Sabrın Sonu Selamet mi

Son üç maç kopyala-yapıştır misali birbirinin aynısı. Çabalayan, rakibine üstünlük kuran, gol atmaya daha yakın olan ve gol atmayı daha çok hak eden bir Antalyaspor gördük her birinde. Gerek birbirinin nereye koşacağına nerede duracağına alışamamış, tamamı yenilenmiş bir hücum hattı gerekse oyuncuların bireysel hataları ve yanlış tercihleri sebebi ile bu sezon henüz galibiyetle tanışamadık.

Bir duran topta Güray’ın yanlış pozisyon alması sebebiyle geriye düşmemiz aslında atamayana atarlar kuralının bir örneğiydi. Bize göre birbirini çok daha iyi tanıyan bir kadroya sahip olmalarına rağmen Kayserispor bize karşı ancak böyle şanslarının yardımıyla bir gol bulabilirdi, öyle de oldu. Asıl sorun bizim, bu gole ilk yarı içinde cevap vermemize rağmen galibiyeti bir türlü bulamamış olmamız. Bir de galibiyeti sağlayacağına inanılan hamlelerden birinin Milosevic olmasıydı benim açımdan.

Adam Buksa geçen sezon neredeyse hiç futbol oynamadığını açıkça gösterdi bu maç bizlere maalesef. Geçtiğimiz iki sezonda Haji Wright gibi yoktan gol yaratan bir forvete alışan bizler ayağına kadar getirilen pozisyonları gerek ağırlığı gerekse yanlış tercihleriyle bir bir harcayan bir oyuncuya karşı uzun süre sabırlı kalamayabiliriz. 4,8 Milyon € bonservis opsiyonu şimdiye kadar gördüklerimizle hiç örtüşmüyor maalesef.

Bu maç özelinde hem yenilen goldeki hatası hem de alıştığımız performansından uzak bir performans ortaya koymasından ötürü Güray da göze batsa da kendisinin bende kredisi epey yüksek. Kritik anlarda maç çözebilen üç oyuncumuzdan ikisini kaybettiğimiz bu sezonda ilerleyen yaşına rağmen takımın en önemli oyuncularından birisi Güray. Canı sağ olsun.

Hep olumsuz olmaz, hep olumsuz olursa bu maç özelinde en azından, doğruları yansıtmaz. Van de Streek golü bulmasının yanında hücum organizasyonlarında aldığı görevleri yerine getirebilecek bir oyuncu profili çizdi. Saric de verimli performansı ve özellikle bize forma numarasını aldığı Fernando’yu hatırlatan şutuyla iyi bir maç çıkardı diye düşünüyorum. Sahayı erken terk etmek zorunda olan kalan Holtmann’ı daha fazla izleyebilmeyi de dört gözle bekliyorum. Bu sezonki transferler içerisinde performansını en çok merak ettiğim oyuncu Holtmann.

Velhasıl, enseyi karartmamak gerek. Bu maçta olmadı ama milli arada birbiriyle daha fazla çalışacak olan yeni kurulmuş sayılabilecek takımımız bana umut veriyor. En kısa zamanda galibiyetlerle ödüllendirilecek bir bekleyişin içindeyiz yalnızca.

Bu arada yazımı kaleme aldığım sıralarda Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanan “Filenin Sultanları” Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımımızı da can-ı gönülden tebrik ediyorum.