Son Düzlükte
Ahmet Çolak yazdı…
Haftalardır üç puanı hanesine yazdıramayan ve özgüvenini neredeyse tamamını yitirmiş olan Antalyaspor için çıkış maçı olabilecek maçta en iyi rakip İstanbulspor takımıydı. Bu haftaya kadar futbol kamuoyunda en zayıf halka olarak kabul edilen Ümraniyespor’dan sonraki takım, İstanbulspor’du. Fikstürü kendi ellerimiz ile yazsak ancak bu kadar etkili olabilirdik.
Kazanamamanın verdiği mental çöküntü ve başlama vuruşu ile gerçekten ne kadar dipte olduğumuzu gördük. Özellikle geri paslarda oyun kurarken pasların şiddeti ve kaleci Alperen’in topu ayağının altından kaçırması bunları doğrular nitelikteydi. Skoru erken bulma ve maçı kopartma adına rakip kaleye yüklenmeye başladığımız dakikalarda bugüne kadar iç sahada izlediğimiz en kötü defans kurgusuna sahip İstanbulspor hata üstüne hata yapmaya başladı ki ilk yarım saatte maçı 3-0 getirip kopartma şanslarını da çok net pozisyonda yakaladık lakin Haji Wright sanki ben zor pozisyonların adamıyım böyle kolay ve boş kaleye goller atmam der gibiydi. Hal böyle olunca o kural devreye girdi; “atamayana atarlar.” Hiç beklenmedik anda yine en zayıf halkamız olan duran top ve korner organizasyonundan golü kalemizde gördük. Rakibin kreatif, bireysel katkı verecek lider oyuncusunun olmaması gelebilecek faciayı önledi. İstanbulspor takımı genç oyunculardan kurulu bir ekip, oyun düzenleri çok koşmak, rakibi bozmak ve öncelikle bir puan, olursa üç puanı cebine koyup gitmek mantığı ile saha içerisindeydiler. Kaliteli ayakları olmayınca ve de sonuca etki edecek forvet eksikliklerini de göz önüne alırsak oyun planlarına saygı duymak gerekir.
Devre arasına girerken yenilen gol takımlar için çok büyük yıkım olur. İşte bu dakikada kaliteli oyuncu ve usta ayak dediğimiz futbolcu çıkar ve sonuca etki eder. Fernando serbest vuruşta o bölgeyi çok seviyor. Aynı bölgeden attığı goller ile birçok takımın canını yakmıştı, son kurbanı da İstanbulspor oldu. Ölçtü biçti en az iki veya üç defa topu vuracağı noktaya baktı temiz bir vuruş yaptı. Tabii ki tecrübesiz rakibin baraj hatası ve duruş şekline göre yanlış timing katkısını da unutmayalım. Böyle maçları oynamak gerçekte zordur. Sonucu almak adına sürekli saldırıp hücumu düşünüp gol veya goller ararken birinci bölgeni boş bırakıp rakibine açık alanlar da bırakabilirsin.
Rakip 10 kişi kaldıktan sonra, hiç de istemediğimiz bir durum oluştu; çünkü 11-10 oynamak gerçekten zordur. Rakip tüm hatları ile kapanır ve açmakta çok zorlanırsın ki dediğimiz gibi de oldu. Beklediğimiz galibiyeti getiren golü 90+6’da, at yarışlarında spikerlerin çok kullandığı tabir ile SON DÜZLÜKTE foto finish ile topuk farkıyla atmış olduk. İki hafta önce başka bir rakibin kendi sahamızda bize yaşattığını, aktörü aynı olan Luyindama’nın bu defa rakip kaleye gönderdiği topla Veysel’in golüyle bizler yaşamış olduk.
Nuri Şahin son haftaların durgun ve suskun oyuncusu Luiz Adriano’yu yanına kulübeye alarak başladı. Kanatlarda Sinan Gümüş ve Sam Larsson tercihlerinin yanı sıra bir de haftalardır merak edilen Japon oyuncu Nakajima’yı forvet arkası serbest oyuncu olarak sahaya sürdü. Sahada kaldıkları süre içerisinde Sinan Gümüş vasatı aşamazken, Larsson ve Nakajima vasatın biraz üzerinde görüntü çizdiler. Larsson lige yeni adapte olmaya başlamış, antrenman ve maç oynamama eksiği performansında belirleyici sebepler olarak göze çarpıyor. Bunları daha ileriye götürdüğü zaman fayda koymaya başlayacaktır. Nakajima’nın ilk olarak en fazla süre aldığı maçta kendisini izlemiş olduk. Henüz nerede olduğunun farkında değil, ligin sertliği onun önündeki en büyük sorun, bu fizik kapasitesi ile zorlanacağı aşikar. Dünya Kupası’nda verilecek ara onun için bulunmaz nimet, hem fizik kapasitesini hem de antrenman eksiğini kapatabilir. Çok yabancı olduğu ülkeyi ve ülke insanını tanımakta vakit bulacağı için başarısını arttırabilir. Sinan Gümüş kondisyon olarak toparlamış fakat fiziki yapısı oyuna katkısına engel oluyor. Kilo problemini tam manasıyla aşamamış ve bel çevresi kalınlığı maksimum düzeyde, topla dripling halinde etrafında dönerken sanki saatler geçiyor. Bu durumda rakipleri onu çok kolay durduruyor. Bu şekilde devam ederse formayı giyme şansı yok denecek kadar azalır. Houssam Ghacha hamlesi yerinde bir karar oldu. Çevikliği ve enerjisi ile rakip defansa zor anlar yaşattı. Eksik kalmalarındaki katkısı da etkiliydi. Ömer Toprak için transferi yapılırken yazılan müzmin sakat ithamları doğru çıkıyor. Özellikle dört haftalık sakatlıktan çıktıktan sonra geriye giden bir performans izliyoruz. Maçların sonra 15 dakikalık bölümlerinde adale ağrısı problemi yaşıyor. Maç içerisinde kısa kısa germe yaparak rahatlatma yoluna gidiyor. Son maçta daha fazla dayanamayarak değişiklik istedi ve kenara gitti. Oyuncu her ne kadar mücadele edip katkı koymak istese de tekrar eden sakatlığı izin vermeyecek görüntüsü çiziyor.
Son dakikalarda gelen galibiyet golü takım üzerindeki olumsuzlukların ve kara bulutların dağılmasına neden oldu. Gelecek güzel günlerin ve seri galibiyetler için takıma itici güç olacaktır.