Silkelenme Vakti
Doğru kararlar ya verilir ya verdirilir. Artık silkelenme vakti geldi …
Üçüncü haftayı geride bıraktık.
Bundan önceki yazılarımda ve bakış açımda büyük oranda değişiklik vardı. Pozitif ve yapıcı yaklaşıyor, “Başaracağız, takılmayalım puan kayıplarına. Daha yolun başındayız.” diyordum . Rıza Hocanın deneyimine, alınan yıldız oyuncumuza, takıma sonsuz güveniyordum. Fakat bu hafta tamamen idrak ettim ki “Yolun başındayız” mentalitesi ile, bu takımla, bu dizilimle, bu kararlarla işimiz çok zor. Sonra bir bakmışız ki yolun sonuna gelmişiz. Biz dünyanın bütün afilli yıldızlarını da getirsek ortada yanlış bir şeyler var.
Kişisel olarak sonsuz saygı ve sevgi duyduğum Rıza Hoca maalesef artık benden de kırmızı kart yedi. Verilen kararlar, oyuncu değişiklikleri ciddi anlamda gülünçtü . Tribünden bir renktaşım sosyal medyada şöyle yazmış, “Rıza Hoca Langırt oynarken 1-0 öne geçse, ilerdeki oyuncuları tornavidayla söküp gerideki çubuğa takar.” Katılmamak elde değil.
Takımı Malatya’ya taşıyan uçakta görevliydim malumunuz. Rıza Hocayla sohbetim esnasında takımın birkaç haftaya tamamen toparlayacağını, sakat oyuncuların eksikliğini, Nasri’nin henüz takıma alışma evresinde olduğunu, taşlar yerine oturunca daha güçlü bir takım olacağımızı konuştuk. Rıza Hocanın görüşleriydi bunlar. Bunun yanısıra işim icabı defalarca takımı deplasmanlara taşıyan biri olarak Samuel Eto’o’nun gözünde geçen seneki ışığı ve tutkuyu görmediğimi de söyleyebilirim. Kaldı ki Yeni Malatyaspor maçında karşı karşıya kaldığı iki pozisyonda sanki “Siz misiniz bana Nasri’den az para ödeyen” dercesine bir tavrı vardı. Sen Eto’o’sun ya, nasıl kaçırırsın bu pozisyonu!
Kulüp içinde maddi konularda bir dağılım yanlışlığı ya da şöyle söyleyeyim; kişiler ve aldıkları paralar arasında tahammülsüzlükler olduğu kesin. Futbolcuların maddi konuda tatmin edilmedikçe sahada iyi performans göstermesini beklemek maalesef mucize. Hele ki daha düne kadar bonservisinde indirim yapmaya çalıştığınız yıldızın üstüne ondan daha cok alan birini getirirseniz durumlar değişir. Olay sadece maddi de değil. Emre Güral geçen sene yeterince şevki kırılan, Rıza Hoca tarafından kullanılmayan bir oyuncumuz. Azmi, isteği ve başarısı da ortada. Bu oyunculara da imkan vermek, güvenmek, cesaretlendirmek lazım.
Yanlış hatırlamıyorsam , Rıza Hoca geçen sene “Bu benim kurduğum kadro değil, siz asıl seneye görün bu takımı.” demişti. Rıza Hocam görmek için sabırsızlanıyoruz da göremiyoruz hala maalesef. Transferler elbette tüm dünya basınını olduğu gibi bizleri de heyecanlandırdı. Malatya maçı esnasında resmi sitemizde golümüz şu şekilde açıklandı: “Samuel Eto’o’nun muhteşem asistinde golü atan Samir Nasri!” Ne büyük ne afilli ne gurur verici bir cümle! Fakat madalyonun diğer yüzü var, ciddi anlamda bir ödeme yapılıyor. Kulüp nasıl başa çıkacak bu maddi giderlerle? Hele bir de puan kaybetmeye devam edersek sonumuzu düşünmek bile istemiyorum.
İlk iki hafta eyvallah dedik daha yeni başladık ama artık daha fazla puan kaybına yer yok. Ya olacak ya olacak. Biz “O sene bu sene” dedik! Hepimiz kadar yönetim kadromuzun, sayın başkanımızın da gündemi takibinden şüphem yok. Doğru kararlar ya verilir ya verdirilir. Artık silkelenme vakti geldi. Eline bütün parçalar verilmişken sen o puzzle’ı bitiremiyorsan, sorun sendedir.
Yine de Samir Nasri’nin Malatya maçındaki heyecanı azmi isteği, Milli maç arasında yapılacak olan görüşmeler, idmanlar ve geçen süreden umudum var. Galatasaray maçında taraftar olarak üstümüze düşeni yapıp statta görüşmek üzere büyük Antalyaspor taraftarları!