Sancar Biçikçi’den Kongre Değerlendirmesi
Sancar Biçikçi, seçimin ardından bir basın açıklaması yayınladı …
Sancar Biçikçi, çarşamba günü yapılan kongrenin ardından sosyal medyadan açıklamada bulundu ve Antalyaspor’un sportif ve mali düzene çıkması için yollar belirtti.
Sancar Biçikçi, başkanlık adaylığını açıkladıktan sonra gördüğü destek ve ilgiden ötürü teşekkür ederken, göreve seçilen Cihan Bulut ve yönetimine başarılar dileyerek, kendilerinin her zaman Bulut ve yönetiminin yanında olduğunu açıkladı.
Divan ve dernek üyeleri olarak Antalyaspor’un borçlarına dair kalıcı bir çözüm yaratmak için daha fazla çalışmaları gerektiğini savunan Biçikçi, Antalyaspor Kulübü Derneği’nin yeterli denetim ve engelleme görevini yapmadığını belirtti. Biçikçi, dernekte yeni bir yapılanmaya gidilerek, derneğin elinde olan hisselerin borçları üstlenmek kaydıyla güçlü ve güvenilir bir firmaya verilebileceğini ya da üye aidatlarının sembolik tutulup kısa sürede üye sayısını yüz binin üzerine çıkartmak gerektiğini açıkladı.
Antalyaspor A.Ş.’de ekonomik düzlüğe çıkılması için maliyeti çok yüksek olan futbolcu ve personelle yolları hemen ayrımak gerektiğinin altını çizen Sancar Biçikçi, UEFA’nın 2018-2019 sezonunda çok katı şekilde denk bütçe ve ödenmemiş borçlar konusunda yaptırımlara gideceğini, bu yakın geleceğe hazırlanmanın Antalyaspor’un geleceği için önem arz ettiğini dile getirerek, gelirler artarken giderlerin kısılarak borç yükünün makul seviyelere getirilmesine dikkat çekti.
Son dönemde seçilmiş başkanların çok göz önünde olmasının da işin doğasına aykırı olduğunu söyleyen Biçikçi, “Başkanlar ve yönetimleri görünmez olmalıdırlar. Medyanın önünde sürekli görüş belirten Başkan yapısı modern kulüpçülük anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Ayrıca seçilen başkanların yönetim kurullarına danışmadan kararları tek başlarına almaları da yanlışları arttıran önemli sorunlarımızdan birisidir.” dedi.
Sancar Biçikçi’nin yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Sevgili Antalyasporlular. Öncelikle Başkanlık adaylığımı açıkladıktan sonra gördüğüm destek ve ilgiden dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Antalyaspor AŞ Başkan seçiminde işaret edilecek kişinin seçileceği bir realitede Başkanlık için sayın Cihan Bulut tercih edildi. Öncelikle yeni başkan Cihan Bulut ve yönetimine başarılar dilerim. Antalyasporun başarısı için her zaman olduğu gibi onlarında yanında olacağımı belirtmek isterim. Zaten Antalyasporumuzun formasını yıllarca giymiş ve bu kulüpte birçok görevde çalışmış biri olarak olması gerekende bu.
Ancak verdiğimiz bu destekler iyi kullanılmadığında ve kulübümüze bilerek veya bilmeyerek zarar verildiğinde kafamızı kuma gömemeyiz. Her Başkan değişiminde kimsenin alacağı kalmazken bize bırakılan borçların sürekli iki yada üçe katlanmasını sürdürülebilir bulmuyorum. Sayın Menderes Türel’in kulübe kazandırdığı tesisler mükemmel. Onun Antalyasporluluğu zaten tartışma götürmez bir gerçek. Ancak sürekli borçların artması ve onun ekonomik kaynak yaratması seçmenler tarafından da ciddi eleştirilere neden olmakta. Onu da bu konuda sürekli zorlamaya hakkımızın olmadığını düşünüyorum. Bu konunun kalıcı çözümü konusunda divan ve dernek üyeleri olarak daha ciddi çalışmalıyız. Bu konuda öneri ve düşüncelerimi siz Antalyaspor Ailesiyle paylaşmak istiyorum.
1- Üzülerek söylemek isterim ki, Antalyaspor AŞ Başkan ve Yönetiminin seçiminde çoğunluk hissesine sahip olarak tek yetkili olan dernek yönetiminin bu borçların oluşumunda yeterli denetim ve engelleme görevini yapmadığını görüyoruz. Bu nedenle yeni bir yapılanma bence zorunludur. Bu konuda 2 seçenekli çözüm yolu görüyorum.
a) Antalyasporumuzu bir grup azınlığın değil halkın takımı olması için üye aidatlarını sembolik tutup, üye sayısını da en kısa sürede 100.000’nin üzerine çıkarmalıyız. Kısaca emaneti sahibine teslim etmeliyiz.
b) Antalyaspor AŞ’nin borçlarını üstlenmek kaydıyla çoğunluk hisselerini güçlü ve güvenilir bir firmaya vermek. Davulda tokmağında aynı kişilerde olmasıyla daha sağlıklı bir yapıya kavuşulabilir. Bu konuda diğer bir alternatifte kulübün Rus oligarklara, Arap şeyhlerine yada Ulusal büyük bir firmaya verilmesini istemiyorsak , Almanya’da olduğu gibi örn: Bayer Münih 185.000 taraftar kulübün %82 hissesine sahip olduğu gibi çoğunluk hisseleri Antalyasporlulara devretmeliyiz.
2- Bu ülkenin kurtuluş mücadelesini Ahmet-Mehmet-Hasan-Hüseyin-Ali’lerle verdik. Antalyasporun mali ve sportif düzlüğe çıkışını da burada yaşayan Antalyaspor sevgisini içinde yaşayan herkesle vermeliyiz. Teknik ve İdari alanda Profesyonel kadrolarda öncelikle burada yaşayan ve bu sevgiyi hisseden kardeşlerimizden yararlanmalıyız.
3- Ekonomik düzlüğe çıkmak için maliyeti çok yüksek futbolcu ve personelle yolları hemen ayırmalıyız. UEFA kriterlerine göre kulüpler A takımlarına bütçelerinin %70 den fazlasını harcayamazlar. Almanya ortalaması %55 iken, bizde bu oran % 89 . UEFA 2018-2019 sezonunda çok katı olarak denk bütçe ve ödenmemiş borçlar konusunda puan silmelerin dışında küme düşmeyi de içeren sert tedbirler uygulayacak. Birçok kulüp farkında olmasa da, bu yakın geleceğe hazırlanmak kulübümüzün geleceği için öncelik arz ediyor. Gelirleri arttırırken giderleri kısarak borç yükümüzü bir an önce makul seviyelere taşımalıyız.
4- Altyapılardan oyuncu oynatma konusunda İspanya ortalaması %24.1 iken bizde 6.9 dur. Örnek olarak Barcelona % 34 , Bayer Münih %27.7 ve Arsenal’de 24,8 ile altyapıdan oyuncu oynatan başarılı ve karlı kulüpler. Bizde en yüksek oran % 14.2 ile Gençlerbirliği . Altyapıya en az bütçemizin %8-10 gibi bir bölümünü ayırmalıyız. Ayrıca Antalyamızın nüfus avantajını çok iyi değerlendirmeliyiz. 335 bin nüfusuyla Dünya şampiyonasına katılan İzlanda’dan 19 ilçemizdeki yaklaşık 2.4 milyon nüfusla 7 kat daha fazlayız. Antalyaspor-Valilik-B.Ş.Belediye-İlçe Belediyeleri-Milli Eğitim-AÜ Besyo-Tüfad- Askf vs. işbirliği ile yetenek bulma ve yerinde eğitimle bulunmayı bekleyen yetenekli çocuklarımızı kulübümüze kazandırmalıyız. 2 yılda milli takımlara çok oyuncu veren, 3–4 yılda da Avrupa’da başarılı kulüplerin oranları yakalanıp geçilebilir. Pilot takım ve U21 hariç diğer yaş gruplarının tamamı Antalya’da yaşayan çocuklarımızdan oluşmalıdır.
5- Başarıda yönetim devamlılığının yanında teknik kadrolarda da devamlılık çok önemli. İngiltere’de Manchester United 139 yılda 17 Teknik Direktörle ( 8 yıl ortalama), Arsenal 131 yılda 18 (7 yıl) çalışırken; Ülkemizde son 10 yılda BJK 8, FB 9 ve GS 15 Teknik Direktörle çalışmış. Bu kadar sık Antrenör değişikliğinde Antrenöre endeksli sistemler transfer israflarını arttırmaktadır. Avrupa’da başarıyla uygulanan Futbol Direktörü- Teknik Direktör ikili sistemine mutlaka geçilmelidir. Sportif Direktörü tüm futbol faaliyetlerini yönetim adına koordine ederken (transfer-altyapı-oyuncu izleme vs), Teknik Direktör ise sadece A Takımdan sorumlu olarak ligine ve sportif başarıya daha fazla konsantre olması sağlanmalıdır.
6- Son dönemde seçilmiş Başkanların çok ön planda olmaları bu işin doğasına uygun değil. Başkanlar ve yönetimleri görünmez olmalıdırlar. İdari ve Teknik alanlarda görevlendirilmiş kişilerin kulübün görünen yüzü olmasına önem vermeliyiz. Medyanın önünde sürekli görüş belirten Başkan yapısı modern kulüpçülük anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Ayrıca seçilen başkanların yönetim kurullarına danışmadan kararları tek başlarına almaları da yanlışları arttıran önemli sorunlarımızdan birisidir.
Özetlersek; Kulüpçülükte yapısal sorunlarımızı çözmeden, kar eden ve sürdürülebilir sportif başarılar yakalayan bir yapıya kavuşamayız. Futbolculuktan gelen kulübümüzde antrenörlük ve sportif direktörlük yapmış, uzun süredir spor turizmiyle uğraşan futboldan hiç kopmamış birisiyim. Bundan sonraki süreçte de doğru yapılan işlerin yanında, yapılan yanlışların karşısında yakın takipte olacağım. Başarının BİLGİ-ARZU ve CESARET’le geldiğine inanıyorum. Bunu hep birlikte başarabiliriz.“