Sıkıntılı Günler
Cuma günü ölüm kalım maçına çıkıyoruz …
Kadrolara bakıyoruz, “işte bu” diyoruz. Sonunda herkesin istediği kadro sahada. Inkoom formasına kavuşmuş. Solda Motta yerinde oynuyor.
Maç başlıyor, bir şeyi unuttuğumuz aklımıza geliyor. Antalyaspor geçen sene deplasmanda bu oyun anlayışıyla aynı dizilişle ne oynamış ki bugün ne oynasın. Her şey eski tas eski hamam. Aynı hatalar, aynı silik futbol…
Maç 1-1 oluyor ve hocanın hamlesi Zeki Yıldırım olmak üzere. O anda golü yiyiyoruz. Tamam, bu değişiklik şimdi iptal olacak diye kenara bakıyoruz ama Zeki Yıldırım ısrarla oyuna giriyor. Sonrasında da 3-1 oluyor zaten. Son dakikada attığımız gole sevinen var mı? Golü atan Deniz Kadah bile sevinmemiştir.
Her geçen hafta dibe doğru gidiyoruz. Umudumuz başkanımız. Eğer masaya yumruğunu vurursa, hem kulübün içindeki hem de kulübün çevresindeki Antalyaspor’un başarısızlığını isteyenleri temizlerse bu iş olur diyoruz. Aksi mi? İşte o zaman yandık.
Cuma günü ölüm kalım maçına çıkıyoruz. Kaybedersek kelleler gidecek o kesin. Dileğimiz bu maçtan üç puanla ayrılıp kriz ortamından olabildiğince çabuk çıkabilmek. Bunu başaracak kadro var elimizde, eğer bunu yapmak isterlerse.