgusunda sıkıntı yaratabilir.
Kadro sıkıntısını konuşurken söylenecek söz yine aynı: Bitirici, nokta bir forvet çok ama çok acil alınmalıdır! Bu forveti bulmadığımız sürece işimiz gerçekten çok zor. Transfer şart ama bunun yanında takımdaki bazı oyuncuların tekrar kazanılması gerekiyor.
Bazı oyuncular hiç alışık olmadığımız kadar kötü durumda resmen tanıyamıyoruz. Kudriashov, Fredy, Boffin, Gökdeniz… Liste biraz daha uzar gider. Bu oyuncuların kendini tekrar bulması gerekiyor.
Hoca değişimi sonrası vitesi beşe takan bazı futbolcuların bu kadar sert düşüş yaşaması ve saha içindeki uyum sorunları son dönemde artan futbolcuların gruplaştığı iddialarını güçlendirir duruma geldi. Bir takımın yaşayabileceği en büyük sorunlardan birisi futbolcuların takım içi ahengi ve uyumu bunu tekrar sağlayamazsak istediğiniz kadar transfer yapın işimizi yine de zora sokar. Bunu sağlayacak olan ise yine öncelikle teknik heyet ve ardından yönetimdir.
Rize maçından sonra Aziz Başkan ve sorumluların masaya yumruğu vurması gerekiyor demiştim. Hafta içi Aziz Başkan başta olmak üzere bazı yöneticiler ve teknik heyet toplantı üstüne toplantı yapmış olsa da maalesef bunların etkisi saha içine yine yansımadı.
Senelerdir Antalya’da hiç alışık olmadığımız “En büyük taraftar, futbolcular sahtekar” tezahüratını duymak ne bu takıma ne bu şehre yakışmıyor. Her maçı stres altında izlemek sonunda yine üzüntü ve hüsran içinde kalmak, stattan her seferinde efkarla çıkmak artık herkesi sıkmaya başladı. Ne bu tezahüratları, ne içinde bulunduğumuz durumu bu şehir ve takım hak etmiyor. Yine söylüyorum sorumluların dizginleri eline alıp herkesin hak ettiğini yaşamasını sağlaması gerekiyor.
Son söz; bu yaptığım eleştiriler kimseyi yermek ya da zarar verme niyetinde değil. Eleştiriler bazen hoş gelmiyor olabilir ama hepimizin amacı artık bir şeylerin düzelmesi ve yoluna girmesi…
Yoksa bizde bazıları gibi kıssadan giriş-gelişme-sonuç yazalım, konuşalım bitsin gitsin… İster olumlu ister olumsuz “takımın iyiliği“ için konuşup yazmayanların gelinen noktada neden böyle olduk demeye hakları da, yüzleri de olmayacak.