Peşini Bırakmayacağız
Büyük Antalyaspor taraftarını tebrik ediyorum. İyi ki varız, iyi ki bir aradayız. Biz bir oldukça asla yıkılmayacağız…
Bu hafta da futboldan bahsetmeye sıra gelecek mi, merak içerisindeyim. Deplasman dönüşü takım otobüsümüze yapılan çirkin ve planlı olduğu gün gibi açık olan saldırıyı esefle kınıyorum. Bu ne taraftarlığa ne delikanlılığa sığan davranışın failleri bulunana ve cezalarını çekene kadar bu işin takipçisi olacağım. Yönetimimizin ve hatta şehrimizin dinamiklerinin de bizimle aynı düşünceye sahip olduğuna, bu işin yapanların yanına kâr kalmayacağına inanıyorum.
Oyuncularımızın yaralanmasına sebep olacak büyüklükte ve bunun olması için planlanmış bu saldırının spor basınında bir futbolcunun rakı içmesi kadar konuşulmaması da ülkece hiç iyi bir halde olmadığımızı gösteriyor. Böyle bir olayın “doğal” kabul edilmesi, normalleştirilmesi mümkün değil. Bu konunun üzerine saatlerce konuşulması, yanlışlığının üzerine basa basa anlatılması gerekiyor. Fenerbahçe takım otobüsüne Trabzon’da yapılan saldırıdan az bir hareket değil bu. Ön, arka, sağ ve sol tarafların hepsinden taş atılması gerçek bir linç tutumu ve planlı bir saldırı olduğunu açıkça gösteriyor.
Konuya taraftar gözüyle de bakmak gerekirse bu işin bir raconu vardır. Böyle bir hareketin kabullenilebilecek bir yanı zaten yok, hiç kimseye yapılmaması gerekir. Fakat taraftarlar rakip takım oyuncularına yönelik hiçbir şey yapmamalı, yapmaz. Tribün kültürü ve holiganizmin içinde rekabet ortamı içinde olanlar takımlar değil taraftarlardır. Oyuncular bu rekabetin tamamen dışındadır. Amiyane tabirle taraftar, taraftarla kapışır. Bu kültürün içinde taşıdığı duruş budur. Kültürü olmayan, kalleş, şeref yoksunu insanlar tarafından yapılmış olan bu aşağılık saldırının faillerinin bir an önce bulunmasını temenni ediyorum. Takımımızın oyuncuları ve otobüste bulunan bütün personelimize büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Öte yandan takımımız 15 kişiyle deplasman yapıp deplasman dönüşünde kalleşçe taşlanırken taraftarın ciddi problemler yaşadığı, gidiş dönüş aynı şekilde taşlandığı Konya’da, Konyaspor’a transfer olan “takım kaptanımız” Samuel Eto’o’yu da Allah’a havale ediyorum. Bunca yıllık kariyerinde kazandığı on milyonlarca dolar gözüne dizine dursun, gözü doysun. Bu dünyada paradan daha önemli şeyler vardır, bu yaşına gelmiş, bu kariyere sahip bir adama bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Böyle bir ismin, böyle bir markanın oynadığı kulüpteki maaşından 5 lira fazla maaş verip çanta taşıtılacak, kapının önünden gazete getirilecek vaziyette oluşuna çok üzülüyorum. Bazen diyorum ki keşke hiç gelmeseydi, keşke çocukluk, gençlik kahramanlarımdan biri olarak kalsaydı. Bana yaşattığı mutlulukları, sayesinde çektiğim huzurlu uykuları inkar edemem fakat bu kadar sevildiği ve her şeye sahip olduğu bu şehre ilk fırsatta ihanet etmeye olan meyli onu asla affedemememe sebep oluyor. Ondan nefret edemem ama onu artık sevmiyorum ve sevmeyeceğim. Kendisini para kazanmak için futbol oynayan bir kişi olarak görmekten ileri gidemeyeceğim artık. Çok üzülüyorum ama büyük sevgimi hak etmeyen küçük zayıf bir karakter görüyorum karşımda, elden bir şey gelmiyor.
Yazımı bitirmeden önce Akhisar’da şerefiyle mücadelesini vermiş, para için ruhunu satmamış, ilk 11de olmadığı için takım içinde huzursuzluk yaratmanın peşine düşmemiş gerçek delikanlı olan 15 futbolcumuzu mücadelelerinden ve emeklerinden ötürü kutlamak istiyorum. Bizden biri, içimizden bir birey olan hakiki kaptanımız Zeki Yıldırım ve onunla birlikte her kim ki bu kulübe kendi kulübü gibi bakıp sahip çıkıyorsa onlara şükranlarımı sunuyorum. Her birinin alnından öpüyorum. Ve ayrıca takımımızı Akhisar’da yalnız bırakmayıp hem dost Akhisar’a hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirmiş hem de doksan dakika usulünce takımımıza destek vermiş Büyük Antalyaspor taraftarını da tebrik ediyorum. İyi ki varız, iyi ki bir aradayız. Biz bir oldukça asla yıkılmayacağız!
#BizGerçektenAntalyasporuz
#SadeceAntalyaspor