Tutanların Gecesi

Hakan Aydın yazdı…

Tutanların Gecesi
18 Mart 2020 08:56

Dünya genelinde yaşanan kriz ve kaos ortamından ötürü haklı bir tedbir olarak hafta sonundan itibaren seyircisiz oynanan maçlar sanki tatsız tuzsuz bir yemeğe benziyordu. Artık anlaşılmalıdır ki futbol, taraftar ile güzeldir.

Maça gelecek olursak Tamer Tuna, Antalyaspor’un ilk on birinde değişiklik yaparak başlamıştı. Orta üçlüde N’Dinga yerine Podolski yerleşmiş, onun hemen arkasında Fredy ile Hakan başlamıştı. Maça hızlı ve baskılı başlayan taraf, Antalyaspor olmuştu. Tamer hocanın bu taktiği benim düşünceme göre ilk yarı şok bir pres, hücum gücü ve hücum oyuncuları ile ilk yarıda farklı bir skor yakalayıp rakip takımı şoka uğratarak işi ilk yarıda bitirmek istiyordu. Zaten maçın hemen başında bunun emarelerini görmeye başladık. Daha 12. dakikada direkten dönen iki topumuz vardı. Maça öyle bir başladı ki Antalyaspor, rakip Sivasspor’u sanki ringde köşeye sıkıştırmış Rocky gibi bir soldan vuruyor, Sivasspor toparlanamadan bir de sağdan vuruyordu. Rakibini boks terimi ile tam anlamı ile abandone ediyordu.

Rakip Sivasspor, Antalyaspor’un ileri ucundan bayağı bir korkmuş ve ürkmüş olacak ki Antalyaspor’a ön alanda çok fazla baskı yapmayıp oyunu kendi sahasında kabul ederek, alanları daraltarak gol şansı vermemeye çalıştı. Yalnız ne yaparsa yapsın bunda başarılı olamadı. Bir kanadı kapatsa diğer kanatları patladı. Orayı kapattılar, bu kez göbekten geldik. Adeta kedinin fare ile oynadığı gibi hücum hattımız da Sivasspor defansıyla uğraştı.

Sivasspor ise gol umutlarını Antalyaspor atağa çıkarken ani kaptığı toplarla gol şansı aradı ama hep birlikte hücuma çıkan Antalyaspor, kaptırılan toplarda da hata yapmadı ve Sivasspor’un atak umutlarını başlamadan bitirdi. Ona rağmen ilk yarı bu kadar pozisyona girip golü bulamamak da tamamen bizim adımıza şanssızlıktı. Çuvalla pozisyona girip atamayınca, ilk yarı başladığı gibi bitti.

Maçın ikinci yarısına başlarken kafamda soru işaretleri vardı. Öyle ya, bu kadronun yaş ortalaması 32’nin neredeyse üstündeydi. Bir de yağmurdan ötürü bu ağır sahada ilk yarı yüksek tempoda rakibini boğan kadrodan beklentim, oyundan düşer düşüncesiydi. Bu, hepimizin içinden de geçmiştir. İkinci yarı başlama düdüğü ile birlikte takıma yine oyuna önde baskı yaparak hızlı başladı. 2. yarının hele ilk 10 dakikası, deyim yerindeyse rakip Sivasspor’un başını döndürdük. Adeta rakip Sivasspor sahada baygınlık geçirecekti. 

Dakikalar ilerledikçe atak üstüne atak geliştiriyor, pozisyon üstüne pozisyon buluyorduk. Fakat beklediğimiz gol bir türlü gelmiyordu. Rakip takım teknik direktörü Rıza Çalımbay, çaresizce kenarda oyuncu değişiklikleri yapıyor, takımını öne çıkarmak adına kenarda çırpınıyordu. Ama sonuç yine değişmiyordu. Bu karşılaşmayı kazanmayı kafasına koymuş olan Tamer Tuna ve oyuncu grubu, bitip tükenmez bir enerji ile rakip kaleyi ablukaya alıyordu ve hiçbir oyuncu yorgunluk belirtisi göstermiyordu. Gerçi bunda rakip teknik adam Rıza Çalımbay’ın da payı büyüktü. Çünkü kupada Sivasspor’u elediğimiz maçın ardından “Küçük takımlar da büyük takımları eleyebilir” şeklinde açıklama yapmıştı. Bu da gösteriyordu ki bu demeç, bizim oyuncu grubunu iyice hırslandırmış. Kimin büyük, kimin küçük olduğunu oynadıkları oyunla göstermiş oldular Rıza Efendiye. Rıza Çalımbay’a teşekkür etmek lazım bizi ayrıca motive ettiği için.

Maçın son bölümlerinde baskıyı iyice artıran Antalyaspor, hani futbolda “Atanın ve tutanın iyi olacak” diye bir tabir vardır ya, bu defa kaliteli ayak olanların yapamadığını tutanlar diye tabir ettiğimiz Kudryashov-Veysel ortaklığı ile aradığımız golü bulduk.

Neyse ki korkulan bir pozisyon vermeden maçı tamamladık. Kağıt üzerinde çok zor gibi görünen maçı çevirdik.

Maçın geneline baktığımız zaman 90 dakika süresince sahada olan Antalyaspor on biri çok az hatalı oynadı, bu iyiydi diyebileceğimiz tek bir oyuncu yok. Sahada bulunan tüm oyuncularımız çok ama çok iyiydi. Sahada sanki bir Barcelona vardı. Umarım bu güzel oyunu eğer devam edecekse kalan 8 haftaya taşırız ve puan cetvelinde çok farklı bir yerde ligi tamamlarız.

Son sözüm Sivasspor hocası Rıza Çalımbay’a gelsin:

Büyük ve üstün insanın yükselmesi yukarıya doğrudur; düşük bir insanın yükselmesi ise aşağıya doğrudur

Confucius