Vasat Futbol

Ahmet Çolak yazdı…

Vasat Futbol
12 Ekim 2022 12:02

Her sezon başı yazdığımız elimizden ve dilimizden geldiği kadar anlatmaya çalıştığımız planlamaları kimler yapıyorsa, yine bizleri yanıltmadıkları için kulaklarını çınlatarak bu sezonki yazımıza başlayalım.

Geçtiğimiz sezonun kadrosu Doğukan Sinik ve Naldo harici korunduğu için yönetim her ne kadar +1 ile başlamış olsa da yapılan transferlerin katkısı, takımı bir o kadar da eksiklere doğru götürmüştür. Özellikle yıllardır gelenek haline gelmiş olan, oyuncuları altı ay veya bir yıl oynamadan maç eksiği olan bulmak anlayışı da ekstra yetenek isteyen işler gibi geliyor. Kanat oyuncusu konusunda gerçekten sınıfta kalmış bir Antalyaspor takımı izliyoruz. Yeni transfer Sam Larsson tam bir hayal kırıklığı, süre verilen maçlarda bunu çok net gördük. Her ne kadar yeni transfer olmasa da Alassane Ndao maalesef bu takımın kanat oyuncusu olacak yetenekte bir futbolcu değil ve bu sezonun en büyük hayal kırıklığı olacak oyuncusu olmaya aday gibi görünüyor.

İlk dokuz hafta sekiz maçını izlediğimiz Antalyaspor, geçen sezonun ikinci yarısında oynadığı oyunun çok gerisinde bir görüntü çiziyor. Özellikle Gaziantep FK maçının ikinci yarısından sonraki çöküşe maalesef bir önlem alınamıyor. Şu ana kadar maç başına 1 puan ortalamasını bile tutturamamış bir takımın bu istikrarını devam ettirse önümüzdeki sezon nerelerde olacağını düşünmek bile istemiyoruz.

Bugüne kadar oynanan maçlarda tatlı bir rekabet içinde olduğumuz Konyaspor maçına gelecek olursak önemi taraftar açısından yüksek fakat sahada oynayan oyuncu grubu ve kenar yönetimi için sıradan bir maç şeklinde oynandığını söylesek yanılmamış oluruz. Her iki takımda maç boyunca vasatın üzerine çıkmayan bir oyun anlayışı ile sahada yer aldı. Nuri Şahin’in tek yaptığı doğru, kanatlardan giderek ve o alanları kullanarak skor üreten rakibini kilitleyip neredeyse bir buçuk pozisyonla maçı bitirmelerine izin vermiş olmasıdır. Kendi takımı için ne yaptığını sorgularsak koskoca bir sıfır. İlk yarı boyunca net pozisyon bulamadan ve kaleyi bulan şut atamadan tamamlayan ekibi, ikinci yarının sadece on veya on beş dakikalık bölümünde bireysel oyuncu katkısı ile skoru bulsa da takım oyunundan uzak olduğu için saman alevi gibi parlayan bir bölüm izlemiş olduk. Belirttiğimiz gibi son haftalarda takım oyunundan çok uzak bir Antalyaspor izliyoruz. O gün gününde olan ve bireysel anlamda katkı yapacak birkaç oyuncusu çıkarsa maçı alabilecek bir takım izliyoruz. Tabii bu durumda rakip takımlar çok rahat önlem alıyor ve Antalyaspor’a galip gelecek fırsatları tanımıyorlar.

Skor üstünlüğü bulmuşken galip gelmek adına maçın son 26 dakikasını panik değişiklik yaparak beşli savunmaya dönen ve kalan 16 dakikada Fredy Riberio ile orta alanı dörtleyen, ileride tek forvet Gökdeniz ile 5-4-1 sistemine dönen kenar yönetimi iki yıl sonra bizlere Ersun Yanal takımını tekrar izletmiş oldu. Haftalardır galibiyet alamamış takımın hocasının yaptığı bu değişiklik, rakip oyuncuların kalecilerinin dahi yarı sahaya kadar çıkarak gol arama isteklerini arttırmıştır. Panik havasına girmeden, oyunu rakip yarı sahada ve ayağında top tutabilecek oyuncular ile oynamak durumunda olsaydı bugün üç puanı alan takımı konuşuyor olacaktık. Rakibin hocası kenardaki bütün forvet oyuncularını sahaya atmışken senin de buna karşılık elindeki oyuncularla defans yapma ısrarı bu sonucu getirmiştir. Ülkesinde ligi dahi olmayan ve maçlarını İsviçre II. liginde oynayan Vaduz takımının bu rakibini yani Konyaspor’u 4’lediği maçı izlemiş olsalardı bile kazanma ihtimali daha yüksek olurdu.

Tabii ki bu panik havasından ve kaos ortamından çıkaracak olan yine teknik ekip ve oyuncu grubudur. Lig uzun bir maraton, inişli çıkışlı dönemler olacaktır. Nasıl başladığın değil, nerede bitirdiğin önemlidir.

Son olarak hedef koyarken çok dikkatli olmak gerekir. Popülist hedefler koyarsanız, taraftarı gereksiz beklentilere sokarsınız. Şu an Antalyaspor takımına konulacak gerçekçi hedef; Türkiye Kupası’nda gidebildiği en yüksek yere gidip Avrupa kupalarına gitmek olabilir. Bunun dışındakiler, realiteden uzak ve anlamsız beklentiler doğurur.

ETİKETLER: ,